ZİHNİNE HOŞGELDİN DİPPER

3.3K 224 95
                                    


600 bilmem kaç okuyucu *-* oh my Allah! Amen tanrem! aman Yarebbi! Okuyan herkesi çoooook öpüyorum hem de sulu sulu! siz okuyucularım yandere kuşum kendisinden bol küfür yediğim kankim ve sevilmeyi seven aşkım oldukça yazmaya devam ederim çünkü sizi çok seviyorum. Ayrıca cidden sağlık konusundan iyi değilim. Hastaneye gittim dikiş attılar falan........... parmağımı kestiiiiiiiiim! o-o acıdı aq  adfdghadahgdagf troll taym XD ayrıcaaaa bizde bağırsak dolması yapılıyo ve ev çok kötü kokuyo yani zehirlenebilirim. Bak ama ben ne yaptımm yb yaptııımm. Ayrıca TEOG'a da 11 gün kaldı O_O. Ben bu satırları yazarken çok uzaktaydım ve hala uzaktayım jagdagdgf. nese. gfasasfsafda.Aşağıdaki foto fdshfadsadsgafa .  bi de Medya çok hoş dimi. *şeytani bakış*

Bill'in bakış açısı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bill'in bakış açısı .-. (beklemiyodunuz dimi)

Yere düşmeden önceki saniyelerde çam ağacını tutup kendime çektim. Birkaç kez seslenip sarssam da pek bir işe yaramamıştı. çam ağacını hızlıca kucaklayıp aşağı Ford'un yanına gittim. Aslında söylediklerinden sonra gitmemem gerekirdi ama ne yapılacağını da en iyi o bilebilirdi. Kapıyı tıklatmadan tekmeleyerek girdim. Doğal olarak Ford'un korkudan sıçramasına ve elinde tuttuğu kırmızı sıvıdan yere dökmesine sebep oldum.

-Ne yatığını sanıyorsun s-Dipper'a ne oldu!?

-Şeyy...ben..yanii..

-Yeğenime ne yaptın Chiper!

-Ben bir şey yapmadım! Senin o ahmakça konuşmandan sonra Dipper'ı sakinleştiriyordum ki birden yere yığıldı!

Deney tüpünü masaya bırakıp masanın yanındaki sedyeyi işaret etti. Çam ağacını sedyeye bırakıp yanına oturdum. Çok huzurlu görünüyordu. Fordsa düşünceli bir şekilde elini çenesine koymuş Dipper'ı inceliyordu. Bir an Dipper'a bakışlarından rahatsız oldum. Nasıl desem...şu yaptığı deneylerden biriymiş gibi. ._. 

-Birden yere mi yığıldı?

Başımı salladım.

-Hımm izin ver birkaç test yapayım sonra ne olduğuna karar verebilirim.

-Tamam.

-Ne duruyorsun Chipper? Sen beni izlerken doğru düzgün çalışamam.

-Sana güvenmiyorum.

-Hadi ama ben onun amcasıyım! Ona zarar vermemi beklemiyorsundur herhalde.

-Bu sabah yaptın.

Gözlerini devirip bıkkın bir ifadeyle baktı.

-Dipper'ın iyiliğini istiyorsan git, tamam mı?

Onun iyiliğini istiyordum. Hem de çok. Gitmeden önce çam ağacını öpüp Ford'a baktım. Çoktan elindeki şırıngayla uğraşmaya başlamıştı. Kapıyı kapatıp yukarı çıktım. Kulübe boş görünüyordu. Koltuğa oturup beklemeye başladım. Birkaç dakika sonra sıkıldım ve yapmam gereken işler olduğunu hatırladım. 

Dipper's pov (ermenice bilmeyenler için dipperın bakış açısı demek agdadahdfhdsagf)

 Birkaç dakikadır bembeyaz bir odada çıkışı bulmaya çalışıp duruyordum. Beyaz gördüğüm tek şeydi ve rahatsız etmeye başlamıştı. Sonunda etraf renkelenmeye  başlayınca ormanda olduğumu anladım. Gerçi biraz farklıydı. Tamam çok farklıydı. Sanki ormanın ekstra tuhaf hali gibiydi. Bir kere gökyüzü bir sürü tuhaf renklerle doluydu kuşlar kuş değil bildiğin ekmekti. ekmek kuşlar ._. Göl tuhaf kırmızı renge bürünmüştü. Ağaçların çoğu farklı bir mevsimde gibi görünüyordu ve göldeki balıklarla ağaçlardaki meyveler yer değiştirmişti. Elma balıklar. ._. Her şey tuhaf bir şekilde değişiyor gibiydi sürekli rüzgar esiyor ağaçların mevsimler sürekli değişiyordu. Ayrıca sürekli çalan tuhaf müzik başımı ağrıtıyordu. Gerçi ona müzik denmezdi ya. Farklı seslerden oluşuyordu sadece. O sırada arkamdan tuhaf bir ses geldi.

-Zihnini sevmedin mi?

-K-kimsin sen?!

-Ben senim. 

-Ne?1

Arkamda belirdiğini hissettim ama hareket edemiyordum.

-Madem burası zihnim neden istediğimi yapamıyorum?

-Çünkü burası senin zihnin değil.

-Ama az önce-

-Ne dediğim önemli değil sen sadece dediğimi yapmaya devam et.

-Ne?

Önümde küçük bir masa belirdi. Masanın üstünde kekler ve bir bardak çay vardı. Yalnız kekler çok tuhaftı içlerinde ne olduğunu fark edince irkilip tabağa fırlattım. Kekin her yerinde göz vardı ve birden bütün gözler bana döndü. Şimdi kek benimle konuşuyormuş gibi hissettim.

-Çay ister misin? Ah elbette istersin.

Çay tabağı bana doğru yaklaştı. Ne zaman oturmuştum ben?

-Ortamın tadını çıkar.

En iyisinin uyum sağlamak olduğuna karar verip şeker tabağına uzandım. Tabağı aldığımda içinde sadece küçük taşlar olduğunu fark ettim. İçinde küçük altın parçaları vardı. Birini alıp incelemeye başladım. 

-Bilirsin altın çok kolay bulunur artık fazla kullanılmıyor.

Altını yerine koyup arkama yaslandım.

-Neden burdayım ben?

-Ne önemi var? Doğru soruları sormuyorsun.

-Doğru soruları sormamı neden bekliyorsun ki? Sen sadece tuhaf bir rüyadan ibaretsin.

-Oh, öyle mi Dipper peki bu da mı rüya?

Kolumda hissettiğim acıyla irkildim. Koluma baktığımda neredeyse yarık boyutunda bir kesik olduğunu fark ettim. Kesiğin acısı baş ağrısıyla birlikte arttı.

-Ahh ne yapıyorsun sen?!

Ses soğuk bir şekilde güldü.

-Rüya olmadığını anlamışsındır umarım.

Bir anda bütün dünya daha sesli bir hale geldi. Arkada çalan müzik daha belirginleşmiş böylece ne olduğu anlaşılır hale gelmişti. Keşke de gelmeseydi çünkü şu an bir sürü çığlığı bir arada duyuyordum. Her yerin şiddetle sarsıldığını hissettim. O tuhaf ses manyakça gülmeye başladı. Etraf tekrar karanlığa bürünmeden duyduğum son şey onun sözleriydi.

-Kendi zihnine hoşgeldin Dipper, yoksa cehennemine mi demeliydim?

durururururururur duuuuuuuuuuur  ekşınnnn bakın çosel yazdım hadi yazarla gurur duyun gfsdhadshafdsag. Yine ithaf yapiyim bütün okuyucularıma ithaf yapcem *-*. nese biz bu dipperı deli sesle baş başa bırakak da...gerçek dünayaya dönek asdadsagf.


Çam Ağacı Benim!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin