"Bebeğim..." biri kulağıma doğru nefesini vererek konuşuyordu.
Ve o Bay Malikten başkası değildi.
"Kelebek uyan..." evet bu o'ydu. Beni uyandırmaya çalışıyordu.
Gözlerimi açarak ona baktım. Uyandığımı görünce gülümseyerek konuşmaya başladı, "Bebeğim akşam misafirlerim gelecek. Onlar geldiğinde uslu durmanı istiyorum." söyledikleri bitince başımı aşağı-yukarı sallayarak onu onayladım.
Yataktan doğrularak yüzüme doğru eğildi. Dudağımın kenarına ufak bir öpücük bırakarak kapıya yöneldi.
***
Bay Malik kahvaltıdan sonra odama gidip hazırlanmamı istemişti.
Çok sevdiğim muz desenli beyaz kot şortum ve sarı tişörtümü giymeye karar verdim. Seçtiklerimi alarak yatağımın üstüne bıraktım. Üzerimdeki pijmalarımı çıkararak aynanın önüne geldim.
Bedenim çok zayıftı. Yetimhanedeyken çoğu kişi bana barbie bebek derdi. Ve bu hiç hoşuma gitmezdi. Ama söylemelerini durduramazdım.
Kemdimi incelemeyi keserek seçtiğim kıyafetleri giymeye başladım. Her zaman giydiğim beyaz ayakkabılarımı da ayağıma geçirdim.
İşte hazırdım.
***
Karşımda oturan ve Bay Malik kadar yakışıklı olan adamlara baktım. Az önce Bay Malik'in misafirleri gelmişti.
"Bu kim Zayn?" benden bahsettiklerini anladığımda kafamı kaldırarak onlara baktım. 3'ü de meraklı gözlerle bana bakıyorlardı.
Bay Malik yerinde rahatsızca kıpırdandıktan sonra konuşmaya başladı. "Kızım..."
Aralarından kıvırcık, uzun saçlı bana dönerek konuştu,
"Kızı mısın?" başımı aşağı-yukarı sallayarak onu onayladım.
"Cassie Lautner." adımı söyleyip elimi uzattığımda gülümseyerek karşılık verdi.
"Harry Styles." elimi tutup nazikçe öptüğünde Bay Malik'in öksürük sesiyle elimi çektim.
Bir süre sonra su almak için ayağa kalkıp mutfağa ilerledim. Bardak almak için mutfak dolaplarından birini açtım. Ama bardaklar çok yukarıdaydı. Zıplayarak almaya çalışsamda olmuyordu. Pes edip kollarımı göğsümün üstünde birleştirdiğim an arkamda bir beden hissettim. Parmaklarında bolca yüzük olan bir el kafamın yanından geçerek, almak istediğim ama alamadığım bardaklardan bir tanesini aldı ve önüme koydu. Arkamı döndüğümde Bay Styles ile karşılaştım. Gamzelerini sergileyerek gülümsüyordu. Onun kadar güzel gülümseyemesemde bende ona karşılık olarak gülümsedim. "Teşekkür ederim." "Önemli değil. Ama karşılık isterim." Ne? Bir su bardağı için karşılık mı istiyordu? Bakışlarımı gördüğünde ufak bir kahkaha atıp konuşmaya devam etti, "Merak etme zor bir şey değil. Seni öpersem ödeşiriz. Hey! Öyle bakma. Yanağından öpecektim. Tabi istersen dudağından da yararlanabilirim." gitmeye hazırlanırken beni durdurup yanağımdan öptü.
"Artık ödeştik." o benden uzaklaşırken bende kapıya döndüm.
Kapıya döndüğümde bana ürkütücü bir şekilde bakan bir çift ela gözle karşılaştım.
Kapıdan çıkmak için yanından geçerken kulağıma fısıldadı.
"Cezan için hazırlan."
Ceza mı?
***
Bay Malik arkadaşlarını kapıdan geçirdikten sonra yanıma geldi.
Aklımda hâlâ bana söylediği o cümle vardı.
'Cezan için hazırlan.'
"Cassie" Bay Malik adımı seslendiğinde kafamı ona çevirdim. Eliyle oturduğu koltuğun boş olan alanına vurduğunda yavaşça oraya gidip oturdum. İçimden bana ceza vereceğini unutması için tanrıya dualarımı iletiyordum.
Bana doğru dönerek konuşmaya başladı, "Ceza vakti." Ah... hayır unutmamış. "N-ne cezası?" yüzüme bakıp sırıtmaua başladı. "Benim için oldukça zevkli olan bir ceza." sesli bir şekilde yutkunup kafamı eğdiğimde Bay Malik kolumdan tutarak beni ayağa kaldırdı. Hâlâ kolumu bırakmamışken neredeyse sürükleyerek merdivenlerden yukarı çıkardı.
Kendi odasının önüne geldiğimizde kapıyı açarak yatağa ilerledi ve tabi bende onunla beraber yatağa ilerledim.
Yatağa oturduktan sonra bana döndü. Ardından şortumu işaret ederek konuşmaya başladı. "Çıkar." itiraz etmeye başlayacakken tekrar konuştu. "Çıkar." Tereddütle kot şortumu çıkardım.
Bay Malik belimden tutarak, yüzüstü bir şekilde dizlerine uzanmamı sağladı.
"N-ne yapıyorsunuz?" Beni dinlemeden elini toz pembe iç çamaşırımın üstünde gezdirdi.
Birkaç saniye sonra elleriyle iç çamaşırımı çıkarmaya başladı.
Ben kalkmaya çalışırken Bay Malik beni belimden tutarak kalkmamı engelliyordu. İç çamaşırımın yeri boyladığını görünce ağlama isteğimi zar zor bastırdım. Şuan yarı yarıya çıplaktım. Ve bu çok utanç vericiydi.
Kalçamda hissettiğim nefes yoğunluğu ile yüzünü kalçama yaklaştırdığını çok rahat anladım. Burnun ucunu kalçalarımda gezdirip derin bir nefes içine çekti. Bu sefer gözümden bir damla yaşın akmasına engel olamamıştım.
Bir anda kalçamda hissettiğim keskin acıyla beraber çığlığım da odayı doldurdu. Ben daha acıya alışamamışken yeni bir şaplak daha üstüne indi. Bir tane daha... bir tane daha.... ve birkaç tane daha. "D-durun artık!" şaplak sesleri kesildiğinde acı hâlâ vardı. Bay Malik ayağa kalktığında kalçamın üstüne, yere düşmüştüm. Bay Malik ise... yüzüme bile bakmadan odadan çıkmıştı.
Bunu ben mi yazdım? Bsvsgsbdhdbdh oha.
-E.E.D.
