Pazar günü akşam Angela aradı. Çok hastaymış. O yüzden gelemeyecekmiş. Yani sadece Tom ve ben kalmıştık. Akşam saat 8 gibi sinemada buluştuk. Biraz geç kalmıştık o yüzden sessizce karanlıkta yerimizi bulup oturduk. Film çok güzeldi. Gerçekten komikti. İlk yarısı bittiğinde Tom'un telefonu çaldı. Konuştuktan sonra " Geul senden çok özür diliyorum. Sanırım kız arkadaşımın evinde bir sorun çıkmış-" derken " Tabi sorun değil gidebilirsin " dedim. " Gerçekten mi?" "Evet git hadi " dedim. İkinci yarı başlamadan bende lavaboya gittim. Salona döndüğümde yerimde birisi oturuyordu. " Aaa . . Afedersiniz ama burada ben otu-" yorum diyecekken şaşkınlıkla kaldım. " Hang? " dedim daha sonra. Gülümsüyordu. " sanırım yanında oturmamın bir sakıncası yoktur. " dedi " Ta .. ta..tabiki ne sorun olabilir " dedim yanına oturdum. "Tek misin? " dedim. "Evet. Baktım Tom kız arkadaşının yanına gitti bende Geul ı yanlız bırakmayayım " dedi gülerken. Demek artık onun benim erkek arkadaşım olmadığını biliyordu. " Geçen gün seni kuzenim ile tanıştıracaktım ama o gün pek bir sinirliydin. Kuzenim de daha sonra tanıştırırsın dedi " deyince şaştım kaldım. Demek o kuzeniymiş. Çok çok çok mutluydum. Filmden sonra beni evime bıraktı. "İçeri girmez misin?" dedim "Rahatsız etmeyeyim ?" " Yok ne rahatsızlığı "dedim. İçeri girdik. " Ne içersin?" dedim. " Hiç fark etmez" dedi. O zaman buğday çayı içebilirdik. " Ev senin mi?" dedi şaşkınlıkla. " Yıllar önce babam işi gereği burada çalışırken almış " dedim.
H: Ailen şimdi nerde?
G: Şimdi Busan'dalar. İki kız kardeşim var. Birisi benden büyük.
H: Geçinmek zor mu?
G: Tam aksi onları çok özlüyorum. Senin ailen?
H: Ben annemle yaşıyorum. Kardeşim babamla. Annemle babam ayrıldılar
G:Afedersin
H:Çok oldu. Sorun değil.
Birlikte balkona çıktık. Ve sohbet ettik. Birbirimizin bilmediğimiz yönlerini konuştuk. Biraz oturduktan sonra kalktı.
H: Şey . . Ben acaba seninle bir daha buluşabilir miyim ?
G: Tabikide . Dedim ve numaralarımızı birbirimize verdik. Sonra o arabasına bindi ve gözden kayboldu. Odama girdim ve geçirdiğimim güzel günü düşünerek huzurlu bir uykuya daldım.
Güneş ne de güzel ısıtıyordu vücudumu. Bol bol C vitamini. Birden bir gölge düştü üzerime. Gözlerimi açtım.Harry karşımda dikiliyordu. "Merhaba " dedi. Sessizce eşyalarımı toplamaya başladım. Çünkü biliyorum ki ben burada kalırsam sinirden kafayı yiyeceğim. " Geul neden benimle konuşmuyorsun" "Seninle konuşulacak ne var ki. A dur yoksa beni neden terk edip gittiğini mi anlatacaksın. Buna hiç gerek yok. Artık merak etmiyorum" dedim. Çantamı alıp eve döndüm. Evet o benim eski sevgilim. Aradan aylar geçmesine rağmen hala benden onu affetmemi istiyor. Ne hali varsa görsün. Annem aradı. Kız kardeşim Sue'ye değişiklik olsun diye yanıma gönderecekmiş. Buna sevindim çünkü onu çok özlemiştim. Yarın sabah 7 de Hava Limanına inecekmiş. Sabah tam saatinde oradaydım. Canım kardeşim nasıl da büyümüş bir sene de. Lise ikinci sınıfa gidiyor. Beni görünce çok sevindi. Sımsıkı sarıldık. Sonra eve geldik. Evin yeni halini çok beğenmişti. O duşunu alırken ben de karnını doyurması için sofra hazırladım. " Vay vay ablama bak sen. Ne güzel de sofra hazırlarmış. "dedi yanağımdan öptü ve masaya oturdu. " Eee ne zaman başlıyoruz gezmeye" "Ne zaman istersen o zaman " " O zaman akşam beni güzel bir yere götür " " Peki" dedim. Yemekten sonra o masayı toplarken ben de market alışverişine gittim. Sue çoktan uyumuştu sanırım uçak onu yormuştu. Bende biraz uyuyayım bari dedim ve biraz kestirdim. Saat 6 olunca kalktık. Hazırlandık. Ben mavi bir pantolon ve beyaz gömlek giydim. Saçlarımı topladım. Önce yemek yiyelim dedik ve bir restoranta girdik. Yemekten sonra birlikte meydana gittik. Çok güzel havuz gösterileri vardı onu izledik. Birden bir el hissettim omzumda. Dönüp baktım. Hang'ti. Sarıldık. Onu Sue ile tanıştırdım. " Sizinle tanışmak bir onurdur '' dedi ve Sue'nin elini öptü. Tabi Sue bir şımardı anlatamam. Sonra farklı yollara ilerledik ama ayrılmadan önce "Aramayı unutma" dedi. Eve gelince Sue "Abla bence bu çocuğu kaçırma " dedi. " Saçmalama hemen. Arkadaşız biz. " "Tabi tabi hemen arkadaş olun " deyince kafasına yastığı fırlattım. Gülerek odasına çıktı. Sabahın erken saatlerinde denize gittik. Su çarşaf gibiydi. Yumuşak ve sakin. Öğlen olmadan eve döndük. Telefonum çaldı. Arayan İnna'ydı. Bu kız neden arıyor ki beni ?
G: Efendim
İ: Geul. Acil Harryinin evine gel
G: İnna ne diyorsun ? Benim onun evinde ne işim var?
İ: Lütfen soru sormada gel.
dedi ve kapattı. Sue'ye bir yere uğrayıp geleceğimi söyledim ve evden çıktım. Harryinin evine geldim kapıyı İnna açtı. İçeri girdim. " Neler oluyor" dedim İnna içeri geçti bende peşinden gittim. Harry çok kötü durumdaydı. Hasta gibiydi. Hemen onu hastaneye götürdük. Hang'i aradım ve yardım istedim. Neyse ki hastanedeymiş. Hemen yanımıza geldi ve bize yardımcı oldu. Biraz sonra harrynin doktoru geldi. Ateşli hastalık geçirdiğini söyledi. Muayene etmişler ve reçete yazmışlardı. Çıkış işlemlerini yaparken sorular sordular. Adını , doğum tarihini , telefon numarası . . . İnna'ya numaraları söylemesini istedim. " Sende numaraları yok mu?" dedi " Artık yok" dedim. Hang döndü bana baktı. Sanki bir şeyler anlamış gibi. İnna hemşireye numaraları verdi. Artık herşey tamamdı. Gidebilirdim. "Konuşmak ister misin?" dedi Hang. Olur anlamında salladım kafamı ve birlikte hastanenin bahçesine indik. "Anlat bakalım" dedi "Neyi?" dedim
H: seni üzen şeyi. Kim bu Harry ?
G: eski bir arkadaş.
H: nasıl eski ? dedi cevap vermedim.
H: İnna ile konuşmalarınızdan anladığım kadarıyla sen Harryle ile bir sorun yaşamışsın. Haksız mıyım. dedi..
G: Nesin sen dedektif falan mı ? Buraya beni rahatlatmak için getirdiğini sanıyordum. Anlaşılan yanılmışım dedim. Ve banktan kalktım. Elimden tuttu.
H: Özür dilerim. Haklısın. Ben sadece seninle ne ilgisi
olduğunu öğrenmek istedim. Eğer seninle bir geleceğimiz olacaksa , ki ben buna inanıyorum, seninle ilgili ne varsa öğrenmek isterim dedi gözlerimin içine bakarak. Olamaz . . .
