"Onunla karşılıklı dairerde oturuyorduk. Sevecen,tatlı bir yüzü, asi bakışları vardı. Aniden bakması herkesi korkuturdu. Çünkü tuhaf bir şekilde gözleri sarıydı. Sınıfın genelinden daha büyüktü o büyüleyici,parlak,ışık saçan(gerçekten)asi bir şekilde bakan sarı gözleri... Sesi ayrıca güzeldi. Onun sesini ne zaman dinlesem, ne zaman onunla konuşsam nutkum tutulur, boğazım düğumlenirdi. Hızlı konuşurdu ve hazır cevaptı ancak çoğu zaman sessizdi, sözlerini seçerek konuşsa bile sen l demeden leblebiyi anlardı. Çok zekiydi. Dersleri her zaman yüksekti. O kraliçeydi. Devleti yönetmese bile dünya üzerindeki tüm kızların kraliçesiydi. Sözü geçerdi ve özel güçleri vardı. Elementleri yönetebilirdi. Çok iyi kılıç kullanabilirdi. Ancak elektrik ve yıldırım gücünü kontrol etmek için bana ihtiyaç duyuyordu. Aniden öfkelendiği için çabuk düşünmeye alışmıştı. Hemen sonuca varıyor gibi düşünse bile her şeyi ölçüp biçtikten sonra kararını söylerdi. Rekabetçiydi ve sporcuydu. Yarışmak en büyük tutkusuydu. Onu rahatlatırdı. Sınırlarını aşmakta üstüne yoktu. Tenis oynuyordu. Tenis turnuvalarından birsuru kupası ve madalyası vardı. Siyah elmaslardan yapılmış bir taç takardı. Arkadaşlarının her biri bir elementi vardı ancak onun elementi sıradışıydı:"Karanlık ve aydınlığın arasındaki asil,asi ve güçlü kalp" tam da onu simgeliyordu bu. Hala simgeliyor. Çünkü hala buradayız bunlar onun temel özellikleri sadece. Ünlü bir sanatçı hem de daha 12 yasında..." Sabah sabah yolda giderken Berk gene benim hakkımda bir şeyler mırıldanıyordu. "Gene ne diyorsun? Zırvalayıp durma."dedim. Saçmalıyordu gene. Benim kişilik özelliklerimi sürekli tekrar etmesi hiç hoş değildi. Farklı olduğumu biliyordum. Hemde çok farklı. Gözlerimi aniden açtığımda aynalar kırılıp parçalanıyor olabilirdi. Şarkı söylerken çevremde garip şeyler olması da benim suçum değildi. Sanki ben istemiştim kraliçe olarak doğmayı... Allah'ın işine karışılmaz Berk. Bir bunu öğrenemedin şu kısacık ömründe. Elinde olsa T.C.'mi bile öğrenecek. Ama bende kimliğimi verecek göz var mı ki? Ölsem de vermem kimselere... o benim kimliğim işte. Sizi ilgilendiren kısım kimliğim değil. Neyse işte. Anlamıyor ki! "Bu gece oyun gecesi. Sakın cips ve kola almayı unutma... Enes ve ömer faruk ile vs. Atmamız gerek lol'de. Sen sona'yı al ben zed olacağım. Tayfayı toplayıp yenmeliyiz o ikisini."dedi aniden. Şimdi hatırlamıştım. Bugün çarşamba ve bizim oyun gecemiz. Cumartesi aldığımız yenilgiden sonra onları League Of Legends'te yenmemiz gerekiyor. Yenilmekten nefret ediyorum. Pizza diliminin kenar kısmını yemek gibi. Hiçbir zevki yok... Okula kadar bekleyemeyecektim. Telefonumu çıkardım ve yazmaya başladım. "Hey millet! Biz okula geliyoruz. Yapılcak ödev yoktu değil mi?" Biri cevap verene kadar beklemek mantıksızdı. Telefonumu tekrar cebime koyup otobüsu beklemeye başladım. Okula gidene kadar yapacak hiçbir şey yoktu. Ödev varsa kaderime razı olup eksi alacaktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KarmAŞIK
Romanzi rosa / ChickLitKalp müziği müzik aşkı aşk tesadüfleri sever... Rüyalarda hissedilen sıcaklık ve kahve ile lokum tadında bir kitap sizleri bekliyor... Doğuştan kraliçe olarak doğan ve dünyanın beklediği kraliçe aramızda! Kraliçe binbir zorlipuk ile karşılaşa dursun...