2.1 (M)

2.8K 202 62
                                    

Uzun bir günün ardından herkes evine dağılmıştı. Buna Chen ve Minseokta dahildi. Hava kararmaya yüz tutsa da, bedenim yorulduğu için odama gidip yatağa yattım.  

"Karıcığım.." Jongin sessizce yanıma yaklaştığında adımı mırıldandı. 

İtiraf etmek gerekirse onu bugün kapıda gördüğüm ilk saniyeden beri, sarılmamak için zor tutmuştum kendimi.

"Bana hala kızgın mısın?"  Sesi boğuk çıktığında, yastıkta olan kafamı onu görebilecek şekilde sabitledim ve özlemini duyduğum o yüze baktım. 

Yüzünün her bir kıvrımına baktığımda, gözlerim doldu. Ağzımı açtığım saniye ağlayacağımı bildiğim için sessizliğimi koruyordum. 

"Konuş benimle Kyungsoo. Kız, bağır ne bileyim bir şeyler söyle. Sesini duymaya ihtiyacım var." Jongin gözlerimin içine bakarken, benden bir farkı yoktu. Kafamı olumsuz anlamında salladığımda, gözümden bir damla yaş akıp yastığa damladı.  

"Şşt.. Ağlama sevgilim. " Yüzünü yüzüme yaklaştırıp anlıma dudaklarını bastırdı. Sonra ise o da benim yaptığım gibi yatağa uzandı. Jongini o kadar çok özlemiştim ki, kalbim bile ağlayacak durumdaydı. Ya da sadece benim lanet hormonlarım bugün normaline göre fazla hassastı.

"Neden bana söylemedin.?"Dedi. Gözlerimin içine bakıp aradaki mesafeyi en aza indirdi. "Sana bir şey olsaydı ben ne yapardım. Hiç düşünmedin mi?"

"Seni..Özledim." Ağzımdan sadece bu iki kelime çıkmıştı. Söylemek istediğim onlarca şey varken sadece bu iki kelimeye sığınmıştım. 'Sana anlatmadım çünkü, üzülmeni istemedim.' ya da ''Bana bir şey olsaydı, en çok senin üzülmen beni bitirirdi' demek yerine sadece, bu iki kelime çıkmıştı ağzımdan. 

Yumuşak dudaklarını, kurumuş dudaklarıma bastırıp geri çekildi. Yüzümü avuçlayan eli, baş parmağıyla elmacık kemiklerimi sevdi. Bu dokunuşla göz yaşlarım teslim olup beyaz bayrağı kaldırdı. Hıçkırıklarımı bastırmak için kafamı boyun girintisine saklasam da, Jongin benim sırtımı severken, daha çok ağlama isteğiyle yanıp tutuşuyordum.  

Kaç dakikadır o pozisyonda kaldık bilinmezken, artık göz pınarlarım durmuştu. Uzun bir aradan sonra ilk defa huzuru iliklerime kadar hissediyordum. Bütün ihtiyacım Jongindi. O olduğu sürece bütün zorluklara göğüs germek benim için çocuk oyuncağı gibiydi. 

"Daha iyi misin?" Saçlarımın arasına öpücük kondurduğunda, tebessüm ettim. Kafam boyun girintisinde olduğu için olumlu anlamında başımı salladım. 

"Bende seni özledim sevgilim." O hala konuşurken, derin bir nefes verip boğazımı temizledim. Ellerimi kaldırıp Jonginin yüzünü avuçlarımın arasına sıkıştırdım. İlk önce gözlerimle, özlediğim o bedenin her bir santimine baktım. Sonra ise, tek tek yüzündeki noktalara öpücük bırakmaya başladım. 

"Çirkin çikolata." Tebessüm ederek konuştuğumda kıkırdadı. Dudaklarıma küçük bir öpücük kondurup, kulağıma sıcak nefesini verdi.  

"Bu çirkin çikolatayı, tatmak ister misin.?" Jongin bu cümleyi söylediği an, elimin tekini yumruk yapıp omuzuna savurdum. 

"Pis abaza." homurdandığım da, sırtımı yatakla buluşturup, bedenimin üzerinde konumunu aldı. 

Titrek bir nefes bırakıp, göz bebeklerimi izledi. O kadar hasret dolu bakıyordu ki, benim onu özlediğim gibi o da beni özlemişti. Hafiften eğilip tekrar dudaklarımı öpeceği sırada, dilimi dudaklarına değdirip, devam etmesini istedim. Mesajı almış gibi alt dudağımı emerek karşılık verdi. Ellerimi ensesine atıp, öpücüğü derinleştirirken kalbim hızlı atıyordu. İlk defa sevişiyormuşuz gibi yavaş olmaya özen gösteriyorduk. Özlemin her bir zerresini, diliyle damağımı severek karşılıyordu.

WhatsApp KaiSoo 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin