Bölüm 1

54 2 5
                                    

multimedia: Yura
Önce karşımda dikilen çifte,sonra büyükbabama baktım.Tanıdık olmayan yüzlerin sorun çıkarmamasını dilemekten başka şansım yoktu. "Kim bunlar,Bay Lee?"

Oğlan,elini önüme uzattı. Birkaç saniye yüzüme baktıktan sonra,inatla uzatmadığım elimi kavrayıp nazikçe sıktı. "Kim Jaejoong," dedi. Kaşlarım daha fazla çatıldı. "Burası,artık bizim de evimiz." Omuz silkip elimi çektim. 

Burada olmaları ya da olmamaları,umrumda değildi. Bakışlarımı kıza yöneltip,başımı hafifçe yana yatırdım. Minik bir bedeni vardı.Sarı eteği ve siyah gömleği üzerinde güzel duruyordu.

"Madem beraber yaşayacağız," dedim.Kollarımı yeniden göğsümde birleştirip devam ettim. "Fazla karşılaşmamaya çalışalım." Aylardır tasarladığım planı bozmalarına izin vermek istemiyordum. Çok çabalamıştım,gerçekleştirmek için çok çabalamıştım. İntikam alabilmek için çok çabalamıştım.

***

Merdivenlerden çıkıp odama girdim. Kapıyı kilitledikten sonra kitaplığa doğru ilerledim.Parmaklarımı kitaplığın üçüncü rafındaki siyah kitabın üzerine yerleştirip hafifçe çektim.

Elimi geri çektiğimde kitaplık,arkasında gizlediği odanın kapılarını açıyordu. Bu gizli odayı tam 3 ayda tasarlamış ve 6 ayda yaptırmıştım.Bay Lee'nin odası birinci katta olduğu için ruhu bile duymamıştı.

Odamdan giren ışık aydınlatmaya yetmediği için led ışıkları açtım.

Burası benimdi. Tüm planlarım buradaydı. Yapmak istediğim her şey,buradaydı.

Odanın en başından başlayıp diğer köşeye kadar uzanan ipler,duvara yapıştırılan kağıtlar,bazılarının üstü kırmızı kalemle çizilmiş olan tasarılar...Oda bunlarla doluydu ve bunları yapmak aylarımı almıştı.

İpte asılı duran fotoğrafın bir tanesini aldım. Bu adam...Öfke,tek tek bütün hücrelerime yayılıyordu. İntikamımı alacaktım,almam gerekiyordu.Tanrı beni affetmeyecek olsa bile,bu adamı öldürmem gerekiyordu. Dişlerimi birbirine bastırıp fotoğrafı yeniden astım.

Bir erkeğe güvendiğime inanamıyordum. Bir erkekten beklentilerim olduğuna inanamıyordum. Ben yalnızdım,ben kendime yeterdim. Bu aptallıktı ve ben aptal değildim.

Birkaç adım daha ilerledim. Ayakkabılarımın her adımımda çıkardığı tok ses,soluk alışverişimle uyumluydu. Parmaklarımı,pürüzsüz duvarın üzerinde gezdirdim. Bu duvarı,bu kağıt için ayırmıştım.En büyük planım için,en güzel intikamım için. Cebimdeki katlı kağıdı açtım. Kenarlarını, çekmecede duran çift taraflı bantla çevirdikten sonra,duvarın ortasına özenle yapıştırdım.

Birkaç adım geriledim.Tam karşımda,mükemmel gözüküyordu.Bir haftamı bu planı çizebilmek için feda etmiştim. Tüm güvenlik kameralarının yerini tespit etmiş,görevlilerin boş zamanını öğrenebilmek için saatlerce orada beklemiş ve ofisini gözlemiştim. Değmişti,değecekti. İntikamımı alacaktım,almam gerekiyordu.

Saymadığım birkaç dakika sonra nefesimi,dudaklarımın arasından azat edip odadan çıktım. Kitabı yerine ittirerek tabiri caizse kapıyı kapattım.

Dolabımın önüne geçip üzerimdekileri çıkardım. Siyah taytımı ve siyah tişörtümü giydikten sonra kızıl saçlarımı topladım. Odamdan çıkıp koridorun sonundaki merdivenlere doğru ilerlemeye başladım.

"Kızıl." Kulaklarıma dolan sesle durdum ve arkama döndüğümde,birkaç nefes uzağımda olduğunu fark ettim. Onun aksine,fısıltıya karışık ses tonuyla konuştum. "Jae."

Ellerini cebine yerleştirip bedenimi süzdü. "Nereye gidiyorsun?" Tek kaşımı kaldırıp omuz silktim. "Seni ilgilendirdiğini sanmıyorum." Omuz silkip etrafa bakındı. "Bu koca evde iki kişi yaşamanız oldukça ilginç."

Yumruklarımı sıkıp,dişlerimin arasından konuştum. "Burada yaşaman,hayatımızı sorgulayabileceğin anlamına gelmiyor." O aptal adama güvenmiştim. Ve sonucundan nefret ediyordum. Ailemin ölümünün sorumlusu olmasından nefret ediyordum.

"Odan ikinci katta olmalı. Buraya ne senin ne de o kızın gelmesini istemiyorum." Yarım ağız gülümseyip arkamdaki kapıyı işaret etti. "Odam,orası." Yanımdan geçip giderken,sinirden saçlarım gibi kıpkırmızı olduğuma emindim.

Derin bir nefes alıp yeniden merdivenlere yöneldim. Güneş ışığının aydınlatmaya yetmediği karanlık merdivenlerden inip,kendime göre dizayn ettiğim odaya girdim.

Bedenimi,kahverengi deri koltuğa bıraktım.Yanımda duran kumandayı alıp televizyonu açtım.

Bu ilk ve sondu.

Asla hata yapmayan Yura,hayatının en büyük hatasını yapmıştı.

Kimseye güvenmeyen Yura,o adama güvenmişti.

Aptal değilim ama aptallık yapmıştım.

Kanal gezerken haberlerden birisi dikkatimi çekti.

"Son günlerde sürekli saldırıya uğrayan CEO Mir,üç hafta kadar önce Seoul'un göbeğindeki AVM'de meydana gelen silahlı saldırı hakkında konuştu. CEO'nun söylediğine göre,silahlı kişi kameraların kör noktasını belirlemiş ve ateş etmeye başlamıştır. Hayatını kaybeden ya da yaralı yok. Saldırıyı yapanın,Nara olduğu söyleniyor. Polis suikastçıyı bulabilmek için elinden geleni yapıyor."

Bana taktıkları isim buydu. Nara.

Yarım ağız gülüp başka bir kanala geçtim.

Kırmızı başlıkta yazan şeyler,yeniden dikkatimi çekti.

NARA YENİDEN İŞ BAŞINDA

"Birkaç hafta önceki suikast görüntüleri elimize geçti.Nara,kameraların kör noktasında duruyor olsa da,telefon kameralarından kaçamamış.Ne yazık ki maskesi yüzünden..."

Kapının gıcırtısını duyduğumda,Tanrıdan sabır dileyerek başımı o tarafa çevirdim.

"Kızıl." Gözlerimi devirip elimdeki kumandayı koltuğun diğer ucuna fırlattım. "Jae."



Ne kadar kötü bir bölüm dedi Rei...

Ve koşarak uzaklaştı... 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 03, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

The BeginingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin