Piç kurusu

Bölüm 6

Babasının ikna olma durumu büyük depremle başladı 98 depremi o gece banu uyuyamamıştı gece 02:30 uyandı içinde bir sıkıntı ile gecenin o saatinde ilk defa balkona çıktı hava bunaltıcı sıcaklıkta gök yüzü korku dolu kırmızılıkta anlam veremedi kalbi küt küt atıyordu balkonda durmaktan korkarak odasına geçti yüzü koyun yatağına uzandı hafif titremeler hissetti çarşafı elleriyle sıkarak yataktan kalkmasıyla annesinin odasına kadar koştu anne uyanın bana bişey oluyor üç harfli geldi dedi o dönemler bu konuları arkadaşları arasında çok konuşuluyor olmasından etkisinde kalmıştı annesi uyandı ve o anda büyük zelzele başlamıştı

anneee deprem oluyor hayatında deprem nasıl bişey olduğunu ilk defa yaşarak babası kiriş eşiğinde durmuş salavat getiriyordu banu dış kapı kilidini açmaya çakışıyordu fakat kapı sıkışmış gibi açılmıyordu korku o duydukları tuhaf sesler evde dökülüp kırılanlar devrilen eşyalar kıyamet gibiydi ve durduğu anda kapı açıldı koşar adımlarla kendilerini dışarı attılar her kes yataktan nasıl kalkıp sokağa attı ise tüm insanlar dışardaydı kimi iç çamaşırları ile kimi gecelikleri ile bu büyük depremde herkes korku içinde herkes bir kausun korkunun içinde insanların sokaklara kendini attığı gün mahallenin arka tarafında muhtarlık parkında cem göründü . Gece barda çalışırken depremin olması ile yaşadığı korkuyla  banuyu merak ederek semte geldiğinde babası cemi gördü hemen yanına giderek eli omuzunda onu parktan çıkarmak ister şekilde bir şeyler konuşuyorlar

Banu merak içerisinde mahalle de bulunan arkadaşı aynura endişesini ne konuştuklarını merak ettiğini dile getirdi.

Banuyu çok  merak ettim o iyimi korkudan ilk aklıma gelen o oldu buraya nasıl geldim hatırlamıyorum.

İyi merak etme sende burda görünme ailenin yanına git. Biz ailesi olarak zaten yanındayız demişti daha sonra cemden öğrendiklerine göre,

O günden sonra  babası ne düşündü ise gelin isteyin demişti. Banu için endişe duyması gözünde gördüğü sevgimi adı ne ise. Heyecandan düşünemez bir halde  her şeye hazırlıksız neler olacak nasıl olacakları düşünürken kuaforde saçıydı makyajıydı hazırlıkları bitmişti on yedi yaşında bir kıza evlilik nasıl yakışmıyorsa büyük beden bir elbise giymiş gibi makyaj da aynen öyle duruyoryordu.

Sonra eve geçti tek başına yanında kimse yoktu ne bir arkadaşı ne bir kuzen yada akraba dışlanmış gibi , tüm akraba yani birinci derecen yakınlar evi doldurmuşlardı. Gelen misafirlere yetmeyen kahveler ikinci kez daha tencerede yapılırken banuyu verdiler , babası verememişti yerine eniştesi Allahın emri ile verdik demişti. El öpme faslına geçtiklerin de banu ve babası birbirine sarıldıklarında baba daha fazla bacakları vicudunu ayakta tutamayıp koltuğa yığıldı kaldı ne olduğunu anlayamayan banu korkusu bir kat daha arttı ona birşey olacak diye çok korktu o izmandut gibi güçlü kuvvetli adamı ilk defa bu halde görmüştü üstelik sebebi de kendi idi, her ikisi de ağlıyor on yedi yasında kızını vermesi hiç kolay bir durum değildi. O yaşta olup da evlenmeye adım atmak da kolay değildi ama bir inat başlamıştı ve buralara kadar sürüklenmişti.

Cem tarafında bir sevinç vardı o an onların yaşadıkları hissedemeyecek anlamayacak kadar  ama banu için aynı duygular söylenemezdi üzüntüsü ve içinde ki karışıklığı sevinci katlamıştı. Mutluymuş gibi göründü herkese ama içi acıyordu kim içindi bu yaptığı fedakarlık kim içindi ailesini bu durumu sokacak hareketler.

Başına gelecekleri bilse yine de Cem'i yaşamak için katlanabilirmiydi cesaret edermiydi bir erkek için onaysız bir birliktelik evlilik ne kadar yolunda gidebilirdi gönülsüz onaylanan evlilik ne kadar faydalı olurdu kimse ayrılmak için evlenmez ama evlenirken sadece eşimizle evlenmiyoruz ailesiyle de evleniyoruz yanı sadece eşinle anlaşıyor olman evliliğin sağlam olduğu anlamındaki gelmiyor aileler de iyi anlaşmalı eşler birbirlerinin ailelerine sevgi veremezse bile kesinlikle saygı duymaları gerekmekte onlara ne kadar ayak uydurabilecek yada onlar da Banuya.