Bölüm 5

6 2 0
                                    



Anlamamıştım.

-Efendim?

-Diyorum ki bu yanlışı düzeltmesek. Yani ben,sen değil 'biz' olsak.

Şaşkınlıktan dilimi yutacaktım. Acaba yanlış mı duyuyordum. Gözlerimi kırpıştırdım.

-Yani şey mi olalım diyorsun,

-Evet, şey olalım diyorum, dedi sırıtarak.

Şaşkınlığımı üzerimden atmaya çalışıyordum .Kızaran yanaklarımın, soğuyan ellerimin,titreyen dudaklarımın farkındaydım. Kim bilir nasıl görünüyordum?

-Bak Ecrin o mektubu sana ben yazmadım..Ama yazılanlar benim sana olan duygularımı anlatıyor sanki.Biliyorum tanışalı çok zaman olmadı..Ama birini sevmek için uzun bir zamana ihtiyacın yoktur.

Sustum. Verecek cevap bulamıyordum. Hızlıca atan kalbim ölümüme sebep olacaktı sanki. Başım eğik şekilde onun devam etmesini bekledim. Ama devam etmedi. Belli ki cevap vermemi bekliyordu.

-Ben..Yani tamam ama..Ben ne diyeceğimi..ne diyeceğimi bilmiyorum.

-Ama elimi tutan sendin,diye savunmaya geçti.

-Evet bendim..Bendim ama istemeden..yani aniden oldu.

-Tamam, dedi.Alınmış gibiydi.

-Madem aniden oldu o zaman diyecek bir şey yok Ecrin.

Ayağa kalktı. Belli ki gidecekti.Arkasını döndü, bir adım attı.

-Dur,dedim.

Şaşkın bir ifadeyle yüzüme baktı. Ne olduğunu anlamaya çalışan masum çocuklar gibiydi.

-Elini tuttum, evet..Ve bu teklifin beni şaşırttığı için..Yani, şey, öyle bir şey demeni beklemiyordum.Ama senden ricam bana..bana bir gün süre ver. Öyle bakma lütfen..Biliyorum çok saçma ama sadece bir gün.

-Tamam,dedi ve uzaklaştı.

Derse girmemiştik,bu yüzden zili bekledim. Zil çalınca sınıfa girdim ve Melike'nin sert ve boş bakışlarıyla karşılaştım.Hiç aldırış etmeden sırama oturdum,Erdem'in geleceğini sandım ama o gelmedi.

Erdem'in olmadığı geriye kalan dersler bana sıkıcı geldi. Nihayet tüm dersler bitip de eve gittiğim de çantamı hızlıca atıp odama çıktım. Ve düşünmeye başladım :

Hiç sevgilim olmamıştı.İlkokul ve ortaokulda hoşlandığım biri olmamıştı.Benden hoşlanan biri var mıydı bilmiyorum.Şimdi biri benden hoşlanmıştı ve ben de galiba o kişiden hoşlanıyordum.O zaman neden kabul etmemiştim. Neden evet dememiştim.Ya yüzüne karşı söyleyememiştim ya da bir ilişki için kendimi halen küçük görüyordum.Belki de ikisi..Ne diyecektim..Tamam dersem,onu çok seversem ve o günün birinde beni bırakırsa? Ya da tam tersi olursa..Ama sırf ihtimaller var diye sevgiyi itmek yanlış değil mi? Sevgi denilen şey kapını çaldığı zaman Allah'ın misafiriymişçesine kapıyı ardına kadar açmak lazım,kaçmak değil.Bu yüzden sevgiyi kabul etmeliyim.Sevginin yeni adının Erdem olma vakti gelmişti belki, kim bilir..

Kararımı vermiştim.Onun kalbine kalbimi katacaktım.Onu hep sevmenin ne zararı vardı ki.. Hem ben dememiş miydim ki sevginin karşılıklı olanından zarar gelmez diye..Zarar gelse bile buna 'tecrübe' diyecektim.Yani,her iki durumda da kazanan olacaktım.

Ertesi gün yüzümde kucak dolu bir gülümsemeyle okula gittim.Erdem her zamanki gibi herkesten önce sınıftaydı.

-Erdem..

Hızla başını kaldırdı. Yeşil gözleri gözlerime kilitlenmişti.Ne güzeldi..

Yanına doğru yürüdüm. Sıraya geçip oturdum ve hızla atan kalbimi sevgime katarak konuştum :

-Ben kararımı verdim..

Heyecanlı gözlerle bana bakıyordu.

-Kusura bakma ama..

Başı öne düştü. Üzülmüş kırılmış gibiydi.

-Beni çekmek zorundasın.Kabul ediyorum!!

Öne düşen başını tekrar kaldırdı. Yüzüne öyle bir gülüş yayıldı ki sormayın gitsin.

-Sen..sen..ciddi misin?

Hızla elimi tuttu.

-Çok mutlu oldum.Çok çok çok!

Evet,mutlu olmasını bekliyordum ama bu kadarını değil..Uçacak gibiydi.

-Ben de mutluyum, dedim utana sıkıla.

O günden sonraki tüm günler benle Erdem'in aşkıyla geçti. Sınıfa sevgili olduğumuzu ilan ettikten sonra daha rahat konuşur olduk.Mesela herkesin yanında birbirimize ilan-ı aşk edebiliyorduk.Her şey çok güzel gidiyordu.


9. sınıfı da gayet başarılı bir şekilde geçmiştik. Bir işbirliği ile takdir almıştık.Yaz tatilinde ailemize 'biz'i söylemeye karar verdik.Erdem'in tek ailesi annesiyle kardeşi olduğundan bunu rahatlıkla halletti.Ama ben çıka bata,canım sıkıla sıkıla ancak söyleyebildim.Aslında ben söylemedim bile.. Bir gün,öğleden sonra, annem bulaşık yıkarken yanına iliştim:

-Annem..Canım annem..

-Ne isteyeceksin bu sefer,dedi annem gülerek.

'Canım annem' sözcükleri benim isteğime ulaşan anahtarlarımdı. Ne zaman bir şey isteyecek olsam bu sihirli sözcükleri kullanıyordum.

-Yani..Nasıl desem ki..Aslında senle bir şey paylaşmak istiyorum.

-Ne oldu,dedi kısık sesle.Paraya mı ihtiyacın var?

-Hayır,hayır öyle bir şey değil.Önce bulaşıkları yıka sonra salona gel.

Annem işini bitirir bitirmez salona geçti.Babam oturmuş gazete okuyordu.

-Hayırdır kızım,dedi babam sorgulayan gözlerle.

-Hayır hayır"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 30, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BENİ UNUTMADIĞIN SÜRECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin