YAZLIKTAKİ YABANCI...

31 3 0
                                    

Yazlığımda bir genç gördüm bu kimdi, bu yazlığa nasıl girebildi, burda ne işi var?

Direk içeriyi basar gibi girerek,

-Kimsin sen napıyosun burda?

Bana arkası dönüktü ilk olarak sesin nerden geldiğini arar gibi bakarken, sonra bana dönüp,

-Asıl sen kimsin

-Ben buranın sahibiyim, asıl sen kimsin diye çıkışırken

Kısa bir süre kah kaha atıp : sen buranın sahibisin yani

-Evet

Demesiyle yüzüne tokadı yemesi bir oldu? Kimsin lan sen, gelipte kendi yazlığıma benim diyecek kadar?

-Sen buranın sahibi misin? (Geveleyerek) burası benim yazlığım tamam mı şimdi burdan defol git. Kolumu çekerek beni yazlıktan atmaya çalışırken elimden bir tokadı daha yedi

-Lan sen kimsin? Bura benim yazlığım çabuk defol ya da polis çağırırım.

-Gülerek polis mi ormana, iyi fikirmiş

-Tamam bende jandarma çağırırım. Oldu mu? Hadi uzatma uza burdan yoksa bir tokadımı daha yersin.

İçerden bir ses gelmesiyle gözümüzü çevirmemiz bir oldu.

-Aşkım bu ses ne?

-Bu kim ya, evime hem yerleşmiş hem de sevgililerini mi getiriyon? Yuhhh.

-Ya kardeşim manyak mısın ev benim hadi defol sende,

-Anladım sevgilinin yanında rol kesiyon ama yemezler canım sevgilinde öğresin bu adam bir hırsız, benim yazlığımı çalmış yani siz allah bilir kaç gündür

Sevgilisi

-2.5 aydır burdayız.

-Kendimi tutamadım artık yuhh üzerinize kiralasaydınız.

-Ya yeter aşkım bura kimin yazlığı?

-Hemen benim diyerek lafa girdim

-Sinsi sinsi gülerek lafa giriştim ;
Seninde niye benim diye miyosun? Sen işte yalancının tekisin, ( kıza yaklaşarak) senide kandırmış kızım. Sen bu yalancıyı sevgilin derken elin evlerinde senle neyse şimdi ikinizde terk edin burayı hemen

Kız hemen bavulunu toplayıp giderken yalancıdan ardından ne dese kâr etmedi.

-Sen hâlâ napıyosun burda lan o kızdan önce senin gitmen gerek ama şerefi olan bunu bir kere yapmazdı.

-Üzerime gelerek ya sen ne biliyosun ne gördünde neyi konuşuyosun benim neler çektiğimi biliyo musun?

-Merak etmiyorum defollll artıkkk.

İçimden: Fazla mı sert davrandım acaba diye düşünürken

-İyi tm evini yemedim gidiyorum bir arkadaşıma ulaşmaya çalışcam bir dakka.

-Tamam 1 dk başladı saatime bakıp saniyeleri sayarken

-Offf ya diye bir ses duydum.

-Noldu ya?

-Ulaşamadım ve gidecek yerim yok.

-Banene ya git sokakta yat ilgilenmiyorum. Ama gidipte sokakta yatma öyle dedim diye.

-Nerde kalıyım o zaman pardonda?

-Ne zaman ulaşırsın arkadaşına ne biliyim bir kaç güne ulaşırım heralde.

-Tamam bir anlaşma yapalım arkadaşına ulaşana kadar burda kal. Ama bir hafta içinde ulaşmış ol...

-Gerçekten mi?

-Yok yalandan, kararımı değiştirmeden bence

-Tamam tamam saol.

Birden boynuma sarılmış teşekür ediyor.

-Hop noluyor! Çek elini böyle yapacaksan

-Yok yok pardon.

-Tamam ama bir kaç şartım var.

-Ne ?

-Daha adını bilmiyorum adın ne?

-Atakan

-Atakan'cım o zamn sabah kahvaltısını sen hazırlıycaksın.

-Dudaklarını büküp naaz etsede mecbur kabul etti. Tamam

-İşlerde yardım ediceksin,

-Off tamam başka

-Eğer seni beğenirsem babamın holdinginde çalışabilirsin.

-Holdinktemi başımı sallayınca eee napcam ki ben holdingte?

-Elinin körünü ne fazla soru soruyosun yeter ama bakarız sana uygun bir iş buluruz zaten ben orda yeni başlayanlara yardım da ediyorum senide bir denerim merak etme. Dahada fazla soru sorma ben odama çıkıyorum sen şu evi topluyosun her yerde kırıntı-mırıntı bu ne böyle tualetinden mutfağına salonuna dek temiz görcem. Hemen başla 3 saate bitsin.

Atakan
-Biraz nazlansamda mecburdum direk başlamak en iyisiydi heralde. Zaten gidecek bir yerim yok mecburum :(

...

Akşam saat 18.00 olmuştu aşağıya indiğimde işler bitmiş yorgunluktan ters düşmüş, salonda yatan bir Atakan'la karşılaştım.

Mutfağa gittiğimde her yer temizdi hemen makarna yanınada salata yaptım. Masayı kurduktan sonra Atakan hadii uyan bak yoksa sana bida bugün yemek vermem dedim. Karşımda bitkin bir Atakan vardı tamam geldim demesiyle gelmesi bir oldu

-
Yuhh bu ne hız...

-Oda benim sırrım olsun.

-Al sırrın sende kalsın hadi yemek yiyosan çabuk mutfağa geç.

-
Ne yaptın sen, aaa bi saniye ben daha senin adını öğrenmedim, senin adın ne?

-Defne

-Defne'mi o ne gıcık bir isim Defne (kah kaha atarak)

-Lan sanene benim adımdan benim adım güzel bikere sen kendi adına bak Atakan ayyy gülme krizine gircem bi git ya kendi adına bak sen.

İkimizde adlarımıza gülerken

-Atkan: Ne yaptın sen

-Defne: makarna ve salata

-O kadar yoruldum ya karşılığı bu muydu makarna. En azından bir pilav yapsaydın .

-Pilav bir kere % de 100 şekerli bu yüzden ben bu yaşta ne obur oomak, ne şeker hastası olmak, ne de

-Ayy tamam yeter, sen bana yap sen kendini otla beslemeye devam et.

-Zaten ben makarnadan yemem al sen ye

-Ya makarnadan daha güzel bir şey var mı?

-Tabii ki salata.

Birden dışardan bir ses geldi

Defne;
-O ne be ?

Bu arada arkadaşlar, bu benim ilk yazdığım hikâye o yüzden eksiklikler varsa kusura bakmayın...

Bende hâlâ o sesin ne olduğunu bilmiyorum 3. bölümde hepimiz göreceğiz. Sizce o ses neydi? Yorumlarınızı atın ki bu soruya bende beğenirsem sizin fikrinizi sunabilirim.

YAZLIKTA Kİ BULUŞMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin