Açık mavi dolabıma ilerleyip ne giyebileceğime baktım. Sonunda beyaz bir tişört ve turkuvaz pileli bir etekte karar kıldım. Seçtiklerimi giyerek koyu renk saçlarımı arkaya attım.
Kapıdan çıkarak son zamanlarda aklıma takılan şarkıyı mırıldanmaya başladım.
Aşağı indiğimde masaya tabak taşıyan Gigi ve sandalyesinde oturan Bay Malik -babacık- görüş alanıma girdi.
Ayak seslerimi duyan Bay Malik kafasını telefonundan kaldırıp bana baktı ve sırıtmaya başladı.
Yavaşça masaya ilerleyere herhangi bir sandaleyeye oturdum. "Cassie." adımın seslenilmesiyle kafamı kaldırıp Bay Malik' e baktım. Gözleriyle kucağını işaret ettiğinde tereddütle ona baktım. Bu sefer eliyle dizlerine vurduğunda yavaşça oturduğum sandalyeden kalktım.
Bay Malik'in yanında durduğumda kafamı eğerek ellerimi önümde birleştirdim. Bay Malik ellerini belime sararak kucağına oturmamı sağladı.
Eline çatalı alarak bir domates sapladı ardından bana yedirmeye başladı. Oturduğum konumdan rahatsız olunca, hareket ederek kendimi yukarı çektim. Bay Malik çatalı bir anda bırakıp iki eliyle belimi kavradı. Ardından hırıltıya benzer bir ses çıkardı. "Tanrım... tanrım Cassie hareket et." söylediği cümleyle kaskatı kaldım. "Lütfen..." yalvarır gibi konuştuğunda az önce rahat edebilmek için yaptığım hareketi tekrarladım. Arkamda tıslamaya benzer bir ses çıkardığında aynı harekete devam ettim. Bay Malik avuç içlerini sırtıma bastırarak kucağından inmemi sağladı.
Koşar adımlarla merdivenlere ilerlerken son anda aklına bir şey gelmiş gibi durdu ve bağırdıktan sonra tekrar adımlarına devam etti. "Gigi!" Gigi, Bay Malik'in sesini duyunca koşarak merdivenleri çıkmaya başladı. Tabi çıkmadan önce bana bakıp sinsice sırıtmayı ihmal etmedi.
***
Hâlâ yan odadan gelen Gigi'nin çığlık seslerinden dolayı uyumam zorlaşıyordu.
En sonunda çığlıklar kesilince rahat bir nefes vererek uyumaya çalıştım. Ama bir türlü uyumayı beceremiyordum. En sonunda sinirle yatmayı kesip yataktan kalktım. Odamdan çıkarak aşağı kata inmeye başladım. Mutfağa geldiğimde boydan boya olan cam kapıyı açarak bahçeye çıktım.
Bahçede dolaşırken ilerde gördüğüm salıncakla neredeyse gözlerimden kalp fırlayacak sandım. Koşarak salıncağın olduğu yere gittim. Heyacanla salıncağa oturarak sallanmaya başladım. Salıncağın daha hızlı hareket etmesi için ayaklarımı bir ileri bir geri sallıyordum.
Sırtımda hissettiğim ellerle ne olduğunu anlamadan daha yükseğe çıkmaya başladım. Omuzumun üstünden arkama baktığımda Bay Malik'in sırıtarak beni izlediğini gördüm.
Ben hâlâ heyecanla sallanırken Bay Malik'in sesiyle dikkatimi ona verdim."Hadi kelebek inme vakti. Hava soğudu." Evet hava soğumuştu. Salıncak yavaşladığında ayaklarım ile tamamen durdurarak aşağı indim.
Bay Malik yanıma geldiğinde beraber yürümeye başladık.
Eve girdiğimizde soğuk havadan, sıcak havaya geçmenin verdiği ürperti hissiyle kollarımı omuzlarıma sardım. Merdivenlerden çıkarak odama ilerledim. Beyaz kapıyı iterek içeri girdiğimde doğruca yatağa ilerledim. Kendimi yatağa bıraktığımda kapı açıldı ve Bay Malik içeri girdi. Yavaşça odanın içine doğru yürüyerek üstünü çıkarmaya başladı. "N-ne yapıyorsunuz?" birkaç saniye yüzüme bakıp cevap verdi. "Soyunuyorum." -görebiliyorum- "Ama neden?" bu sefer kekelemediğime şükrettim. "Bu kıyafetlerle uyuyamam. "
Burda mı uyuyacak?
"Evet burda uyuyacağım."
Nasıl duydu ki?
"Sesli düşünüyorsun bebeğim."
Ah! Hadi ama.
Yatağa ilerleyip yanıma çıktı. Belimden tutarak beni kendine çekti ve sıkıca sarıldı.
"İyi geceler kelebek."
"İyi geceler babacık."
Çok sıkıldım be.
Cfdgdgcgcdvfvffvf.
-E.E.D.
