Johannes gözlerini açtığında kendisini sırtına batan kemiklerin arasında buldu. Johannes kalktığında üstü başı paramparça ve kanlar içinde olduğunu gördü ve nerede olduğunu bilmiyordu. Johannes yavaş yavaş kapının arasından sızan ışığa doğru yürümeye başladı ve kapıya vardığında sırtında büyük bir acı hissediyordu. Yavaş yavaş kapıyı açtı ve güneşin kavuran sıcağı üzerindeki yaraları yakıyordu. Johannes neler olduğunu bilmiyordu, en son hatırladığı banyodan gelen o iğrenç kan kokusuydu ve artık kendisi de o kokuya sahipti. Johannes yavaş yavaş evin kapısına yürüdü kapıya geldiğinde kapı kilitliydi ve başka çıkış kapısı'da yoktu. Johannes acı çekerek haykırmaya başladı, harabe evin önünden geçenler Johannes'ın sesini duyuyordu. Herkes harabe evin etrafına toplandı ve içeride neler olduğunu merak ediyordu. Johannes acıya dayanamadı ve bayıldı. Ayıldığında kendisini hastane yatağında eli serumlu idi ve buraya nasıl geldiğini merak ediyordu. Bir anda odanın kapısı açıldı odaya yaşlı bir adam girdi. Johannes odaya giren yaşlı adamı görünce şok oldu. Çünkü o adam...
