5.BÖLÜM

35 6 1
                                    

Okulun ilk günü boyunca Ezgi'nin o kendini beğenmiş ikizlerle tartışmasını ve bakışmasını izlemek zorunda kaldım. Zaten canım sıkkındı ve Ezgi'nin benimle ilgilenmesini bekliyordum ama hanfendi ya yanındaki çocuğa bakıyor ya da ikizlere kötü bakış ve ya laf atıyordu

Okulun ikinci gününün böyle geçmemesi için dua etmeye başladım .Emirle de dün kavga edince gerçekten berbat bir gün olmuştu. Size Emiri tanıtmak istemiyorum . Zamanla öğrenirsiniz artık. Ben bu düşüncelerle hazırlanıp çıktım . Servis gelip beni aldığında hala iç savaşları veriyordum. Aman ne savaşlar?? Ezgi yanıma oturdu dün akşamın hesabını soracaktı. Bu onun mimiklerine yansımıştı .Ama ben gerçekten konuşmak istemiyorum.
"Bu ne hal kızım? Şu tipe bak !! Şimdi sana kızamamki!! "
Bana acıyan gözlerle bakması ...Daha fazla tutamadım ve gözlerinden bir iki tane yaşın süzülmesine izin verdim . Ezgide sinirlenerek
"Be olduğunu anlatmayı düşünüyor musun??"
"Bana mesaj atıp duruyor 'senden vazgecmeyecegim'diye ama akşama Büşra instagrama fotoğraf koyuyor . Bu nasıl vazgeçmemek?? Ben bunlarımı hakediyorum ??"
Diye başlayıp devamı gelen bir sürü cümle ...
"Biz buraya niye geldik kızım? Dünü hatırlasana."
Hafizamı yokladım ve (okumaya) cevabını aldım . Onun harika gulumseyisine dayanamayarak eşlik ettim . Benim de depresyonum buraya kadar
Biz bunları konuşurken okula geldik . Sınıfa çıktım . Ders fizikti . Bir kendimi tanıtma faslını daha bitirip derse başladık yanımdaki çocuk derse geç kaldı ve öğretmen "tamam Aras geç yerine dedi yok artık !! Hiç birşey demedi sınıf normal bir şeymiş gibi karşıladı ama ben hala şoktayım. Ezgi'ye baktığımda dünkü halinden hiçbirşey kaybetmediğini farkettim ve fizik dersine odaklandı. Ezgi'nin dün kavga ettiği çocuk lafa karıştı.(onur)
" Hocam bence bu sınıfta en iyi fizik Aras'a ait " dedi. Tüm sınıfın onu süzmesi zorunlu bir görevmiş gibi bizi daha doğrusu onu süzmeye başladılar. Hoca da kızarak "Ne alaka Onur?" Aras'da sinirlendi herhalde nefes alış verişleri değişmişti. "Hocam kaslara, şu fiziğe bir bakın . Kız olsam sana çıkma teklifini ben yapardım. " dedi. Aras hala kimseyi takmıyordu. Adının Onur olduğunu öğrendiğim çocuk pes etmeyerek.
"Kabul et Aras sende benden hoşlanıyorsun." dedi. Cilveli cilveli bu duruma kayıtsız kalmayarak bende gülmeye başladım. Aras'da benim güldüğümü görünce "Onur senden hoşlanmıyorum." dedi. Onur kendini yere atınca kahkaha tufanı koptu sınıfta. "Sana aşığım." sözlerini bitirdi Aras. Bu sefer de Onur bizim yanımıza gelerek Aras'a bir kağıt verdi. Aras"Telefon numaranı daha ilginç almak isterdim." dedi. Onur altta kalmayarak "O zaten benim hayalimdeki evlenme teklifi biçimi seni şapşal." dedi. Tüm sınıf krize girmiştik. Sınıfta olduğunu unuttuğumuz fizik hocası ise "Şamatanız bitti mi?" diye ciddi bir soru yöneltince tüm sınıf sustu. Demek ki bu kadından korkuyorlardı. Teneffüs zilini duyunca herkes dışarı çıkmaya başladı. Ezgi'de hocanın yanına doğru gitti ve sınıfta arkadaşsız kaldım. Etrafıma -Ben masumum bırakın da okuyayım- bakışlarımdan atıyordum. Sakın yanılgıya düşmeyin böyle bir bakış var. Bu sırada Aras bir şeyler söyleyince ona doğru döndüm.
"Gülmek dışında başka yapabildiğin bir şey var mı? Konuşmak gibi mesela?"
"Niye merak ediyorsun bunu?" Evet tabiki de 'konuşabiliyor musun?' başlıklı bir soruya 'Niye merak ediyorsun?' diye cevap veren ilk ve tek kişiyim. Aras bana tip tip bakmaya başladı.
"Allah Allah bana adımı sormayan ilk kızsın. Tuhafıma gitti."
"Adını niye merak edeyim ki? Hem sohbet açılmadı. Yani ben yeni geldim, misafir sayılırım. Sohbeti senin başlatman gerekiyor. " dedim. Bir şey demedi önüne döndü. Asuman araya girerek
"Bence iyi olmuş sizin konuşmanıza gerek yok! " dedi sertçe . Şu anki sinirimi avuçlarıma alıp tutabilirim .
"Buna senin karar vereceğini sanmıyorum Asuman ." dedi Aras ondan beklemediğim bir sertlikle. Zaten insanlarla kavga etmek ilgi alanima girmiyor . Kavga ederim ama onların seviyesine inmeyi gururuma bir turlu yediremiyorum.
"Peki Aras " dedi Asuman bozulmuş yüz ifadesiyle Aras ise bana doğru eğilerek
"Bence Biz seninle iyi anlaşabiliriz küçük kız . "
"Ben aynı şeyi düşünmüyorum bay kasıntı" ilgi alanima girmeyen şeylerden 'kavga etmek' fiilini oy birliğiyle çıkarıyoruz . Ama bana KÜÇÜK KIZ demesin hepsi onun suçu
"Yok yok ben herkeste bu ışığı görmem. Bak biz seninle harika arkadaş olacagıž ." ve benim daha çok tuhafıma giden birkaç cümle ..

Öğleden sonraki derslerde öğleden öncekiler gibi sıkıcıydı. Aras okuldan gitmişti ve ben yalnız oturuyordum. Bir anda sınıfın kapısı açıldı ve içeriye nöbetçi öğrenci girdi .
"Hocam dersinizi böldüğüm için özür dilerim." dedi Araya Onur girerek
"Ama böldün hadi şimdi uza " dedi
Öğretmen kızarak Onura döndü
"Sana düşmedi bu Onur haddini bil ."
Onur' un yüz ifadesi - ben bunları çok duydum be gülüm - şeklindeydi . Nöbetçi öğrenci ise
"Damla SİVRİKAYA ' YI müdür çağırıyor ." dedi. Şaşırmıştım !! Ne yaptım ki ?? Bu ve bunun benzeri bir de sanırım biraz daha saçma sorularla nöbetci öğrenciyi takip ettim. Müdürün odasından içeriye girdigimde soğuk kış günü suratıma buzlu su atılmış yüz ifadesine büründüm. Emir tam karsimdaydı.Müdür
"Kızım bu çocuğu tanıyor musun ?" ah be müdür tanımaz olaydım .
"Evet hocam." diye onaylamak zorunda kaldım.
"O zaman kantine geçin de misafirini ağırla." dedi .

Herşeyden -sizin gibi- bihaber müdür . Emir benim platoniğim değil sevgilim ..Ama ayrıldığım sevgilim..Bunu bir türlü kabul etmeyen sevgilim .. ,onun uğruna sırf onu girmemek için okul değiştirdiğim fakat hala yüzsüzce okula gelebilen sevgilim.. Kabul etmek istemesemde Şuanda bile çok sevdiğim sevgilim ...

"Okul değiştirdin , telefonlarını açıyorsun , mesajlarıma cevap vermiyorsun , sen ne yapmaya çalışıyorsun?"
" kız arkadaşın varken okulun en ..."
Devamını getirmedim. Getiremedim...
Onun ne olduğunu herkes biliyordu birtek Emir inanmıyordu ve biz hep bununla ilgili konularda tartışıyorduk. Artık bu konu hakkında tartışmak istemiyorum .
"Neyse sonuç bitti ve artık ikimizde özgürüz " dedim zar zor . Şuan kesinlikle 'Charlie'nin çikolata fabrikasında' depresyona girmek istiyorum .
" Bu bitmedi. Ben seni seviyorum ve seveceğim." dedi ve ayağa kalktı bağırarak
" Sana olan aşkım bu kalp atmayı unuttuğu gün bitecek " dedi.
Bu sırada kantine Ezgi'nin yanında oturan çocuk -hala adını bilmiyorum- sertçe bir sandalye çekti ve oturdu . Bunu yaptığı iyi olmuştu . Kafam dağılmış kendime gelmiştim. Hey ben az önce onu affediyordum. Yanında surekli onun hakkımda tartistigimiz adı lazım değil baş harfi Büşrayla gördüğüm halde. Bu gerçeklerle yuzlesip ayağa kalkiyordum ki Aras'ın sesi tüm kantini inletti. "Damla yanıma gel."
"Hayırdır?" bunu soran Emir değil bendim. Gerçekten şu an acayip tuhaf davranıyordu.
"Bu hıyarın seni üzmesine izin verme gel sınıfa çıkalım." dedi. Emir sinirlendi Aras'ı birazcık tanidiysam kavga çıkaracak ve Emir'in tüm karizmasını yerle bir edecekti.
"Haklısın" diyip Aras'ın peşinden sınıfa doğru yol aldım. Biz kantinden çıkarken arkamızdan bir şeylerin kırılma sesi geldi. Aldırmayarak yoluma devam ettim. Tam sınıfa girecekken Aras
"Bu burada bitmedi küçük kız" demesiyle ona döndüm.
"Umrumda değil Bay kasıntı" diyerek sınıfa girdim....

-Fatıma -

Mutlu son olmaz mutlu olsaydı "son" olmazdı.....

SEV BENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin