Bölüm 1: Mektup

105 7 3
                                    

 Bazen neden bu kadar yalnız olduğumu düşünüyorum. Egoist diyebilirsiniz ama o kadar çirkin sayılmam. Koyu kahverengi saçlarım ve mavi gözlerim var. Saçlarım omuzlarımın biraz altında kalıyor. Dudaklarım gerektiğinden daha pembe duruyorlar ve burnumda küçük kalkık sıradan bir burun. Sevgilimin olmamasının nedeni belki lisenin başında bir çocuğu dövmem yüzünden olabilir. Evet, size garip gelmiş olabilir ama sakin olun kim olsa aynısını yapardı. Çocuk -yani Eric- bize gelmişti, evet, sevgiliydik ve fazla yakışıklıydı. Mavi gözlü ve çok açık kahverengi şaçları vardı. Ellini kalçama atmaya kalktığı zaman ne yapacağımı bilememiştim ve sadece kaşını patlatmıştım. Yani iki yumruk atmışsam ne olmuş? Okula benim serserinin teki olduğumu yaymıştı. Sanırım hayatım fazla boktan. Son zamanlarda düzenli olarak konuştuğum tek kişi Postacı çocuk. Bizim okulda ve fazla zeki bir çocuk. Beş numara gözlükleri, kısacık boyu ve konuşurken ağızından çıkan tonla tükürüğü yok sayarsak eğer fena sayılmaz. Evet bu kadar düştüm.

 Kahvaltıyı hazırlamaya başladığım zaman pencereden Postacı çocuğun bizim eve doğru yürüdüğünü gördüm. Elimdeki çilek reçelini masaya koydum ve ayağıma giydiğim maymun peluş terliklerimi sürükleyerek kapıya doğru ilerledim. Kapının girişindeki aynada kendimi gördüğüm zaman kısa bir şok yaşadım. Yatarken yaptığım topuz dağılmıştı, kafamın her bir yerinden saç çıkıyordu. Aldırmadan kapıyı açtım. Jackson'ın eli havada kalmıştı.

"Günaydın Stephanie." Elindeki faturaları karıştırırken kafasını hızla kaldırıp gülümsedi.

"Günaydın Jack."

"Bu sefer sadece fatura yok dostum. Senin için özel bir şey var." Gülümsedi ve elime bir paket verdi.

"Bu da ne?" diyebildim."İçinde ne var?" Kim yollamış olabilirdi ki? Eric? Ah,hiç sanmıyorum.

"Üzgünüm ama..." gözlüklerini tuttu ve burnunun ucuna kadar indirerek "Bunlar x-ray görevi görmüyorlar." Bir homurtu çıkarttım ve kutuya baktım.

"Başka ne var Jackie." Ona ismini kısaltarak seslenmiştim ve bu ondan hiç hoşlanmıyordu.

"Ve işte bir kaç fatura..." elime yaklaşık 5 tane fatura bıraktıktan sonra devam etti "Stefan." Bunu bekliyordum, gerçekten. Adım ile sürekli dalga geçiyordu. Stephanie o, Stefan değil.

"Teşekkür ederim." dedim yüzüme sahte ve kocaman bir gülücük yerleştirirken. Faturaları kahvaltı yapacağımız masanın üstünde attım ve merdivenlerden çıkıp odama gittim.

Kutunun üzerindeki kahverengi kağıtı yavaşça açmaya çalıştım ama o kadar çok bant yapıştırmışlardı ki parçalamak zorunda kaldım. Siyah bir kutu. İçini merakla, yavaşça açtım.

En sevdiğim sütlü çikolatalardan üç tane vardı,bir zarf ve bir tane küçük bir kutu. Çikolataları kutudan çıkarttım ve yatağa koydum. Zarfı açmadan önce kutuya elimi attım. Ağırdı. Açtığım zaman pembe bir mp3 gördüm ve bir de not.

En sevdiğim şarkıları bir araya topladım umarım beğenirsin Sevgilim.

Doğum Günün Kutlu Olsun.

-S  

Mektubu okumaya başladım.  

(Tanıtım bölümünde yazmıştım tekrar yazıp sizi sıkmak istemiyorum. ) 

Bugün doğum günüm olduğu tamamen aklımdan çıkmıştı. Ailem doğum günü hediyem olarak tatile gitmek için bilet aldı ve benden heyecanlı oldukları kesin. Bugün tatile gideceğiz ve ben her zaman ki gibi bavulumu gitmeden 1 saat önce hazırlamaya kararlıyım. Çocuğun dediği bir şey aklıma takıldı. " Gelişim tam bir şimşek gibi düşecek hayatına. "  

Yani benim için en büyük karşılaşma; çok acıkmışken sevdiğim çocuk ile karşılaşmak. Gerçekten dehşet verici. Annemlerin kalktığını duydum ve mp3 ile mektubu kutunun içine koyup boş bavulumun içine koydum. Aşağıya ağır ağır inerken maymun peluş terliklerim birbirine takıldı ve az kalsın yere kapaklanıyordum ki babam kolumdan yakaladı.  

" Her zaman aynısın bebeğim. " dalga geçiyordu ve gülüşü neredeyse her sabah gördüğüm bakışıydı. Genelde her sabah takılıp düşme tehlikesi atlatıyorum ama terliklerimden hiç bir zaman vaz geçmiyorum.  

 Kahvaltımı yaptıktan sonra annemin yanağına küçük bir öpücük kondurup odama çıktım. Çantama tshirt, şort ve iki elbiseyi yerleştirdim. her ne kadar giymicek olsamda elbiseleri her tatil yanıma alıyorum. Bavulumu hazırladıktan sonra yanıma da bir çanta aldım ve kutunun içinde olan mp3 ve mektub nu koydum. Bir de günlüğümü.

 Bavulumu merdivenlerden indirirken biraz zoransamda kapının önüne kadar getirebilmiştim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 25, 2013 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Baby It's YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin