2.9

1.9K 190 94
                                    

"Korkuyorum.."

"Biliyorum, biliyorum kim olsa korkar Elizabeth. O kapıyı açtığında ne ile karşılaşacağını bilmiyorsun. Ama yinede deliler gibi merak ediyorsun değil mi?"

"Evet, ama hala çok korkuyorum Jonas."

"Ya o kapıyı açıp yeni hayatına merhaba dersin, ya da burada oturup bütün zamanını sevdiğin adamı bir başkalarını düzerken izlersin. Tercih senin." 

Karanlık odada yankılan ses ve açık unutulmuş televizyonun ekran parlaklığı, koltukta uyuyan iki bedenin üzerine yansıyordu. Kyungsoo yerinden rahatsızca kıpırdanıp, gözlerini ağır çekimde araladı. Ekrandaki karakterlere bakıp somurttu. Bu filmi en az üçüncü seyredişi ama her seferinde yarılanmadan uyuyup nasıl bittiğini göremiyordu. Elizabeth ve Jonas'ın bu diyaloglarını ezberlese de, kızın o kapıyı hala açıp açmadığından bihaber dardı. -Ki şuan saat gece ikiye geliyordu. Tekrardan oturup bakmak yapacağı son şeydi.-

Küçük, koltuğun hemen yan kısmına düşmüş olan kumandayı, bulup tv'yi kapattı. Etraf derin bir sessizliğe büründüğünde,  ayak kısmında onun parmaklarına sıkıca sarılmış, bebek gibi hırıltılar çıkararak uyuyan esmeri dürttü.  

"Jongin... Rüyanda parmaklarımla ne haltlar çeviriyorsun, bilmiyorum ama uyan be adam!"

Esmer olan omuzuna aldığı iki kilo ağırlığındaki, ayak tekmesiyle sendeleyerek uyandı. 

"Hı?Ne? Soo ne oldu?"

Kyungsoo onun bu aptal haline kahkaha atmak istese de koltukta uyuduğu için sırtı ağrıyordu ve gülmek şuan için yapacağı son şey bile değildi. 

"Koltukta uyumuşuz yine...Hadi odamıza gidelim sevgilim."

Jongin bir baş sallaması verip, uyuşuk bedenini ayağa kaldırdı. Uyku sersemiyle ayağını son anda koltuğun kenarına çarpmaktan kurtarıp, zafer kazanmış edasıyla tebessüm etti. 

"Gel bakalım babacığının kucağına demek isterdim ama, hayatım malum ağırsın kaldıramam seni." 

Küçük olan, göz devirme verip, yanındaki ufak kırlenti fırlattı. 

"Jongin, dürüst ol. Küçükken ailen seni üç defa havaya atıp, bir defa mı yakaladı?" Esmer olan bunun üzerine kahkahayı patlatıp, ellerini küçük bedene uzattı.

"Gel hadi, burada daha fazla oyalanmayalım. Şuan seninle yatağımızda sarılarak uyumak istiyorum." 

Kyungsoo bir elini koltuktan destek alıp, diğerinde Jongine uzattı. Kalçası oturduğu alandan havalandığı sırada, kasıklarına giren acıyla o pozisyonda kaskatı kesildi. 

"D-dur, bekle Jongin." Derin bir nefes verip tekrar bedenini esmere doğru kaydırdığında, acı anında iki katına çıktı. 

"AAah!"

Esmer olan her ne kadar daha önceden de, küçük çaplı sancılara şahit olsa da anında telaşlanıyordu. Küçüğe doğru eğilip, yüzlerini aynı hizaya getirdi. 

"Sevgilim. Ne oldu? Karnın mı acıyor? Masaj yapayım mı?"

Kyungsoo en sonunda dişlerini sıkarak ayağa kalktı. Jongine bakıp yalandan tebessüm yollayarak, iyiyim dercesine elini tuttu. 

"Her zamanki sıradan sancı-AAAHHH!" İki elini karnına siper edip, bacak arasını sıkı sıkıya kenetledi. Karnı kasılırken ilk defa bu kadar acı çekiyordu ve bu hiç iyiye işaret değildi. 

"SOO!SAKİN OL TAMAM MI!? POLİSİ ARAYACAĞIM! TELEFONUM NEREDE!AMBULANSS!" Esmer olan saçlarını yolarcasına çekiştirip koşuştururken, küçük olan hala çişini tutan çocuklar gibi aynı pozisyonda bekliyordu. 

Sabır sınırlarını zorlayan sancılar, şiddetini artırınca en sonunda patlak verip çığlığı bastı.

"JONGİN!AMAN TANRIM!KARNIM YANIYOR AAAAAAHHH! ÖLÜYORUM! TANRIMMMM!BEBEKLERİME BİR ŞEY OLACAK AHHH!"

Esmer olan duyduğu acı dolu çığlıklarıyla telefonu almak için çıktığı merdivenleri ikişer ikişer inerek, karısına yetişmeye çalıştı. Her ne kadar son basamakta ayağı kayıp yere kapaklansa da, emekleyerek koşmaya başladı. Kyungsoo gözlerinden yaşlar boğum boğum akıp yere düşmesine izin veriyordu. Jongin, küçüğün başını göğsüne çekip yatıştırıcı şeyler söyledi. 

"Geçti bebeğim, geçti. Birazdan kurtulacaksın. Bebeklerimiz de iyi olacak sende iyi olacaksın ağlama."

Esmer olan aradığı ambulansı beklerken, teselli cümleleri sırasında, kendi göz yaşlarını da siliyordu. Kyungsoo normalde yerinde durmayan bebeklerinin bir an hiç bir şekilde kıpırdamadığını hissetti. Acıyı yutabilmek için dudaklarını birbirine bastırıp mühürledi. En son ise artık dayanamayacağını anladığında Jonginin kulağına eğilip, fısıltı şeklinde son kelimesini söyledi.   

"Korkuyorum..." 

Her ne kadar filmin sonunu Kyungsoo izlemese de, Jongin çok daha öncesinde izlemişti. Elizabeth, korktuğu için ona sunulan kapıyı es geçip, hayatının sonuna kadar sevdiği adamı izlemeyi tercih etmişti. O kapının ardında belki mutluluk vardı. Belki de mutsuzluk. Ama bunu Jonas'ta dahil hiç kimse bilmiyordu.

****

REKLAMLAR..

ÖHÖ ÖHÖ.. JONGİN SOO'SUNU KURTARABİLECEK Mİ? 

YOKSA BUNLAR BİR RÜYADAN İBARET Mİ?

BEBEKLER YAŞIYOR MU?

DİĞER BÖLÜMÜ 2 SENE SONRA ATACAĞIM. ŞİMDİ HEPİNİZE İYİ OKUMALAR. 

(ŞAKA YAPTIM TABİKİMSİ 2 YIL NE YUH AJDHDJHDJ)

TŞK.

LİTFEN BEKLEMEDE KALIN.

BU ARADA BİLDİRİM GELMİYOR. HAY BEN BU UYGULAMANINDA ..... :')))



WhatsApp KaiSoo 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin