İlk & Son Bölüm

54 7 9
                                    

  Gözleri o kadar güzeldi ki... İnsanlar bana deli diyorlardı. Normal bir çift kahverengi gözdü onlara göre. Bana göre o kadar özel bir tondaydı, o kadar güzel parlıyorlardı ki dünyadaki en güzel gözler onundu. Dişleri de kusursuzdu. Yanakları hafif çillerle süslenmişti ama bu bile onu daha az güzel yapmıyordu. Aksine onu daha da güzelleştiriyordu. Yeni traş olduğu püzürsüz yanağında parmaklarımı kaydırdım. Boynuna biraz daha yaklaştım ve sürdüğü losyonu içime çektim. Canlandırıcı bir kokusu vardı. Beğendiğimi söylediğimden beri daha da kullanır olmuştu. Bana bakıp gülümsedi ve "Geç oldu, uyumalısın." dedi. Başımla onu onaylamamın ardından üzerine yaslanıp gözlerimi yumdum. Bana bu gece yanında uyumamamı söyledi. Sebebini sorduğumda ise sadece gülümsemekle yetindi. Diğer odaya geçip yatağa öylece kıvrıldım.

  Ertesi sabah ise yapayalnızdım. Birden ortadan kaybolmuştu. Tüm evi aradım, oda oda gezdim ancak ne bir ipucu vardı ne de bir şey. Sinirlenerek gülmeye başladım. Sonra ise kahkahalarım acı çığlıklara döndü. Kendimi yere sırt üzeri bırakıp ağlayarak gülmeye devam ettim. O anda tavandaki resmi gördüm. Ayaklanarak tavana yapıştırılmış resmimizi söktüm. Ardını çevirdiğimde harita görünce hızla ayağıma botlarımı giydim. Üzerimdeki kırışmış tişört ve kot pantolonumu önemsemeden kendimi sokağa attım. İlk başta attığım koca adımlardan sonra deli gibi koşmaya başladım.

  Köşede durup resme yeniden baktım. Harita değişmişti. Şimdi ise ters yönü gösteriyordu. Kıkırdayıp benim evden çıkarken yanlış görmüş olabileceğimi düşündüm. Tam ters yöne koşarken önünden geçtiğim evimize baktım. Dışının bu kadar yıpranmış olduğunu fark etmemiştim. Ne zamandan beri ön cam kırık? Adımlarımı yavaşlatıp eve bakarak biraz ilerledim. Ardından koşmama kaldığı yerden devam ettim. Neden böyle bir oyun oynamak istemişti ki? Gerçi o her zaman oynamayı severdi. Bu yüzden dün gece yanında uyumamı istememiş olmalıydı. Kovalamaca oynayabilmemiz için.

  Koşarak ve arada soluklanarak haritayı takip ettim. Birkaç kez daha harita değişmiş gibi gelse de ilerlemeyi sürdürdüm. İflas etmek üzere olan ciğerlerim adına durup etrafa bakındım. Neredeydim ki ben? Omuz silkip yürümeye devam ettiğimde onu gördüm. Duvardan başını uzatmış bana bakıyordu. Göz kırptığında gözlerimi kapatıp güldüm. Fakat gözlerimi açtığımda o yoktu. Belime gelen saçlarımı savurarak onu gördüğüm yere koşmaya başladım. Haritaya baktığımda ise hiçbir şey anlamadım. Karmakarışık bir hal almıştı sanki.

  Yanımdan geçen küçük kıza bakıp özensizce çizilmiş haritayı göstererek bana yolu tarif etmesini istedim. Gülümseyerek onayladı ve elimi tutup yürümeye başladı. Arada benimle sohbet etmesine güldüm. Sonunda büyük bir bina önünde duruyorduk. O ise çatıdaydı ama gülümsüyordu. Kız ortadan kaybolduğunda çatıya baktım. O da görünürde yoktu artık. Elimdeki harita ise silinmişti. Başımı kaldırıp binaya baktığımda ise yazıyı gördüm. Sonra da kahkaha atmaya başladım. O anda bana doğru koştuğunu gördüm. Bana sıkıca sarıldığında hareket edemedim. "Demek kendi ayaklarınla buraya geri döndün." dedi alay ederce. İyi de bu onun sesine benzemiyordu. Yüzüne bakınca bunun iri yarı bir görevli olduğunu gördüm. Yazıya yeniden bakıp güldüm. Elimdeki resmimize bakmaya çalıştığımda elimde aslında boş bir buruşmuş kağıt olduğunu fark ettim. Binadaki yazıya son bir kez daha baktım. Sonra da çığlıklar atarak güldüm.

    Akıl hastanesi.

Şarkıyı dinlediği anda ilham böcüsü tarafından tokatlanıp 15 dakikada tek bölümlük hikaye yazardan sevgilerle. Bölüm sonu.

Teşekkürler MK_theSmiler & TheGreenOcean

KovalamacaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin