İnsanlar basit yaratıklar. Gittikçe basitleşiyoruz. Günden güne çirkinleşiyoruz.
Duyguları olan her varlık biraz basittir.
Kendi kendini üzebilirsin ortada bi sebep yokken. Her birey içindeki boşlukla karşılaştığında aciz ve çaresiz kalmıştır. Benim yaşadığım da bu kendimi kötü hissediyorum. Hemde sebepsizce. Sonra dönüp bakıyorum dışardan kendime hiç bir sorun yok, peki ya gözlerimi kapatınca içime döndüğümde?
Kocaman bir boşluk.
Ne yapacağım, ne istediğim belli değil. İstiyor muyum gerçekten? Ne yapacağımı biliyor muyum?
Bunların her hangi bir sebepleri sonuçları yok!
Adapte olamıyorum kendime, herşey rutin geliyor mesela sonra yeniden içimden bir ses kulaklarıma fısıldamaya başlıyor.
'Ne zamana kadar hislerini yok sayıp ruhunu kapatıp bedenini yaşayan ölüye çevirmeyi planlıyorsun ?'
Bilmiyorum, garip bir his. Tek bildiğim kendimi aşmam gerektiği.
Bunu aştığımda ben 'ben' olarak devam edebilcek miyim?
Umut-
İçimdeki umuda söz geçiremiyorum. Bir o kadar negatifken birde o kadar pozitif. Kanatlarımın kırıldığına inanmıyorum, inanmak istemiyorum. Sadece incindi ve tekrar iyileşebilecekler. Bu gücü, cesareti kim, ne, nasıl veriyor bunuda bilmiyorum ama içimde o kadar büyük bir ışık var ki gözlerimi kamaştırdığı için göremiyorum belkide.
Elbet parlaklığı hafifleyince gözlerimi tam olarak ruhuma açmama izin vericek
VE BEN-
Umudumu seviyorum, her boşluk bir gün dolar ve benim içimdeki boşluk her neyse inandığım kadar güçlü, hızlı dolucak. Sadece gözümü kapatmışken aklımdan geçen beni incitecek/kıracak olan anıların üstünü örtmek.
VE BİZ-
Bunları ben ve benim gibi hissedenler en güzel gülücüklerle açacağız gözlerimizi yarınlara.
Belkide bu büyük boşluğu dolduracak şey çok büyüktür, umudunuza sarılın ve onu kaybetmeyin..