!ERGEÇ!

64 3 0
                                    

Ne kadar olduğunu hesaplayamadığım uzun bir sürenin arkasından, tedirgince ellerimi ondan çektim.

Banka doğru ilerlerken, Gökhan nın telefonunu farkettim ve aslında dans etmek için ayakta olduğumuzu hatırladım. Şarkı zaten bitmişti.

Ne kadar süre sarılı kalmıştık ?

Ah, bu yanlıştı. Bu onun güzel duygularına ihanet olurdu. Ve olmuştu, bunu yapmamalıydım. Onu boşa ümitlendirmemeliydim.

Diyerek haykıran iç sesimi ilk defa bu denli merhametli görerek şaşırdım ve bugün için, sadece bugün, onu umursamayıp karar vererek Gökhan a döndüm.

"Hadi gel,"dedim banka otururken, "Bana sormak istediğin ama soramadığın şeylerden bahset."

Ve bu söylediklerime karşın Gökhan ağzını bir karış ayırarak bakmaya başladı. Esasında haklıydı çünkü ben bile benden bunu beklemezdim.

Bunlar benim en özellerimdi ve ona söyleyecektim. Buna inanması gerçekten güçtü.

"Emin misin Güz ?" Deyip bana şaşkınca bakmaya devam edince içimde itiraz edecek bütün taraflar çöküntüye uğradı.

Bunun sebebi Gökhan nın yüz şekliydi. Bunu hiç beklemiyor ve imkansız olduğunu düşünüyor oluşu yüzüne adete çökelenmişti. Beni bu kadar yüceltiyor oluş beni anlamlandıramadığım şekilde üzüyordu.

Ve bende "Evet, eminim. Hadi gel otur yanıma. Ama sonra bende soracağım. " Dedim ve Bank'ın sağına elimde hafifçe vurdum.

Gökhan benimde soru sormamdan işkillenircesine kaşını havaya kaldırınca, "Tamam kim olduğunu sorgulamayacağım." dedim.

Ve o da sanki bu bir teminatmışcasına geldi hemen. Sanki her an kararımdan dönebilirmişim gibi.

"Soru sayısı sınırlı mı?"diye bir soru sorunca, kendimi garanti altına almak adına, "Üç. Üç soru olsun."dedim.

"Ee... Ben o zaman başlayayım mı ?" Dedi.

Utangaç tavrı beni gülümsetirken, "Tamam, başla."dedim.

Uzun bir süre gözlerime baktı komutumun ardından. Derin derin baktı. Gözümü çekmedim. Çünkü bunu yani gözlerimi kaçırmamı yanlış anlıyordu, çok yanlış.

Ben gözlerimi çekmeyince o çekti ve birden,

"İsmin ne olsun isterdin?"dedi.

Böyle bir soruyu asla beklemediğim için, bir an için kalakaldım. Gerçekten bunu mu soruyordu.

Garipti... Çok fazla çok garipti.

Dayanamayıp "Bu mu cidden?"diye sorunca, omzunu silkti. "Ben zaten çoğu şeyi biliyorum Tatlı kız."dedi.

Azıcık sinir olmuş bir hale bürünmüşken bundan vazgeçtim. Ona iyi davranacıktım. En azından bugün.

"Aslına bakarsan, ismimi seviyorum. Gerçekten seviyorum. Ama bilmiyorum bunu pek düşünmedim ama ergen bir kızken galiba Nil olsun istiyordum. Ama şu anda böyle bir düşüncem yok. Ismini seviyorum."dedim.

"Ismini sevdiğini biliyorum. Ismini bende çok seviyorum."deyince içime akan o sıcak sıvı kendini koyverdi.

Lakin ilk defa nabzım değişti. Yanaklarım ısındı. Beynim zonkladı.

Tehlikeli bir etkiydi bu. Ama umursamadım.

Hatta bunu sevdim.

Uzun süren sessizliği bozarak, "Bir nedeni var mı peki?"diye sordu.

OYUNBAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin