''Burası olduğuna emin misin Calum?'' diye sordu Ash kaşlarını çatarak. Geldikleri yer hiç de içeride bir mezuniyet partisi varmış gibi görünmüyordu. Hayal ettikleri mezuniyet partilerinde camlardan sallanan striptizciler vardı. Oysa burada camlardan örümcek ağları sarkıyordu. İlginç bir deneyim olacaktı.
''Eminim, eminim! Partinin teması korku filmleri üzerineymiş. Şuraya bakın abi! Adamlar yapmış!'' Bu cümle, Calum'un en sık kullandığı cümleydi. En sevdiği çorapları için bir sık sık şöyle derdi : 'Adamlar yapmış.' Çorapların markası ISON'du ve bu fabrika müslüman bir adama ait olduğu için fabrikada sadece erkekler çalışıyordu. Bu yüzden haklıydı, ADAMLAR yapmıştı.
''Geçen gün sana pizza sipariş etmeni söylediğimizi hatırlıyorum Calum,'' diye söze başladı Ash tozlu bahçeye giriş yaptıklarında, ''Sushi sipariş etmiştin. Aynı duruma gelmeyelim? Adrese bir daha baksan da çukurdaki ayağımıza yer kazmasak!'' Ash çok ilginçti. Avustralyan olmasına rağmen bazı Türkçe atasözlerini ve deyimlerini kullanabiliyordu! Geçen gün çocukları para biriktirmeye ikna etmeye çabaladığı sırada 'Damlaya damlaya göl olur' diyerek duyanları şaşkına çevirmişti! Ama olsundu, bu onun kültürlü olduğunu gösteriyordu.
Michael Ash'in sözlerine gülüp gitar çantasını merdivenlerin üstüne doğru nazik bir şekilde atıp koşarak merdivenlerden çıktı.
''Şimdi göreceğiz doğru mu geldik, yanlıi mı geldik!'' Michael kapıyı çalmak için elini kaldırdığı anda tozlu ve eski devasa kapı kendiliğinden açılıverdi. Çocuklar içerideki korkunç görüntüye şaşkınlıkla bakarlarken Calum heyecanla içeri doğru bir adım attım.
''Dedim size! Şu mekana bakın! Tam korku filmi temalı bir parti yapmalık! Adamlar yapmış!'' Diğer üçlü içeriye endişeyle bakarlarken Calum çoktan içeri girmiş kimse olmamasına rağmen sevinçle dans etmeye başlamıştı. Sabah enerji toplamak için yarım kilo keçiboynuzu pekmezi yemişti. Hı hı.
''Parti başlasın millet! Woop! Woop!'' diyerek enerji atan Calum'un rahatlığı diğer üçüne de hafiften güven verince kendilerini içeride buldular. En sonunda Michael da içeri girince kapı birdenbire kendiliğinden kapandı. Calum dışındaki çocuklar kapıya korku içinde bakıyorlarken Calum gayet rahattı.
''Hey! Kimse yok mu?'' diye bağırdı Luke içeri doğru.
Michael ve Ash kapıyı çekiştirdikleri sırada Luke içeriye göz atıyordu. Bu sırada Calum da etrafında neler döndüğünü umursamadan gitar çantasından gitarını çıkarıyordu ve bir şarkı mırıldanıyordu. Şarkı hintçeydi! İsmi de Chammak Challo gibi bir şeydi...
''İnsanları rahatsız etmesene Luke!'' diye uyardı Calum. Calum'un hayalgücünde, partideki insanlar muhtemelen şuanda bir yerlere saklanmış birbirlerini korkutuyorlardı. Çok eğlenceli olmalıydı! O da bunu yapmak istiyordu!
''Aptal olma Calum! Kimse yok burada! Ve kapı da açılmıyor...'' Calum kaşlarını çatıp umursamazca Luke'a baktı.
''Eee, ne olmuş yani?''
''Sıçtık yani! Sıçtık!''