ÇAK Bİ'5'LİK

Yaprak

Multi: Su ve Derin Deniz

Karşımda bana " vay pislik kaptın yağuşuklu çocuğu" bakışları atan Mina, yanımda yine babasıyla kavga etmiş ve sinirli bir Deniz, Deniz'in karşısında istediği gibi pişirilmemiş et ile oynayan Nisan ve son olarak selfi çeken Atike.

"Eee yeter yaa haksızlık" biz çok ses çıkardığımız için bizi mutfağa atmışardı.Tabii Uraz Bey uslu çocuk moduna girmiş. Ohh ne ala memleket.
Tatlıları hazırlayan Tontişime döndüm.

" Tontiş ben mi daha usluyum yoksa içerde ki uyuz çocuk mu? "dedim ki demez olaydım.

"Uyuz değil o Uraz" ahh sinirden ölicem. KARA KEDİ ne olucak. Onun gibi ukala, hiçbir işe yaramayan, dünyanın hava kirliliği, su kirliliği ve ses kirliliği artı insan göz sağlığını bozulmasının tek sebebi.

Daha fazla dayanamıcağımdan " Ben odama gidiyorum" dedim.

Burak'a midem bulanıyor diyerek odama çıktım. Canım acayip şarkı söylemek istiyordu. Mp4'ümü elime aldım ve şarkı listesine baktım. Hangisini dinlesem diye karar veremidiğimden karıştıra bastım be şarkılar çalmaya başladı.

2010 yılında İngiltere'ye gideceğimiz gün Aydilge- Takıntı yayınlanmıştı. Tam 4 sene İngiltere de tek Türkçe şarkı olarak bunu dinledim. Sonra Türkiye'ye geldik ve hala dinliyorum. Zaten drift sevdam orda başladı.

Gözlerim kapalı şarkıyı mırıldanırken kapı açıldı.İçeriye sırayla girdiler. Ve söze Nisan başladı.

"Su yarın birlikte gezelim mi? Hıı nolur?"

"Zaten benim canım sıkılıyordu. Gidelim bakalım" dedim ve söze atıldı. Atike

"Su sizin dün yandaki villaya taşınanlar varya" onlar ne alaka yaa

"Eeee?"dedim yani ne olabilir. Atike tam ağzını açıcakken Deniz karnına dirseğiyle vursu. Atike inlerken mal mal Deniz'e bakıyordum.

"Ne oluyor Deniz niye kızın karnına vurdun?"

Uraz'dannn

Su yukarı çıktıktan sonra hemen oturduğu sandalyeye oturuk kızların bana " noluyo aggaaaa" bakışlarına baktım. Gri saçlı olanı başladı söze.

"Tamam ayarlarız merak etme ama zaman alır" dedi de niye dedi anlamadım. Beyaz saçlı olanı bişeyler mırıldanıp bana baktı.

"Sen Nisan'a bakma ben Mina ve sadete gel" tamam anladım düzgün birisi yok. En iyisi Uraz sen başla kardeşim.

"Yarın okul çıkışı bizim eve Su'yu getiriceksin yada siz her neyse gelsinde" Mavi gözlü olanı

"Ev derken, biz nerden bilelim sizin evinizi" akıllı kız. Derin bir nefes aldım.

"Yandaki ev" hepsi gözlerini börtleşmiş bi şekilde bana bakıyorlardı. Ne var bunda komşuyuz sonuçta.

"What dedin gülüm artı bizim oralarda "nah" diye bi kelime vardır , biliyor musun??"dedi beyaz saçlı.

"Bak beyaz saçlı "nah" dediğin kelimeyi ben enn ince ayrıntısına kadar biliyorum" dedim ve göz kırptım.

" Onun adı beyaz saçlı değil" dedi bize yeni katılanı ve devam etti ama hala tabağına bakıyordu.

"O beyaz saçlı Mina, gri saçlı Nisan, mavi gözlü Atike Rana ve ben Derin Deniz."kısaca anlattı ama iyi oldu isimlerini öğrendim sonunda.

"Yarın okul çıkışı Su'yu bizim eve getirin ve birlikte bi yere gidicez"

🕚🕛🕜🕑🕟🕒🕖🕓🕢🕖🕦🕣🕓🕗

Alarmın iğrenç sesi sinirlerimi bozacak dereceye gelince yataktan kalktım ve alarma bakarak bi ton küfür ettim. Lavaboya gidip işlerimi halledip dolabın karşısına geçtim. Kota benzer bir pantolon üstüne olmayan kaslarımı belli eden tişört ve deri motorbisikletci yamalı ceketimi üzerime giyip salona indim. Kapıya doğru giderken annem