Piç kurusu

Bölüm 2

Banu kim hani bana da göster diye yanına geldiğinde banu çoktan erimeye başlamıştır gözleri nokta atışı gibi kesintisiz üzerinden alamaz sanki bir anda kaybolacakmış gibi ,
işte bu durakta bekleyen kırmızı tişörtlü kotlu olan,
Hıımm evet çok yakışıklı çocuk banu aklıma bir şey geldi ben onu tanıyorum bu semtin çocuğu arada bir geliyor sen gündüz okulda olduğun için görmüyorsun buraya geldiğinde onun numarasını isteyeyim mi. Banu bütün sevinci ile ;
lütfen benim için bunu yaparmısın
tabi yaparım merak etme
Banu sabahları okula gidip öğlen okul dönüşü evinin altında ki mağazada arkadaşına yardım etmektedir. Haftanın ilk iki günü okula gider son üç günü staj yapmakta ve yine bir okul dönüşü mağazaya geldiğinde zuhal ;
müjdemi isterim banu
düşündüğüm şey mi zuhal
evet düşündüğün sey burdan geçti geçerken içeri çağırdım oda öyle bir şey bekliyormuş senin için senden hoşlanmış sürekli dikkatini çekiyormuşsun fakat nasıl tanışabilirim diye düşünüyormuş beni arasın bekliyorum dedi.
ayyyy zuhal cok teşekkür ederim çok mutlu ettin beniiii ama bugün aramıyacam onu yarın arıcam biraz bekleteyim ...
Ertesi gün staj günü ve iş yerinde yüzünde gülümsemler ile çalışırken beklediği saat geldi telefon elinde kalbi nerde olduğu belli olmayan bir yerlerinde atmakta numarayı çevirdi ve
cem merhaba
Merhaba ben banu numarını zuhal verdi
Merhaba banu nasılsın ,nasıl olucam heyecanlı dış görünüşüne vurulmuş on yedi yaşında eli ayağına dolaşmış haldeyim diyemese de iyiyim diyebildi. İşiydi eviydi okuluydu derken yarım saat süren sohbet sonunda o akşam iş çıkışı buluşmak için sözleştiler banu cemden önce gelmiş cafe de kahvesini içerken içeriye cem girer ve heyecan kat kat daha da artar. İlk buluşma ilk anlar ilk bakış, sohbet sohbeti açar keyifli bir tanışma olur fakat dış görünüşü kadar eğlenceli bir mekanda insanlarla münasebeti olsa da içi pek de dolu olmayan biri karşısında oturmamaktadır. Ev okul dışında pek sosyali olmayan on yedi yaşında ilk aşık olduğu biri için bu heyecanlar ona çok büyük ,fazla xl gelmektedir. Cafe den çıkarlar ve sokakta yürürken birden elleri birbirine değer ve sanki yıllardır tanışıyorlar da ayrı kaldılar o kadar özlediler ki kavuşur kavuşmaz elleri birbirine kilitlenmiş gibi ilk günden elleri sıkıcıca tuttular. İkisin de de farklı bir çekim olmuştu. Cem heyecandan o kadar terlemişti ki koltuk atından süzülen ter tanesi ellerine kadar inmişti . Evin önüne gelene kadar ikisi de tek kelime etmeden konuşmadan sadece yürüdüler cem banu'ya yarın sabah işe bırakmak için servise kadar eşlik edicem sen servise giderken ben bardan dönüyor olucam eve gitmeden her sabah bırakır akşam işe gidecekken önce seni eve bırakır öle giderim , banu sahiplenilme duygusu ile ilk günden coşku ile evet dedi. Yakışıklı esmer mi esmer biri ile çıkıyor olmaktan mutlu oluyordu. Cem içinde güzel bir kızla ve en önemlisi de barda ki kızlar gibi değil daha on yedi yaşında olmasına rağmen güçlü duruşu olan bir kız ve en önemlisi de mavi gözlü olması onu ondan alan banunun gökyüzü gibi bakan gözleri. Sebebi cem askerde iken mavi gözlü bir kızla evleneceğini görmüş çok etkilenmiş uyandığında Allah'ım bana böyle birini nasip et demişti ve banu'yu gördükten sonra bu o mu acaba diye içinden geçirmiş. Banu için lise artık bitmişti havalar iyice ısınmıştı ve staj yaptığı otomotiv firmasında tam gün olarak haftanın tüm günü çalışmaya başladı. Cem yine barda çalışıyor ve gece barda sürekli kızlarla bir arada olmasından kaynaklı kavgalar , kıskançlıklar bile başlamıştı. Yine tartışıkları bir gün cem banu'yu dışarı arka mahalleye çağırdı zaten aynı mahallede oturuyorlardı arka mahallede kuytu insanların çok fazla dolaşmadığı bir alan belirlemişler acil durumlarda orada görüşürlerdi. Cem ve yanında arkadaşı rıfat elinde birde makas banu gözleri pörtlemiş halde;
Ne oluyor burda makas ile işiniz ne , ne napıyorsunuz,
Banu sana bir süprizim var