2. bölüm

16 3 1
                                    

Gözlerimi yumdum, bana sarıldıgını hissettim, kulağima eğildi üzülme pandacık, olabilir biz iyi bir aradaşlık kurabiliriz, sadece arkadaşlık!...

Benle arkadaşmı kalabilirmiş, sanki sevgili olmak istedim. Aslında kötü olmazdı ama bilmiyorum.
Francisco yüzüne gelen sarı saçlarını arkaya attı. "Gerçekten sevgili olmamız yanlış olur" bu sözler kalbimi acıttı nedenini bilmesemde, üzülmüştüm. Cebinden bir paket çıkardı, "Al bu senin senin için" pakette ne vardı?. Merakla yaşayamam hemen açtım.

Güzel siyah bir kolye...

"Bu bu senin için ya yani sana aldim" kolye o kadar güzeldi ki, inanın anlatamam. Alissa yanımıza gelmişti "ahaahh sonunda kaptın kolyeyi sende Beyziş , bu kolyeler sadece Francisco'nun arkadaşları için. Eğer çıkartırsan dostluğunuz biter..." duyduğum sözler üzerine sade bir tebessümle ,inanın ben bunu istesenizde çıkarmam çünkü çok güzel dedim.

Francisco , Alissa ve ben uzun süre konuştuk belki 3 saat, Farncisco " oow geç olmuş eve gidelim" dediğinde, peki ben... Bu saçma cümlenin devamını yazmak istemiyorum. Alissa güldü "senide evine bırakırız Beyziş" hey senin Beyzişin batsın kadin Beyziş ne ay bana bir tane BayanZa getirin ;)

Arabaya bindiğimde arabada bir çocuk vardı, adı Alex ergen tipli bana baktı ve "seni gidi tombak şey arabayı çökertme" dedi. Sinirle tek kaşımı kaldırdım. Iyy pis çocuk.

Arabayla yavaşça ilerledik, Francisco'nun telefonu çalıyordu açtı."Oww üzülme yine gelirim prensesim" bu sözleri duyunca üzülmüştüm. Hiç konuşmadım sadece yola baktım ara sıra Francisco'ya.
"Evet kücük panda evinize kadar getirdim inmek mister misiniz?" Francisco'ya baktım gözlerine, yine 2-3 dakika büyülü kaldım sanırım. Sol gözümden akan yaşla şaşırdım, korkarak yanağımı sildim. Francisco yanağımı tuttu samimi bir şekilde "iyi misin bana anlat?" dedi. Neden ağlamıştım ki sağ gözümden akan yaşlar ağladığımın kanitiydi. Kapıyı açıp indim, yavaş adımlarla kapıyı çaldım.

Evime sonunda gelmiştim kapıyı Melike açtı kardeşim olur kendisi. "Abla ne oldu!?" dediğinde. Bişey yok diye bildim. Annem yoktu belki ama babam vardı. Heyy Mel babam nerde dediğimde sırıttı. " o 1haftalık tatilde yani gelmicek" sözlerine sınır oldum bide sırıtıyo. Bir saniye Francisco evimin adresini biliyo bize gelmesin bari.

Odana çıktığımda uzunca aynaya baktım. O kesin sevgilisiydi ben aralarını bozabilirim?" iyisi onla arkadaş olmamak off ne saçmaladım ben ne arkadaşı ilkokul 1öğrencisi gibi. Melike yanıma geldi yatağın kenarına oturdu. "Abla annemi görmem için ne yapabilirim?" gözümden akan yaşlara engel olamadım, olamıyorum. O öldü bana ondan bahsetme dedim usulca. O bizi terk etti dediğimde affladı. "İntihar..." kes sesini diye bağırdım."peki neden " diye sordu. Kizarmiş gözlerim, yorgundum sarıldım ona anlatiyim mi? Dedim. " annemi mi?" evet. yaşlı gözlerle evet dedim ,onu anlaticam. İlk önce uzun saçları vardi belini geçmiş, sonra gözleri yeşildi çok zayıftı, kirpikleri ola bildğince uzundu. Melike kollarımda uyumuştu. Saçına öpücük kondurdum. Telefonum çalıyordu, elime aldım alo....

Alo kimsiniz tanıyamadım "Francisco'dan uzak dur!!!" telefon kapanmıştı, kimdi?. Ağlamaya devam ettim.

Sabah olmuştu, kalktığimda Melike hala uyuyordu. Okula gitmek için hazırlandim. Kapidan çıktım. Arkamdan"şşt panda " sesi duydum ve tabik Francisco. Evet noldu dediğimde güldü. "Okula gidelim mi? Beraber belki yani işte şey ee?" anladım dedim. Boş gözlerle olmaz sevgilin kızar dedim. "Benim sevgilim yok ki!" nası ya ben boşuna mı üzüldüm slk şey seni. E tamam o zaman dedim ve arabaya bindim. Gözlerin kırpıp yes dedi şaka mı bu? Çok çocuksu biri ama tatlı ve kibar bana uygun değil bana sessiz kaba biri lazım, kalbimi kiricak...

"Kafeye gidelim mi ?" dedi,belki olur dediğimde güldü hemen...

Kafeye vardığımızda oturdu, garson gelmişti "pasta istermisin pandacık?" dedi şebek şebek, olmaz ben şeker hastasıyım dedim. " ne şaka yapiyorsun?" dedi. Doğruydu tatlı yiyemezdim. Ben bir tane şekersiz kahve aliyim dedim. Francisco bana bakıyordu ne yalan söyliyim utandım. Kahveler gelmişti, biraz içtim bana bakmayı bırakmıştı.

Telefonuyla ilgileniyordu, bir kağıt çıkardım ve annemin huylarını kisaca yazdım, onunla geçirdiğim anıları, neden intihar ettiğini herşeyi yazdım. Francisco sakin gözlerle beni izliyordu. Bir anda kalktım lavaboya gidiyim ben. Kolumu tuttu,"daha bana hesap vermedin kağida ne yazdın?"...

Hikayeyi beğendiyseniz oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın lutfen!

MRS. PandaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin