☕Beklemek Ve Acıkmak☕

29 1 3
                                    

Dersler burada çok ilginç

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dersler burada çok ilginç. Bazı dersler o kadar eğlenceli ki! Sosyal,türkçe, fen ve matematik örneğin. Bazıları ise sıkıcı. Görsel sanatlar, az buz da olsa bilişim, ne kadar sevsem de din ve hoca bişeyler gösterdiğinde beden eğitimi. Her şeyin bambaşka bir düzeni var. Kesinlikle ilkokul gibi aptalca bir şey değil. 6. Sınıfta olmama rağmen şimdi anlayabiliyorum bunu. Geçen sene uyum süreci falan. Her ders için farklı öğretmen olması çok daha iyi. Düşünüyorum da tüm derslere görselci Ayfer hocanın girdiğini! Kafayı yerdim... Esin hoca girse matematikteki harfleri sorgular herhalde. Din derslerine Ibrahim hoca giriyor ve eğleniyoruz. Ingilizce ise daha iyi(!) Beş altı kişiyle ders işlemenin  sıkıcılığını hiçbir ders veremez. Ben,arif,enes,dilansu,ismail ve melih parmaklarımız hep havada. Diğerleri kafalarına eserse katılıyor esmesse boşver. Berk ise ikisinin de ortası. Ara sıra sertçe uyarıyorum onu. "Kolum ağrıdı biraz da sen kaldırsana! Hep ben dersteyim sonra sınavda kopya istiyorsun!!" Eh haliyle işe yarıyor. Alanur da ara sıra kalkıyor. Elif de... Ama en iyisiyse dersten yorgun argın çıkıp otobüs durağında beklemek. Görüşme geçmişime baksan anlarsın bunu! Otobüs gelmeden önce o kadar çok kişi arıyor ki beni! Majesteleri napsın? Açıyor hepsini çaresizce. "Alo. Hehe iyiyim. Tenkyuu. Bayy" önemli bişi de olsa neyse. Hepsi hal hatır sormak için. Yahu başka zaman sorsalar olmayacak galiba. En çok da durakta beklerken Selena Gomez'in same old love şarkısını dinlemeyi seviyorum. Sözleri çok anlamlı. That same old love. "Bu aynı eski aşk" demek. Benim için ayrı bir anlamı var. Bana geceyi hatırlatıyor. Harikulade. Her neyse. Bugün de dersin sonunu bekliyordum. Kantine gidip bir şeyler almak için... Ama daha 1. ders bu. Sosyal bilgilerden yeni çıktım daha. Kafamda bir sürü paralel ve meridyenler var. Ha bir de Köktürkler... O kafayla telefonu cebimden çıkardım. Önce Greenwich'in adını yazdım. Tabi İbrahim hoca bunu gördü. Telefonu elimden alıp baktı. Sonra da bana "çok iyi fikir. Bunu akıllı tahtadan aç istersen." Dedi. Onaylayıp tahtaya giden o dar ve sıkışık yolu geçmeye başladım. Tam açacaktım ki zil çaldı. Bende "Neyse hocam bir sonraki sefere artık!"diye bağırarak sınıftan çıktım. Kantine vardığımda annemin yanıma salamlı sandviç koyduğu aklıma geldi. Koşa koşa sınıfa vardım. Ecenur'un da benim gibi karnı acıkmış olmalı ki o da beslenmesini çıkarmaya çalışıyordu. Aşırı bir özenle beslenmemi poşetten çıkardım. Gururla bakarak bir ısırık aldım ve bu sandviçin hiç bitmemesini diledim. Her ne kadar zayıf ve kurukemik olarak nitelendirilsem de aslında sevdiğim şeylere o küçücük midemde her zaman yer vardır. Bana 4-5 porsiyon et bile anca yetiyor haliyle. Hele bitterli çikolata olsun! Karşımda dağ olsa delip geçerim her yerini. Ama sonuç olarak her güzel şeyin bir sonu vardır. Sandviçim bitmese bile zil çaldı ve Sevcan hoca içeri girdi. Şimdi onu kaldırmak zorundayım. Ve tabiki seni de sevgili tabletimden yazdığım sevgili günlük uygulaması!

KarmAŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin