~ARALARINDAKİ SIR ~

665 168 134
                                    

Multimedya Deniz Kaya

Bazen sadece susmak istersin. Kelimeler kifayetsiz kalır, mantıklı cümle kuramaz ya da kurmak istemezsin.

İşte şuan bulunduğum konum kesinlikle buydu. Konuşmayı severdim. Ama insanlarla değil. Çünkü benim derdimi ne bir öğrenci ne de bir psikolog bilebilirdi.

Çünkü insanlar hep 'seni anlıyorum' diyip başından savardı. Bencillerdi. İşte bu yüzden insanlarla pek konuşmazdım ben. Benim en yakın arkadaşım denizdi mesela. Onu neden bu kadar çok sevdiğimi bilmiyorum, belkide aynı ismi taşıdığımızdandır.

Ona hep derdimi anlatır, cevap vermesini beklemezsizin konuşurdum. Bir de kahvem vardı arkadaşlarımdan. Acı bol köpüklü bir Türk kahvesi. Ben buydum işte. Tek arkadaşı deniz ve kahve olan görme engelli kız.

Evet görme engelliydim. Tam 4 yıl öncesinde, kaygan zeminden dolayı zincirleme kazasında tek hayatta kalan o şanslı(!) kız. 'Hayatta kaldığın için çok şanslısın' dediler, İçimde kopan fırtınaları bilmeden...

Geçmişimide yanıma alarak her zaman gittiğim yere deniz kenarına gitmek için görme engelli olmama rağmen ezbere bildiğim o sokaklarda yürümeye başladım. Deniz kenarına geldiğimde denizin o huzur dolu kokusunu cigerlerime kadar çekerken bir yandan da kayanın üstüne oturdum.

Denizin dalgaları kulağımın derinliklerine kadar ilerlerken bu eşsiz sesi dinlemeye koyuldum.

Herkez için huzur kelimesinin tanımı farklı olabilirdi ama benim için huzur deniz kenarında geleceğim ile ilgili hayaller kurarak müzik dinlemekti.

Yanı başımda bulunan çantamda ki kulaklığımı çıkararak müzik dinlemeye koyuldum.

Müziklerimden üçüncüsünü dinlerken yanıma birinin oturduğunu sezdim.

Kafamı yanıma oturan kişiye doğru çevirdim. Görmesemde tanımadığım kişinin bunu bilmesine gerek olmadığı için bir süre daha baktıktan sonra önüme döndüm.

" N'oldu karadeniz de gemilerin mi battı? "

Bu ses bana bir yerden tanıdık geliyor ama nerden. Bir dakika ya bu olamaz dimi. Emin olmak için 'Rüzgar!!' diye seslendim.

Yani biraz seslenmek yerine bağırmış olabilirim ama şimdi tartışılacak zaman değil. Uzayın pleas.

"Ne bağırıyosun kızım kulağımı siktin ya. Kızım harbi ya o ses senin hangi organından çıktı. Kulaklarım duymaz oldu, sayende sağır oldum."

"Abartma be. Sen ne ara Amerika'dan döndün ya."diye sorduktan sonra sorumun cevabını beklemeden tekrar konuşmaya başladım.

"Hem sen bana niye haber vermiyosun ya. Ben Türkiye'ye dönüyorum diye." sorup cevap vermesini bekledim. Rüzgarda tık yok.

"Allahım sen sabır ver ya. Oğlum dilini mi yuttun konuşsana yoksa yoksa!!Rüzgar!! " diye sustum yok canım olmamıştır dimi olmuşmudur ya.

Düşündüğüm şuan Rüzgar'ı sağır yapıp yapmadığımdı. Hâla ses yok ama. Yüzümdeki endişeyi Rüzgar görmüş olacak ki kahkaha atmaya başladı.

İlk başta afallasamda sonradan jeton düştü tabi.

"Gerizekalısın oğlum sen. Amerika sana yaramamış daha bir geri olmuşsun sen. Kaç tahtan kalmış bakıyım"dedikten sonra Rüzgar'ın kafasına elimi koyup yalandan saymaya başladım.

"Rüzgar" dedim telaşlı bir şekilde. Hah intikam zamanı.

"Efendim noldu Deniz ya" dedi tırsmış bir şekilde oh olsun ona.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 09, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Denizin DerinlikleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin