Okula girdim ve etrafıma bakındım. Herkes karanlıktı. Işıktan yoksun. Ben bazılarına ışık olabilirdim. Onları kendi ışığıma çekebilirdim. Ama ilk önce bu karışık okuldaki sınıfımı bulmam gerekiyordu. İlk günden ezik damgasını yiyecektim. Müdürün yanına doğru gidecektim ama odasının yerini dahi bilmiyordum. Ayaklarıma doğru bakarak ilerlerken bir çocuğa çarptım. Hafifçe geriye çekildim ve yüzüne doğru başımı kaldırdım. Yemyeşil gözleriyle bana bakıyordu. Sarı saçlarını savurdu ve yardım edip edemeyeceğini sordu.
"Gerek yok. Kendim halledebilirim," diyerek çocuğu tersledim. Sırıttı ve yavaş yavaş hareket etmeye başladı. 8 katlı bir okulda nasıl bulabilirdim ki müdürün odasını. Başka çarem yoktu çocuktan yardım istemeliydim.
"Hey! Bir bakar mısın? Acaba müdürün odasını Nerede?"
Onu takip etmem söyledi. O önde ben arkada ilerlemeye başladık. Sonunda durdu ve kapıyı tıklayıp beni içeri attı. Evet gerçekten attı. Sarsıldım ve yere düştüm. Sanırım bana ezik damgasını müdür vuracaktı.
Sınıfımı öğrendikten sonra dışarı çıktım. Yine aynı çocuk önümü kesti ve hangi sınıfta olduğumu sordu.
"Sınıfımı kendim bulabilirim,""Müdürün odasını buldugun gibi mi?"
İlk önce iyi biri olduğunu düşünmüştüm ama sonra bu düşünceden vazgeçtim. Benimle dalga geçip gıcık gıcık gülen birisi nasıl iyi biri olabilirdi ki? Burası bir liseydi. Normal liseliler zaten anormaldi. Tamam burasida normal bir liseydi ama kat kat daha anormaldi. Okulun içinde havuz vardı Düşünebiliyor musunuz? İÇİNDE! Soyunma odası ise arka bahçedeydi. Kapıda ise 'Vampirlere Hoşgeldin' yazısı asılıydı. Gerçekten anormaldi. Ve ben Şaşkınca bunları düşünürken kendimi bir anda havuzun içinde buldum.
"İmdat! Ölüyorum. Yardım edin,""Orası 1 metre bile değil,"
Diye anormal bir sesle cevap verdi bir çocuk. Biri birini havuza atıyordu ve kimsenin umrunda değildi. Eski okulumda bu disiplin suçuydu.
Havuzda çıkabildigimde yine o çocuğun garip garip sırıttığını gördüm.
"Beni sen attın demi,""Sadece okulumuza hoşgeldin demek istedim."
"O zaman bende sana hoşbuldum diyeyim"
Yüzüne bir tokat attım ve başını sağa doğru döndürdü. Gömleğimin yakasından tuttu ve beni duvara yapıştırdı.
"Bu okulda benim sözüm geçer. Ben sana bir şey dediğimde bana cevap veremezsin. Verirsen de hesabını ödersin. Ve sen verdin."
Boynuma doğru eğildi ve sonra katlanılmaz bir acı. Çığlık çığlığa yere oturdum ve bütün bedenimi kendime doğru topadım. Gözlerine baktığımda o öfkeyi gördüm. Ve yemyeşil olan gözlerinin kırmızılaştığınıda.