Meraba...Artık hikayeyi Sedef anlatıyor onu diycektim.Bu arada medyada Sedef
Ben bağırmaya devam edip kendimi başka dünyalara götürmüş iken telefonu çaldı.Zaten hep böyle olurdu Sedef tam mutlu olacaken bir şey gelip bunu bozardı.
Telefonumu sinirlenerwk açtım kim olduğuna bakmadan. Bağırarak "Ya bi saniye aramayın ya şurda sinirimizide mi atamayacağız ?Allahallah."bunu derken halt yemişim.
Çünkü arayan üvey annemmiş.
Hemen lafımı düzelterek "Pardon anne başkası sanmıştımda.Özür dilerim."
İçimden bir gram Özür dilemek geçmiyordu hele beni hayattan soğutan kişiden Özür dilemek asla ama başka çarem yoktu.
Üvey annem hafiften umursuyor gibi "Peki Sedef bir daha asla olmasın biliyorsun ben senin annenim bana böyle bir saygısızlık yapamazsın."dedi.
Seni pislik kadın.Sen mi benim annem olacaksın?Her gün kırk dereden su getiriyorum yine memnun olmuyosun be.Şeytan suratlı.
"Pardon anneciğim Özür Diledim ya birdaha olmaz." Dedim.
Oda "Her neyse kardeşlerin ile birlikte bi kaç haftalığına tatile gidiyoruz biz eve iyi bak diyecektim." Dedi.
Anlamıyorum bu kadını her gün alışverişe çıkmaktan ,her hafta alış veriş yapmaktan,farklı farklı elbiseler almaktan ne anlıyordu ?
Birazdan konuştukça sonra telefonu kapattım.
Bu sırada Kağan ne olduğunu sordu.Bende olanları anlattım.
Annem burda olmayınca beni kendi evine davet etti hemde yatılı olarak aslında ne bileyim olabilirdi.
Arkadaşız değilmi sonuçta arkadaş sadece abartılacak bir şey yok yani.
Kısaca Kağan ' ın teklifini kabul ettim.
Böylelikle aşağı doğru inmeye başladık .
Tatlı küçük bir villaya geşdik yani benim en son beş yaşında geldiğim yere her eskiyi hatırladığımda ağlayasım geliyordu.O çığlıkları , o bağırışı, o ağlayışı , o kazayı
Her şey kafama kazınmıştı benim annemi komaya götürürlerki "Anne ne olur gitme ne olur .Bak istediğini yaparım .Hani o kıyafet vardıya onuda istemem başkaları alsın onları sen burda kal yeter.Hem öğretmen ödev verdimi ben sen olmadan nasıl yaparom ki seninde olman lazım.Annee.."
Babam ise hiç bir şey yapamıyordu sadece elimden tutup "Tamam kızım ağlama hem bak annen gelicek şimdi doktorlar ona bakıcak o kadar."diyebiliyordu.
Ama ağlamayacaktım çünkü biliyordum her ne kadar ağlasamda annem geri gelip bana "Canım kızım benim ,annesinin kuzusu,bitane kızım benim "demiyecekti.
Yoktu artık o eski günler ayakta durmam,hiç yılmamam gerekiyordu.
İçeri girdiğimizde Kağan annesi ile beni tanıştırdı.Annesi iyi bir kadındı çokta tatlıydı.
O kadar tatlıydı ki bana cupcake yapma teklifinde bile bulundu.Bende kabul edince yapmaya başladı.Kağan ise oturduğu yerden bize bakıp "Hala pişmedi mi bu?" Diye sorup durdu."Hayır ." cevapını alıncada "Ne zaman pişçek bu ?" Diye diye susmadı.
Cupcakler gelince hemen atıldı daha sonrada "Yandım yandım çok sıcakmış bunlar.Su nerde?" Dedi.
Ben bu Kağan'a aşık mı oluyordum ne?
Yo yo Allah'ım.
Napıyım olcaksamda oldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜLKEDİSİ
Non-FictionKülkedisiydi o hani şu üvey annesinin ve kardeşlerinin hizmetçisi olan külkedisi.Bir ayakkabı nedeniyle prenses olan külkedisi. Ama bu külkedisi prenses olmayı başaramamıştı işte.Çünkü o ezikti. Ama bitmişti artık eski külkedisi yoktu.Bir iş kadını...