Gösterdiği bu irade kuvveti sayesinde daha aşağı sınıfa alınmaktan kurtuldu . Yoksa giderdi . Çünkü dil bilgisi kurallarını şöyle böyle biliyordu ama ifadesinde pek o kadar kıvraklık yoktu. Ailesi ekonomik sebeplere koleje mümkün olduğu kadar geç gönderdiği için , onu Latinceye , köyünün papazı başlatmıştı .
Babası Mösyo Charles Bowary eskiden başcerrah asistanıyken 18122ye doğru askere alma işleminde lekelenerek işine veda etmek zorunda kaldı . Gösterişli olduğu için o sırada bir tesadüf ile karşısına çıkan ve çalımına aşık olan bir kızın , bi tüccar kızının 60.000 franklıkn çeyizini ele geçirdi .
Bu yakışıklı ve palavracı delikanlı , 2 taraftan bıyıklarına karışan favorileri , parlak renkli elbiseleri , yüzük dolu parmakları ve inadına şakırdattığı mahzumlarıyla bir babayiğit tavrı gösteriyor ve üstelik buna bir tüccar komisyoncusu gevezeliği ilave ediyordu .
Evlendikten sonra iki üç yıl karısının parasıyla adamakıllı yaşadı . İyi yiyor , geç kalkıyor ; büyük porselen pipolar kullanıyor geceleri kahvelere devam ediyor ve ancak tiyatrodan sonra eve geliyordu . Kaynatası vefat etti ve ardından pek az bi miras bıraktı .
Bundan üzüntü duyan Charles , fabrika işine girdi . Orada biraz para kaybetti . Sonra bir kenara çekildi . İşi çiftçiliğe döktü . Fakat bezden , basmadan anlamadığı kadar toprak işinden de çakmadığı için çok geçmedi , dama dedi .
Hayvanları çifte süreceğine kendi biniyor , şişelere elma şarabı satacağına kendi içiyor , kümesin el besinli tavuklarını kendi yiyiyor , av çizmelerini domuzların yağıyla yumuşatıyordu. Baktıki olmayacak , bu işide yüz üstü bıraktı .
O zaman yıllığı 200 franga yarı çiftlik , yarı çiftçi evi olmak üzere Pikardi ve Ko sınırında bir köy evinde küskün , mutsuz , Tanrı'ya atıp tutarak herkesi kıskanarak dediğine göre , insanlardan kaçarak başını dinlemek için 45'inden sonra dünyada elini eteğini çekti ve orada kapandı kaldı . Karısı önce , onun için , deli divane olmuştu .
Kocasını çok seven ve onun için saçını süpürge eden bu kadıncağız , ne çare ki o nispette kocasını kendinden uzaklaştırıyordu . Kendide vaktiyle sen , kocasına tam gönüllüyken yaşlandıkca' sirkeye dönen bozulmuş bir şarap gibi' titiz , yaygaracı ve sihirli olmuştur . Önce şikayetsiz neler çekti !
Kocası köyün bütün şıllıklarının arasında koştuktan sonra gece gitti kötü evlerden içki kokarak bitkin bir halde gelir . Yatağa düşerdi . Nihayet kadınlık gururu isyan etti. Fakat kuduran bütün öfkelerini yutarak son nefesine kadar sessiz bir stoisism içinde saklanmaya mufavvak oldu .
O , durup dinlenmeden bütün işlerin arkasına düşer , vekillerini görür , reisin yanına çıkar , senetlerin vaadesini aklında tutar , uğraşır mühlet alır ; sonra evde dikiş diker çamaşır yıkar , ütü yapar işçilere gözcülük eder , onların haftalıklarını verir .
Kadın böyle meşgulken Erkek ne yapar mı diyeceksiniz ? O somurtkan bir uyuşukluk içindedir . Bu uyuşukluktan ancak tatsız bir sözle karısının kalbini kırmak için ayrılır . Karısının kalbini kırmak ve ocak başında öksürüp yere tükürmek için . . .
Kadın bir oğlan çocuk doğurdu ve . . .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MADAM BOVARY
RandomBana göre çok kötü bir kitap değil . Zaten sizin beğenmeniz önemli .