1. Bölüm
Dalya;
Uyanmama sebep olan şey alarmım dı alarmı kapatmak için telefona baktığımda saatin 9.30 geçtiğini öğrendim. Gözlerim yerinden çıkacakmış gibi oldu birden hızla yatağımdan fırladım ve banyoya geçtim günlük rutini uyguladıktan sonra hemen dar siyah pantolonumu giydim, ardından bordo tişörtümü üstüme geçirdim, gelişi güzel saçlarımı topladım işte hazırdım. Saate baktığımda saat 9.48 di hemen anahtarımı alıp annemi öpüp dışarı fırladım. ardından hemen otobüse bindim, kesin bu sefer kovuldum çünkü bu ilk değildi ama inşallah kovmaz çünkü hayatım bu işe bağlı diyebilirim çünkü kovulursam kira, ev ihtiyaçları, annemin ilaçları derken kaybolur giderdim...
Sonunda iş yerine vardım garson olduğum için çok çalışıyordum ondan koşa koşa içeri girdim sonra mutfağa geçtim. Önlüğü giyerken arkamdan gelen sese baktım bu Buket'ti " kanka niye bu kadar geç kaldın patron seni geberticek " dedi. Ben ise " tamam sıkıntı yok geldim işte " derken kapı birden açıldı gelen ise patron du şansıma tüküreyim, bu sefer kesin kovuldum patronun gözleri beni bulunca konuşmaya başladı " dalya bulut odama gel çabuk " dedi kesin kovuldum bu sefer Bukete küçük bir bakış atarak önüme dönüp patronun odasına gittim patron telefonla konuşmasını bitirdikten sonra bana döndü ve konuşmaya başladı " dalya bu kaçıncı çok çalıştığın için sana birşey demeyim diyorum da yani artık yeter! " diye bağırdıktan sonra odayı büyük bir sessizlik kapladı sonra biraz daha sakinleşti ve konuşmaya tekrar başladı " dalya bir daha olursa maalesef seni kovmak zorunda kalıcam " dedi ardından " şimdi çıkabilirsin " dedi ben ise kafamı " tamam " anlamında salladım ve kapıya yöneldim kapıyı açınca karşıma çıkan buketi gördüm buket hemen " kovuldun diyilmi ama ben arkadaşsız ne yaparım ne ederim patronla konuşucam seni kovamaz kovarsa da beni de kovması lazım " diye artistenirken eli kapı koluna gitti hemen onu durdurdum " sen ne yapıyorsun mal kovulma falan yok " diyince biraz daha sakinleşti ve konuşmaya tekrar başladı " baştan söylesene hem bana mal deme " dedi " söylettirmedin ki hem malsın ki mal diyiyorum " dedim kızgınlıkla bana bakarken tam bir şey diyecekti ki aramızdaki kapı açıldı patron bizi görünce "ne yapıyorsunuz burda hadi işinizin başına " dedi bizde başımızı " tamam " anlamında salladık ve koşa koşa mutfağa geçtik...Sabah 9.30 Güney;
" güney bey kalkın geç kaldınız " dedi bir ses uykumdan uyandıran kişiye göz ucuyla baktım bu şoförüm Kerim di ağzımdan zar zor birkaç kelime çıktı o da " biraz daha uyuyacağım " dedim ama kerim susmadı " ama güney bey önemli bir toplantınız varmış hem de babanızda gelmenizi istiyor hatta aşağıda bekli-" sözünü kestim babamın benim evimde olması beni şaşırmıştı genel de gelmez di demek çok önemli bir toplantıydı " dur bir dakika babam evdemi " dedim ardından cevap verdi " evet efendim aşağıda bekliyor " dedikten sonra hemen yataktan fırladım üstüme mavi gömlek altıma siyah pantolonumu giydim ardından aşağı indim babam koltukta yayılıyor du beni görünce alaycı bir tavırla " ooo güney bey gelmiş nasılsınız efendim " ben de yapmacık bir şekilde gülümsedim ve " çok komik baba " diye cevap verdim sonra gözü ile kapıyı gösterip " hadi artık gidelim " dedi bende onu dinleyip ceketimi alıp dışarıya çıktım karşımızda hazır olan 2 araba vardı birisi benim diğerisi babamın dı ben ilk arabaya binerken babam şoförle birlikte öbür arabaya bindiler ve yola çıktık aslında şirket yakındı 10 dakikada gidilirdi ama trafik yüzünden yarım saatte gidiliyordu hayret bugün trafik yoktu yüzümde hafif bir tebessümle yola devam ettim birden saatin kaç olduğunu merak ederek telefonuma baktım saat 9.55 di bugün babamın bana uğradığına şaşırmıştım çünkü babamla benim aramda bir mesafe var dı hele annem ölünce bu mesafe daha da arttı neyse ben bunları düşünürken gelmiştim bile arabayı park edip şirkete geçiş yaptım babam nasıl olduysa önce gelmiş çünkü arabası park yerindeydi toplantı odasına tam gireceken cebimde bir titreşim olduğunu fark ettim bu telefonumdu kim aradığına baktım " çağrı merkezi " yazıyordu bu benim en iyi arkadaşım Çağrı ' dı ona çağrı merkezi diye söylememe gıcık oluyordu ondan bende inadına hep söylerim telefonu açtığımda " naber çağrı merkezi " dedim o ise bıkkın bir sesle konuştu " abicim bana şunu söyleme kaçıncı değişim " dedi ben " tamam tamam ne oldu söyle hadi " dedim hafif bir gülümsemeyle o " yanımdaki kişinin kim olduğunu anlayınca ben gülücem " dedi ve tanıdık ve bir okadar iğrenç bir ses geldi kulağıma " aşkığğğım nedeğn beni arağmıyoğsuun " bu seda dı ben bu kızdan kurtuldum sanıyordum kendimi toparladım ve konuşmaya devam ettim " seda aaa naber ya unutmuşum benim toplantım var gitmem lazım hadi görüşürüz " diyip telefonu yüzüne kapatım ve geç kaldığım toplantıya girdim...
Sonunda toplantı bitmişti canım çok sıkıldığı için bir ödüle hakettiğimi düşündüğüm için telefondan çağrıyı aradım hemen telefonu açtı " efendim güney " dedi bende " kanka biraz dışarı çıkalım mı? " dedim " olur her zamanki yer mi? " diye sordu bu sefer farklı bir yerde olmak istiyordum ondan " hayır abi ya yeni bir yer var çok met ediyorlar " dedim " olur abi geliyorum bekle " diyip telefonu kapattı bende onu odam da beklemeye başladım...Dalya ;
"dalya al şunu da 7. Masaya götür " dedi şef tabağı alıp masaya götürdüm geri mutfağa geçtim bugün çok yoğun geçti ama ben de bitmiştim neyseki mesainin bitmesine yarım saat vardı buket bir an bana seslediğini duydum ona döner dönmez konuşmaya başladı " dalya baksana restoranda kim gelmiş " dedi onun baktığı yöne baktığımda iki tane erkek masaya oturuyorlardı kim di ki bunlar düşüncemi dile döküp " kimki bunlar " dedim bir an şaşırdı ama hemen toparladı " tanımıyor musun? gerçekten de asosyalsin bunların birisi Atahan holdingin patronunun çocuğu Güney Atahan diğeri ise arkadaşı " dedi " bence bu kadar büyütülmemeli sonuçta o da bir insan " dedim ardından arkamızdan gelen ses sohbetimizi böldü bir an arkama baktığımda şef bana bakıp " dalya 3. masaya git ve siparişlerini al he unutma bu insanları çok iyi karşıla " dedi bende mecburen o masaya gittim yapmacık bir gülüşle " ne alırdınız efendim " dedim o ise yüzüme bile bakmadan siparişini verdi " biz iki tane sıcak kahve olsun bir tanesi şekersiz olsun çabuk ol beklemeyi hiç sevmem " dedi ayy gerizekalı beklemeyi hiç sevmezmiş biraz nazik ol öküz, ben siparişleri şefe söyledikten sonra hemen yanıma buket geldi meraklı bir biçimde " ne oldu söylesene " dedi bende " hiçbirşey olmadı öküz işte ne yapacaksın " dedim kızgınlıkla sinir olmuştum bu tavrına şef bana bağırdı " kahveler hazır al götür dalya " dedi tepsiyi alıp masaya götürdüm tam gidecekken isminin güney olduğunu öğrendiğim kişi bana bağırdı " pişt bana bak hey sen " dedi ben de " efendim " dedim bana bakarak bu sütsüz olmuş " dedi " ama zaten süt istememiştiniz " dedim o ise " şimdide sütlü istiyorum ondan al bunu değiştir çabuk ol " dedi ben kızdığımı belli etmeden kahveyi alıp mutfağa götürürken arkamdan gülme sesleri geliyordu ne yani bunlar benle dalga mı geçiyor du salaklar, sakin olmaya çalıştım mutfağa gidip şefe ne istiyorlarsa söyledim şef bu sefer sütlü yaptığı kahveyi bana verdi masaya götürdüm yine tam gidecekken seslendi " bu şekersiz " bu sefer kızgınlığımı biraz belli ederek kahveyi aldım yine arkamdan gülme sesleri geldiğinde dahada sinirlenmiştim kahveyi şefe götürdüm bu sefer hem şekerli hem de sütlü kahvesini götürdüm bu sefer " alın kahveniz " dedim kızgınlıkla yine beni durdurdu " al bunu soğumuş " dedi bende bu sefer kızgınlığımı belli ederek kahve fincanını üstüne dökülecek şekilde ittim ve haliyle üstüne döküldü ve avazı çıktığı kadar bağırdı hani soğuk olmuştu şimdi ne oldu, yine konuşmaya başladı geveze " sen ne yapıyorsun mal kovulmak mı istiyorsun " dedi ben ise yapmacık bir şekilde " ay pardon yanlışlıkla oldu " dedim o bana kızgınlıkla bakarken arkamdan patron gelerek " ne oldu efendim " dedi salak bana bakarak " bu kız üstüme kahve döktü " dedi ispiyoncu çocuklar gibi patron bana bakarak " dalya ne yapmaya çalışıyorsun daha bugün konuştuk kovulma mevzusunu sana bir daha asla kötü hareketini görmeyim demedim mi? " dedi ben " ama yanlışlıkla ol- " dedim sözümü kesti " dalya KOVULDUN " dedi gözüm dolmuştu bile kendimi tutamadım ve gçzümden bir damla yaş aktı o pislik yüzünden kovulmuştum şimdi ne olacaktı ben ne yapacaktım....
Selam ☺ nasıl olmuş ama beğendiniz mi bu benim ilk kitabım inşallah beğenirsiniz yanlışım varsa lütfen onu söyleyin bu benim için önemli he bu arada multi de dalya var ☺ ☺ ☺ şimdilik bu kadar görüşmek üzere esen kalın ☺☺☺
Buda güney ☺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON UMUT
Teen FictionDalya; belkide yaşamasına ki en büyük sebep ölümcül derecede hasta olan annesi. O nerden bilebilirdi ki hayatını bir anda değiştirip yaşama sebebine bir kişiyi daha sığdırabileceğini.