PARTİ

14 1 1
                                    

Multimedya da Rüzgar ve Kiraz'ın beraber söyledikleri şarkı var.

"Uyanır mısın artık?! Ya Sevgi Teyze sen buna akşam ne içirdin? Uyanmadı bir türlü" diye bir sesle uyandım.
"Ne oluyor be?!" dedim şaşkınlıkla. Gözlerimi araladığımda bunun Selin olduğunu fark ettim.
"Ya uyan artık uyan!!!" diye bağırdı.
"Allah belanı versin Selin" dedim. Oflayarak odamdaki mini kanepeye oturup ayak ayak üstüne attı. Gözlerimi oluşturup yatağımda bağdaş kurup oturdum.
"Ne var?" dedim.
"Ya kızım unuttun mu? Bugün okul balosu var. Hadi giyinelim." dedi.
"Ya cumartesi cumartesi ne balosu ya?" deyip yastığımı kucağıma aldım.
"Ben gelmiyeceğim bir yere" dedim ve kafamı yastığıma gömdüm.
"Ne demem gelmem? Geleceksin!"
"Ya Selin sana biri uykulu uykulu hiç çekilmediğini söyledi mi?"
"Her gün annem söyler ama ben takmam. Neyse konumuz bu değil" dedi ve gözlerini sinsice açarak şöyle dedi."Eğer gelmezden annene depresyona girdiğini ve partinin sana iyi geleceğini söylerim. Bu sefer o giydirir seni"
"Tamam be ! Uff! Ne giycem ben?" dedim. Dolabını açıp karıştırdı.
"Harika!!" diye bağırdı.
"Ne oldu?" dedim
"Bu bu bu buuuu! Müthiş!" dedi acayip bağırarak
"Ya bağırma beyni yerinde lavaş olan salak! Göster bana şunu" dedim. Bana babamın aldığı elbiseyi gösterdi.(içindeki kadın Kiraz değil.)

Gözlerim doldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerim doldu.
"Noldu tatlım?" dedi Selin endişeyle.
"Bunun bana babam almıştı" dedim.
"Ah canım" dedi bana sarılarak. Biraz öyle kaldık.
"Aman neyse ver giyeyim şunu" deyip elindeki aldım.
"İşte bu!" diye elini çırptı. Bana elbiseyi giydirdi. Saçlarımı lüle lüle yapıp yaptı. Makyaj için ne kadar savaş versede zar zor dudağıma bir ruj sürebildi. Açık pembe bir rujdu. Ne yalan söyleyeyim çok hoşuma gitti. O da bir elbise getirmiş.

 O da bir elbise getirmiş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çok tatlı oldu.(içindeki Selin değildir.) Tam yüzünü bir boya kutusuna-ben o ıvır zıvırlara boya kutusu diyorum- batırıyordu ki elindeki fontoteni almamla yere atmam bir oldu.
"Ya kızım bırak şu boya kutusunu. Bırak fazla uğraşma ben sana aşağıdan boyaları getiririm. Her renkte var orada. Onlara batır. Hiç boşuna bunlara vakit harcama." dedim alaycı alaycı.
"Sen ne anlarsın? Erkek Fatma. Zaten zar zor ruj sürdüm sana." dedi
"Valla ben belki şu zımbırtıların ismini bilmiyor olabilir yada kullanmıyor olabilirim ama sana yapacağım makyajın bunlardan daha güzel görüneceğini biliyorum." dedim ikna edici bir sesle.
"Tamam yap bakalım"dedi.
"Ama bak hiç itiraz yok" dedim parmağımı sallayarak.
"Tamam tamam yap artık." dedi ve işe koyuldum. Önce hafif bir uçuk pembe ruj sürdüm.
"Ama bu olmadı" dedi dudak bükerek. Elimi beline katıp
"Bana bak süslü makyaj aynası. Hani ses çıkarmak yoktu. Hem sen karışma benim işime" dedim.

"Aman ne halin varsa gör. Ama şunu bil yüzüm güzel olmazsa saçını yolarım." dedi ve kollarını birleştirdi. Sonra hafif bir allık sürdüm. Göz kipriklerinin uç tarafına biraz maskara sürdüm. Sonra rümelle bir dokunuş yaptım. Onu aynaya doğru çevirip gülümsedim.
"Nasıl olmuş?" dedim.
"Çok güzel !" diye çığlık bastı.
"Hadi kahvaltı yapalım." dedim karnımı ovuşturarak. Gerçektende yok elbisesiymiş, yok süsüymüş, yok makyajıymış derken kahvalti bile yapmamıştık. Odaya girer girmez annem bana bir baktı.
"Ba-ba-babanın aldığı elbise ?" dedi.
"Evet anneciğim." dedim. Sonra aklıma onun bu durumdan rahatsız olabileceğinden şüphelendim. İsteksizce"İstersen çıkartabilirim"dedim.
"Kalsın kuzum. Çok yakışmış sana" dedi ve sofrayı göstererek
"De haydin yemeğe!"dedi. Kahvaltımızı bir güzel yapıp masadan kalktık. Annemle sarılıp aşağıya indim. Okula gittik. Kapıdan girerken Rüzgarla karşılaştım. Uuuuu! Çok yakışıklı olmuş!

Rüzgar'ın Ağzından
" Of be kardeşim! Ne dırdır yaptın! Çok mu zor bunu söylemesi."diye isyan etti sevgili abicim Cevdet.
"Ama nasıl söyleyeceğim peki herşeyi bilen abiciğim!?"
"Geçiceksin karşısına böyle böyle böyle diyeceksin. En fazla sana bir tokat atar olur biter. " dedi bilmiş bilmiş!!! Ben yapamıyacağım!

"Tamam bugün balo var. Ona çıkışta herşeyi anlatıcağım. En kötü tokat yerim değil mi?"dedim endişeyle.
"Aynen" dedi. Rahatlatır üstüme bir tişört geçirdim. Sonra bir kot giydim. Saçlarımı tarayıp evden çıktım. Okula gittiğimde önce Alev'le karşılaştım. Merhaba'laştık! Umarım kimse bizi görmemiştir. Kapıya doğru yöneldim. Gelmiş. Vay! Acayip güzel olmuş!!! Yok ben kesin yapamıyacağım!
Kiraz'ın Ağzından

"Bayanlar çok güzel olmuşsunuz!" dedi Rüzgar.
"Teşekkürler beyefendi " dedim.
"Ooo! Herkes burada!" dedi yanımıza gelen Mert. Yerlerimize geçip oturduk. Alev'e bir baktım. Yaşına göre çok büyük bir elbise giymiş. Hatta abiye!!!

Eee! Alev'den ne beklersin! Selin'e doğru eğilip "Bekliyordum da bunu değil" dedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eee! Alev'den ne beklersin! Selin'e doğru eğilip
"Bekliyordum da bunu değil" dedim.
"Aynen ya. Şuna bak. Az daha eğilse götü görünecek." dedi fısıldayarak. Kıkır kıkır güldük.
"Eee! Bakıyorum keyifler yerinde! O zaman dansa" dedi ve önümde eğilip
"Güzel hanımefendi. Bu dansı bana lütfeder misiniz?"dedi. Selin benden önce davranıp
"Eder eder!" dedi ve beni itekledi. Selin!!! diye bağırmak geldi içimden. Rüzgar gülüp bana
"Evet. Cevabınız?" dedi. Ama ben hiç havamda değilim! Eh kalkmasan da ayıp olacak. Ah Selin ah! Sen görürsün! Yaktım çıranı!
"Peki." dedim ve dansa kalktım. Dansta
"Sana söylemek istediğim bir şey var. Çıkışta buluşsak ?" dedi. Ne söyleyebilirdi ki?
"Tamam. Olur." dedim ve yerlerimize oturduk. Selin'e öldürücü bakışlar atıp durdum. Oğlanların olmadığı bir zaman yanında yaklaştım ve kolunu cimcikledim.
"Ay! Ne yapıyorsun be? Sizde de hastalık oldu bu he?" dedi. Sizde derken?
"Başka kim yaptı ki?"
"Sen beni niye cimcikledin?"
"Kaç sen kaç. Nede olsa öğreniceğim. Sen dayanamazsın. Neyse. Bana bak sen ne yaptığını sanıyorsun pardon? "
"Ne yapmışım ben?"
"Beni dellendirme. Zaten bağıramıyorum. Sen çok iyi biliyorsun ne yaptığını."
" Ne yapmışım ben?"
"Selin. Beni dellendirme. Bak dellendiğimde ne olduğunu biliyorsun."
"Aman aman. Sakın burada yapayım deme."
"Yaptırtma o zaman"
"Ne yapayım? azıcık ilgilen çocukla."
"İlgileneceğim. İlgileneceğim ilgilenmesine de onla değil senle"
"Üff. Kızım biz senle anlaşmadık mı? Sen azıcık daha olsa çocukla iletişim kurmayacak mıydın?"
"Yooo. Anlaşmadık. Bana bak senin dilinin altında ne var?"
"Üff tamam be! Ahiret korkusuyla yaşanmıyormuş. Ya kanka hani sen film izlemeye gidelim, dediydin de ben sana olmaz ben odamla uğraşıcağım, dediydim ya. Yalan. Ben o zaman benim kuziyle buluşup onun vıdı vıdısını dinledim. Kızdın mı?" dedi. Vah canım! Tam ağzımı açıp bir şey diyeceğim ki bir anons yapıldı.
"Şimdi Rüzgar arkadaşımız size özel olarak şarkı söylemeyi istiyor. Sahne senin Rüzgar!" dedi ve kürsüden ayrıldı. Rüzgar gitarı aldı. Çalacağı şarkının notasını bulmaya çalıştı. Sonunda bir ayar verdi ve şarkıyı çalmaya başladı. Ben bu şarkıyı biliyorum. Koşup bir mikrofon aldım ve şarkının sözlerini söylemeye başladım. Önce bana şaşkınlıkla baktı. Güldü ve şarkıyı söylemeye devam etti. O an sanki başka bir evrendeydim. Şarkı birince yerlerimize oturduk. Rüzgar
"Kiraz. Dışarı çıkalım mı?" dedi.
"Olur." dedim ve dışarı çıktık.
"Kiraz sana söylemek istediğim bir şey var. " dedi. Pek rahatsızdı.
"Evet?" dedim.
"Ben birine aşığım da..."
"Evet? Kim bu şanslı kız?"
"O...o. S...s..e..n..nin arkadaşın Selin!"

SADECE SEVDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin