DÜZENLENDİ*
Okul bahçesinde Rize'ye gitmek için ölmüş vaziyette beklerken sonunda otobüs geldi. Hazal hocanın yönlendirmesiyle herkes kendine bir yer bulmuş ve oturmuştu. Yaklaşık otuz kişiydik ve kocaman bir otobüs bizim için kiralanmıştı.
Neyse ki pek çok sıkıcı öğrenci gelmiyordu geziye. Onun yerine gelecek sene olan Üniversite sınavına hazırlanmayı tercih etmişlerdi. Ah şu inekler...
Ortalarda bir koltuğa oturdum yanıma da Deniz kurulmuştu. Saat daha sabahın altısı olduğu için ben de kulaklığımı taktım müzik listemden sevdiğim bir şarkıyı açıp dinlerken uyumak için de kafamı Deniz'in omzuna koymuştum.
----------
Kolumu birinin hunharca çekiştirmesiyle açtım gözlerimi.
"Ya Elo kalksana geldik kızım geldik." Dedi kıvırcık saçları kabarmış tımarhane kaçkını gibi görünen arkadaşım. Onun bu haline güldüm ve kulağımdan düşmüş kulaklığımı alıp indim otobüsten.
Boynum tutulmuş yahu. Valizimizi aldık ve Hazal hoca ve müdürün yanında toplandık.
"Çocuklar bu otelde kalacağız ben herkese odasının anahtarını vereceğim ve herkes iki kişi kalacak." dedi müdür bey.
Deniz ve ben , caner ile de kaan aynı odada kalacaktı. Anahtarımızı aldık ve odalarımızın yolunu tuttuk.
Caner'lerin odası bizim odamızın hemen yanındaydı. Neyse ki birşey olursa yakınımızda olmaları avantaj olurdu bizim için. Malum sapığı var, hırsızı var.
Odaya girdiğimizde derin bir nefes aldım. Her ne kadar yolculuğum uyuyarak geçse de yorgunluk oluyordu.
"Yorulmuşum be! " dedim kendimi yatağa attım.
"Kızım hep uyudun ne yorgunluğu?" dedi çatık kaşlarıyla deniz.
"Yorgunum, sus!"
"Tamam" dedi ve kollarını birbirine dolayıp trip moduna hızlı bir geçiş yaptı. Ne olmuştu ki şimdi? Bu kıza da birşey denmiyor yahu.
Zorla yataktan kalktım ve onun üzerine atladım. "Sen bana küsemezsin. Senin o kıvırcık saçlarını yolarım " dedim.
Gülerek yatağa düştük. Bu kızın siniri de böyleydi işte. Saman alevi gibi bir anda yanıp bir anda sönüyordu.
"Sen tam bir... tam biiir.... ya sana küfür de edemiyorum " dedi ve gülümsedi.
"Deniz.. sen kimseye küfür edemiyorsun "dedim başımı omzuma koyarken.
"Terbiyeli bir kızım ben " parmaklarıyla oynuyordu
"Öylesin... sanırım hiçbir zaman senin gibi olamayacağım. Ben.. hep erkek gibiyim. Küfür de ediyorum futbol da oynuyorum.. öyle yani.. kız gibi değilim "
"Ben seni böyle çook seviyorum naneli şekerim. Yani sen böyle birisin ve biz seni böyle seviyoruz. " deyip bana sıkıca sarıldı.
"Seni öyle çok seviyorum ki kıvırcık koyunum.. iyi ki varsın!" Dedim gülerek.
"Sen de öyle "
"Hadi kalk, kalk. Daha kıyafetleri dolaba yerleştireceğiz " dedim ve ondan ayrılıp valizimi açtım kıyafetlerimi dolaba yerleştirirken müzik listemden de sevdiğim bir şarkı açıp dinlemeye başladık.
Duygusal bir insan değildim ve duygusal ruh haline de bürünmeyi pek sevmez böyle durumlarda da konuyu değiştirirdim. Böyle şeyler bana göre değil.
