Katil olduğuna kendisi bile inanamıyordu...
Fatma yolda yürürken karınca ezilmesin diye yere basarken dikkatli olan insanlar kırılmasın diye söyleyeceklerini bile içine atan insandı...
Hayatın bana oynadığı oyun.
Anne babanın cehaletinin bedeliydi diye düşündü.
Ellerinde kelepçe ile yürürken iç sesiyle konuşuyordu...
Eşini öldürmüştü...
Mahkemeye çıktığında başladı anlatmaya...
İç sesini dışa vurarak yaşadıklarını haykırırcasına...
Her hikayenin 3 tarafı vardır...
Sana göre...
Bana göre...
Ve acı gerçekler
Acı gerçeklerle yüzleşince insan daha olgunlaşır...
Fatma başladı anlatmaya;
Olay şöyle oldu Hakim Bey anlatayım en baştan;
İnsan çocukken, anasında babasında ne yoksa onu arıyor demek ki.
14-15 yaş da çocuk yaşı bence. Annem sürekli bir evi çekip çevirme telaşında, baba desen ne iş bulsa onun peşinde, kolay değil evde kaç nüfus onun eline bakıyor.
Yani evde affedersin aşk yok Hakim Bey.
Zaten daha yeni genç olmuşum, kalbim her daim ağzımda, televizyonda izliyorum dizileri, nasıl da tutkulu aşklar, kıskançlıklar, vazgeçememeler.
Lüks yaşantılarla dolu televizyon programları...
Çocukmuşum daha ama kazınmış aklıma, "ben aşık olup evleneceğim" dedim.
İstedim ki uyurken yüzüne keyifle bakayım, bir bulgur bile pişse evde soframı özenerek kurayım.
Ben bunun affedersin yeşil gözüne kandım Hakim Bey.
Televizyonda seyrettiklerimi bekledim...
Genç kızlık hayallerimi bekledim...
Sevgi bekledim...
Yeşil böyle çayır çimen ormandır ya hani; ruhum kanatlanıp uçacak sandım.
Yeşile uzun bakılır, bıkılmaz sandım. Çocuk da değildim artık ya işte insanın gönlü kaymayı versin.
Kabul ediyorum. Buraya kadar benim suçum.
O çok ağladığım film gerçekmiş; sevgi emekmiş, bilemedim. Cahilliğime verin.
Ama yeminle gerisinin günahı bende değildir.
28 gün sürdü o yeşil gözlerin derinliği, 29. gün yediğim yumrukla al oldu elmacık kemiklerim, sonrasında öğrendiğim; morluklar iyileşirken yeşile dönüyor insan derisinin rengi. O'dur yani.
Bitmedi Hakim Bey.
Bir yumrukla bitmedi.
Ne iş yaptığını bilemiyordum, dükkanı vardı esnaf sanıyordum.
Milleti haraca bağladığından, tefecilikten kazandığı ile benim çorba kaynattığımdan haberim yoktu.
Her gün hakkında öğrendiklerim beni çok yaraladı...
Yalan içinden yalanlar çıktı...
Her öğrendiğim yeni bir iz oldu bedenimde. Allar mora, morlar yeşile dönüştü.