GİRİŞ

215 21 6
                                    

"Tom Odell - Another Love"

"Şehrin kıyısında ufacık bir derenin kenarında,dalları suya sarkan ihtiyar bir söğüt ağacı vardır.İlk baharın başlangıcında bu söğüdün dallarına dişi bir kırlangıç gelip kondu;derenin başından bir başına yıldırım gibi uçan beyaz göğüslerini suya dokundurarak şeffaf kanatlı küçük böcekleri yakalayan kırlangıçlara bakmaya başladı"

Kulaklarımı dolduran gök gürlemesiyle odadaki sessizlik bozulmuştu.Kafamı kitaptan kaldırıp,odamı aydınlatan mum ışığına odaklanmıştım.Işığın yansımasıyla duvarda gölgeler oluşmuştu.

Gölgelerden çocukluğumdan beri korkardım.Gözlerimi duvardan ayırıp tekrar kitabıma;huzuru ,mutluluğu bulduğum kitabıma odaklanmıştım.

Ve büyük bir gürültü daha,odamdaki sessizliği yıkıp geçmiş,korkmama sebep olmuştu.

Şimşek çakmasıyla; sadece küçük mum ışığı ile aydınlanan odam biraz daha aydınlanmiştı.Kitabımı kapatarak yatagımın yanındaki komidinin üstüne bırakmıştım.

Üstümdeki battaniyeyi iterek,ayaklarımı yataktan sarkıtıp;yere düşen çoraplarımı alıp giymiştim.Pencerenin önüne geçip perdeleri geriye doğru itmiştim.

Yağmur damlaları cama çarpıp,dans ediyorlarmış gibi ahenkle süzülmeleri; bir kez daha yağmurun yağmasını sevmeme neden olmuştu.

Yağmur yağınca acılardan,üzüntülerden ve yıkılmış olan düşünce ve duygulardan arındığımı düşünürdüm.

Yağmur denilince;ilk olarak aklıma sokakta çocukların koşuşturup ıslanması gelirdi .Sokağı baştan sona aydınlatan turuncu lambalar,evlere yansıyan gölgeler .

Gözlerimi sokakta gelip geçene odaklamıstım.Islanmamak için koşuşturanlar;kimisi rüzgarda uçmaması için şemsiyesini sıkı sıkı tutmuş ,kimisi yağan yağmurla mücadele edemeyecegini anlamış olacak ki ceketlerine dahada sarınarak sakin sakin yollarına devam ediyorlardı.

Siyah montlu olan dikkatimi çekmişti;üşüyen ellerini cebine koymuş,bir şeyler mırıldanarak kaldırımda yürüyordu.

Ve yüzlerde kasvet ve memnuniyetsizlik vardı.Bu onların ortak noktasıydı işte.Yağmur damlalarına karşı bir nefret;gözlerinden belli oluyordu.

Kafalarını eğerek; gökyüzünden hediye olarak gönderilmiş güzelliğe yüz çevirip ;bir an önce kurtulmak için adımlarını hızlandırıyorlardı.

Oysa ben bu saflıgı, güzelliği hissetmek için kafamı eğmeden yağmur damlalarının yüzüme çarpıp beni mutlu edip gülümsetmesine izin veriyordum.

Ben öyle değildim;şapkamı takıp sırf önümü görmek için kafamı kaldıranlardan değildim.

Özgürlüğün diger bir adı gibiydi,aynı kavramları çağrıştırıyordu.

Gökyüzü tekrardan aydınlanmış ,gök gürültüsüyle damlardan aşağı akan su kaldırımlara çarpıp kulağa hoş gelen sesi bastırmıştı.

Gözlerimi gökyüzüme dikmiştim.Tüm parlaklığı ve ihtişamıyla ay;ışığı ile yol göstermeye devam ediyordu.

Peki yıldızlar neredeydi?Yıldızlara sürekli isim verip konuşurdum.Demek ki bugün beni dinleyen yıldızlar yoktu.

Bir ışığın pencere camına yansımasıyla ,uzun süredir karanlık ile boğuşan gözlerim kamaşmıştı.

Gökyüzüne olan hayran bakışlarımı çekip yoldan süratle geçen arabaya odaklanmıştım.

Pencereyi açıp öne doğru bir kaç adım atmıştım.Yağmur şiddetini azaltmıştı.Ve son olarakta toprak kokusunun miras bırakmıştı.


Vücuduma çarpan soğuk hava ile irkilmiş ve kollarımı birbirine dolamıştım.Kalın hırkam bile soğuk havada etkisiz kalmıştı.

Oda saattin tik tak sesleriyle biraz olsun sessizliği yıkıp geçmişti.Yelkovanın akrebi kovalaması ile uyku zamanımın gelip geçtiğini görmüştüm.

Derin bir nefes alarak toprak kokusunun ciğerlerime dolmasıyla,gözlerimi kapatıp tenimi okşayıp geçen rüzgarın etkisiyle tekrardan derin bir nefes almış, gözlerimi kapatmıştım..

OKYANUS KOKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin