Bu kasket yeniydi ; önündeki siperi parlyordu. Öğretmen , çocuğa :
-Ayağa kalkın ! dedi .
Çocuk kalkınca kasketi yere düştü . Bütün sınıf gülmeye başladı . Eğilip kasketini aldı . Fakat yanındaki çocuk çeme takarak onu tekrar düşürdü. Çocuk tekrar eğilerek kasketi eline aldı . Sınıfta bir gülüşmedir gidiyordu . Zavallı çocuk fena halde bozuldu. Ne yapmalıydı ?
Kasketini elindemi tutmalı , yere mi bırakmalı yoksa başına mı geçirmeliydi ? Yerine oturduğunda kasketini yine dizlerinin üstüne koydu öğetmen tekrar etti :
-Ayağa kalkın ve bana adınızı söyleyin !
Yeni gelen çabuk ve anlaşılmaz bir suretle bir isim söyledi .
- Anladım , bir daha söylemeyin !!!
Sınıfın yuhlamaya benzeyen gürültüleri arasında aynı çabuk ve anlaşılmaz heceleri bir daha söyledi . Öğrretmen bağırdı :
-Ne diyorsunuz , anlamıyorum . Daha yüksek , daha açık !
O zaman yeni gelen büyük kararını verdi . Ağzını alabildiğine açarak birini çağırır gibi , bol bir nefes ile şu kelimeyi haykırdı !
-CHARLES BOVARY !
Sınıfta büyük bir gürültü koptu . Islık gibi keskin sesler le gürültü gittikçe büyüyordu . Ulumalar , havlamalar, tepinti arasında "Charles Bovary" Charles Bovary"ismi tekrarladı . Sonra gürültü değişik tonlara ayrılarak yuvalarını ve gittikleri zoraki durulmakta beraber arada bir sıralardan birinde gene patlak vererek hızını alamamış kestane fişeği gibi şurada burada , kızılmak istenen kahkahalar haline boşalmaktan geri kalmadı . Bununla beraber dolu gibi yağan cezalar ezber ve yazı cezaları ve savaşlar gürültünün önünü aldı . Öğretmen çocuğun ismini Charles Bowary diye kendisine yazdırarak ve heceleterek tekrarlattı . Sonra zavallı çocuğa kürsünün dibindeki tembeller sırasına oturması için emir verdi . Çocuk gitmek için kımıldandı fakat birden durdu . Birşey arıyordu öğretmen sordu : Ne arıyorsunuz ? Yeni gelen etrafına kaygıyla bakınarak ürkek bir sesle kekeledi :
- Ka ka kasketimi ...
-Bütün sınıfa 500 satır cezası !!!
Öğretmen bunu öfkeli bir sesle bir gürültü kasırgasını önlemek için , tehtit makamında söylemişti . Üzüldüğü ve canı sıkıldığı belliydi . Takkesinin içine bıraktığı mendilini alıp alnını silerek gürültü etmeyiniz ! dedi . Size gelince ; yeni gelen , sizde gülünç olmak fiilini latincesini bana 20 kere teklemeyip okuyacaksınız dedi . Sonra daha yumuşak bir sesle bir ilave ekledi :
-Oo ! merak etmeyiniz ! kasketlerinizi bulursunuz... çalıntı sanmayın ... kimse almaz ! Artık sınıf durulmuştu . Başlar kartonlar üzerine eğidi . Yeni gelen , 2 saat hiç kıpırdatmadan başkalarına örnek olacak bir uslulukla durdu . Gerçi ara sıra çiğnenmiş bir kağıt gelip suratına yapıştırıyor değildi. Fakat o , eliyle yüzünü silerek gelen gözleri bir yerden kımıldamadan duruyordu . Akşam derslikte , sırasından kolluklarını çıkardı . Küçük eşyasını düzeltti. Kağıdını önemle çizdi. Her kelimeyi sözlükte arayarak ve çok emek harcayarak candan çalıştığını görüyorduk . Şüpesiz ,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MADAM BOVARY
RandomBana göre çok kötü bir kitap değil . Zaten sizin beğenmeniz önemli .