okulun ilk günü

179 6 5
                                    

-syris-

Okuldan nefret ediyorum. Tabi disleksi denen bir hastalığım olunca okulda yaptığım tek şey 7 saat boyunca oturmak. Sabah her zamanki gibi geç kalktım. Elime geçen ilk şeyi giydim ve çantamı aldım. Tam evden çıkacakken annem,
"Syris, kızım iyi misin?"
Annemi çok seviyordum. Üzgün olduğumda hemen anlıyordu. Neden mi üzgünüm? Lanet olasıca bir yere geri dönüyorum da ondan!
"En nefret ettiğim yere geri dönüyorum anne. Onun için biraz üzgünüm."
"Ah benim canım kızım. Merak etme bu okul diğerlerinden de farklı olucak."
"En son atıldığım okulda da öyle demiştin ama."
İkimizde gülmeye başladık sonra annem beni öptü ve okula gitmek üzere yola çıktım. On dakika sonra okula vardım. Annemin dediği gibi farklı bi şey yoktu aslında. Normal bir liseydi işte. Tek fark isminin goode lisesi olmasıydı. Şansıma okulun ilk gününde geç kalmamıştım. Hatta erken bile gelmiştim. Kendi sınıfımı buldum ve kimsenin oturmadığı,hocaların görmediği cam kenarı bir yere oturdum. Kimse yanıma oturmadı. Tabii kim yeni gelen garip sarışın bir kızın yanına oturmak isterdi ki. Birkaç dakika sonra öğretmen geldi. Kendisinin edebiyat öğretneni olduğunu söyledi. Aman ne güzel! Okulun ilk günü en kötü olduğum dersle başladı. 15 dakika sonra kapı aniden çaldı ve içeri dağınık koyu kahve saçlı, okyanus yeşili gözleri parıldayan  bir erkek çocuk geldi.
"Geçiktiğim için çok özür dilerim öğretmenim."
"Percy ! Nihayet gelebildin küçük beyfendi. Şimdi kenine bir yer bul ve derse devam edelim!"
Percy denen bu çocuk yeşil gözleriyle boş yer bakınırken beni fark etti ve yanıma oturdu.
"Merhaba ben percy. Acaba yanına oturabilir miyim?
Genelde yanıma oturmak isteyen kişilere git burdan derdim. Ama içimden bir ses bırak yanına otursun o senin hayatını değiştirecek diyordu. Bende içimdeki sese güvenip;
"Tabi keyfine bak. Bu arada ben de Syris"
"Seni daha önce bu okulda hiç görmedim. Yeni mi geldin?"
"Evet. Son gittiğim okulda atıldım da."
"Nasıl olduğunu bilirim. Bende birçok okuldan atıldım."
"Ciddi misin?"
"Hıhı ama alıştım. Zaten disleksi sorunum olduğu için okullarda pek iyi de sayılmam."
"Disleksi misin ben de!"
"

İyi arkadaş olucağa benziyoruz Syris."
Sonra bana arkadaşça sırıttı. Bende ona gülümsedim. Haklı olabilirdi. Bu... bu yeni bir dostluğun başlangıcı olabilirdi.
Nasıl oldu genç melezler? Hikayenin devamı yakında gelecek. Ha bu arada size her gün bir soru sorucam,

- sizce en yakışıklı melez kim?

Benim cevabım Percy peki ya sizin?

Son KehanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin