GIRL / FINAL

8.2K 579 426
                                    

Aslında bir müzikle birlikte okursanız daha güzel olurdu belki ^^

Dün akşamın kalp çarpıntıları hala üzerindeydi. Herkes dağılana kadar odasına gitmemişti. Daha doğrusu, Taehyung oradayken gidememişti. Küçükken yaptığı gibi, onu izlemek, her hareketini yeniden ezberlemek istemişti. Tabii bu istediği, büyüklerin yanındayken pek mümkün olmamıştı. Sadece sessizce oturmuşlardı. Onun neden evlerinde olduğuna da bir anlam verememişti fakat sorgulamamıştı. Büyük ihtimalle, tatili vardı ve bu akşam ailesi gelince o da geldi diye düşünüyordu. Eski muhabbetleri olmasa bile, yine de mutlu olmuştu. Sonuçta, gelir gelmez onu görmüştü. Yatağa yattığında bile gözleri aklından gitmemişti ve saatlerce uyumasına engel olmuştu.

"Anne ben çıkıyorum. Akşam olmadan gelirim." Salonda oturan annesiyle konuştuktan sonra çıkışa doğru yöneldi. Dün gece, lisede Taehyung'dan sonra en yakın arkadaşıyla anlaşmış ve bugün de buluşacaklardı. Çünkü arkadaşı da yarın Kanada'ya gidecekti. Bu yüzden acele ediyordu. Ayakkabılarını giyip kapıyı açtığında, karşısında tekrar onu görmüştü. Birkaç dakika öyle kaldıktan sonra kendisine gelip açık bıraktığı kapıyı kapattı ve inmek için merdivenlere yöneldi.

"C-Cheonsa," Yıllar boyunca özlediği ses durmasını sağlamıştı. Hızla arkasını döndü ve yapmacık bir gülümsemeyle konuştu.

"Bir sorun mu vardı bayım?" Taehyung duyduğu cümleyle kaşlarını çattı ve son kelimeyi sorarcasına tekrar etti.

"Bayım?" Cheonsa yapmacık olduğunu belli eden gülümsemesini sunmaya devam ederken, cevap verdi.

"Ah, bilmiyorsunuz sanırım ama Vietnam'da muhabbetimiz olmayan insanlara böyle sesleniriz." Taehyung ellerini ceplerine koyarken, Cheonsa'nın söylediklerine karşılık başını önüne eğip kıkırdadıktan sonra, eski ciddiyetine bürünerek konuştu.

"Bana böyle saçma sapan, sizli bizli cümlelerinden kurmayacaksın değil mi?"

"Bir muhabbetimiz var mı bayım?" Son kelimesini bilerek bastırmıştı. Onu sinirlendirmek istiyordu. Aslında onu dövmek, gözlerini kapatan o harika parlak saçlarını yolmak istiyordu ama şimdilik bununla yetinmeliydi.

"Yok muydu?" Taehyung görünmeyen kaşlarını kaldırmış, ne cevap vereceğini merakla bekliyordu.

"Vardı evet. Ama sadece vardı. Biz o muhabbeti yıllar önce öldürdük ve baş katil sensin! Bayım." Bir an titremesine engel olamadığı sesini yükseltse de, son kelimeyi sakin bir şekilde çıkarmıştı dudaklarından. Taehyung ise duydukları karşısında titremesine engel olamadı fakat biliyordu ki tüm bu yaşananların sorumlusu oydu.

"Şey, bir bakar mısın bayan?" Cheonsa duydukları karşısında kaşlarını çatmıştı ama Taehyung istemese de onun gibi karşılık vermesi gerektiğini düşündü. Belki dikkat çekerdi. Cheonsa ona bakmaya devam ederken, Taehyung kendi evlerinin kapısının arkasını göstererek konuştu.

"Şurada bir kutu var ve annen anneme geçen hafta vermiş. Fakir çocuklara versin diye ama sanırım senin en sevdiğin bez bebeğin de var içinde." Bir dakika içinde atılabilecek en mükemmel yalanını söylemiş ve derin bir nefes almış, gelecek cevabı bekliyordu. Cheonsa omuz silkerek cevap verdi.

"Sorun değil. Ben artık çocuk değilim."

"Beraber oynadığımız pilli bebekler de burada. Ve sana hediye ettiğim pikaçu da," Taehyung yalanına normal bir şeymiş gibi devam ediyordu. Fakat bu sefer işe yaramıştı ki, yüzünde çarpık bir gülümseme oluştu.

"Ne?! Pilli bebeklerimi nasıl verir? Ben onları saklıyordum." Cheonsa koşarak eve girip kapının boş olan arkasına baktığında, sırtını birden kapanan kapıda hissetmişti. Ve dibinde durup, yüzünü inceleyen Taehyung'u görünce anlamıştı yalan söylediğini.

ANGEL [ Kim Taehyung ] ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin