1.1

2.1K 242 84
                                    

Jongin çıplak göğsünde uzanan Kyungsoonun saçlarını, eliyle düzeltti. Duvarda asılı olan saate bakıp içinden bir kaç küfür savurdu.  

"Soo, bebeğim uyan hadi." 

Küçük olan uyuma rolü her ne kadar yapsa da artık 'ayrılık' zamanının geldiğini bildiği için, mecburen gözlerini açtı.

"Gidecek misin?" usulca kafasını kaldırıp, esmer olanın yüzüne baktı. 

"İstemesem de mecburum." Jongin karşısında ona küçük çocuklar gibi bakan sevgilisini belinden hafifçe tutup, kendisine daha çok sardı. Dudaklarına küçük bir buse kondurup devam etti konuşmasına. 

"Senide götürmek istiyorum ama..."

"Biliyorum, biliyorum...Seni çok özleyeceğim." Kyungsoo dolan gözlerini saklamak için kafasını esmerin boyun girintisine sakladı.

"Ama böyle yaparsan gidemem ki." Jonginin kalbi normaline göre daha hızlı atıyordu. Her ne kadar kısa bir ayrılık olsa da ona da çok zor geliyordu.

Küçük olan boğazını temizleyip, olduğu pozisyonu bozdu. Yerlerde dağılmış olan kıyafetlere bakıp dün geceki masum sevişmeleri aklına geldi. Seks yapmamışlardı. Sadece 2 ay boyunca yalnız olarak geçirecekleri zamanda tenlerini hatırlamak için dokunmuş ve sadece öpüşmüşlerdi. 

"Sen üzerini falan giyin bende bir şeyler hazırlayayım aç gitme." deyip yataktan çıktı. Elinden geldiğince Jonginle göz-göze gelmemeye çalışıyordu.

"Gel buraya, gitme." Esmer olan küçüğün kolundan tutup tekrar kendi bedenine yapıştırdı. ve konuşmasına devam etti.

"Yemek yiyeceğim zamanı, seninle burada öpüşerek geçirmeyi tercih ederim."

Kyungsoo tebessüm ederek, ellerini esmerin yanağına götürüp avuçladı. Baş parmaklarını karşısındaki sevgilisinin dudaklarına sürdü. Gözleri Jonginin gözlerine bakmamak için direniyordu. Esmer olan elini küçüğün çenesine götürüp, kafasını kaldırdı. Koyu gözlerinin içine bakarak dudaklarını Soonun dudaklarına hafif sürdü. Başta masumca öpüşmeye başlasalar da, araya dilleri girdiğinde esmer olan küçüğü alt kısmına çekip üzerinde konumunu aldı. Birbirlerinin tatlarını alırken inlemeler havada uçuşuyordu. 

"J-jongin.." Kyungsoo nefes almak için ayrıldığında konuştu.

"Eğer şimdi üzerimden kalkmazsan +18 şeyler olabilir. "

Esmer olan kahkaha atıp, tekrardan küçük bir buse kondurdu.

"Azdırıcı hapım." diyerek yataktan çıktı.

-----

"Soo bak anladın dimi.?" Küçük olan gözlerini devirip kapıyı açtı. Jonginin binden fazla tekrar etmesi sinirlerini bozmuştu. 

"Anladım. Artık git hadi." 

"Bak son kez tekrar edeceğim. Emin misin? yani Chen ve Minseokla 2 ay boyunca evimizde yaşaman sağlığın acısından zararlı.. Yol yakınken dön bu kararından hayatım."

Kyungsoo homurtular çıkararak esmer olanın kafasına hafifçe bir tane geçirdi.

"Bende sana defalarca, Chen o kadar çok yalvardı ki, mecburen kabul etmek zorunda kaldım dedim. Hem annem çok yoğun işleriyle falan, hiç olmazsa bedava kendime iki tane hizmetçi buldum." diyerek tısladı.

"O değil Minseok nasıl kabul etti.?" Jongin kafasına aldığı darbeden dolayı, baş kısımı tutarak konuştu. 

"Ayy hiç onu sorma başta tabi ki kabul etmedi. Ama ben 'Üniversiten bizim eve daha yakın, her gün yollarda sürünme. Ailen çok kalabalık en azından 2 ay boyunca kafan dinlenir.' gibisinden geveleyince mecburen kabul etti."

Konuşmalarına devam edeceği sırada  Jonginin telefonuna gelen mesaj sesiyle konuşma yarım kalmıştı. Esmer olan dudak büzüp,

"Hocam, Mesaj atmış nerede kaldın uçağa geç kalacaksın falan diyor."

Küçük olan başını usulca sallayıp derin bir nefes bıraktı. 

"Hadi geç kaldın zaten artık git..." Bu cümle dudaklarından o kadar zor dökülmüştü ki, bencilce gitmesini istemiyordu.

"Tamam.." Jongin elini sevgilisinin yanağına dokandırıp, yerdeki bavulunu aldı. 

"Merak etme iki ay boyunca her gün aralıksız mesajlaşır ve görüntülü konuşma yaparız. Sakın uyku düzenini bozma, geceleri yatarken üzerini sürekli açıyorsun dikkat et hasta olma, canın bir şeyler isterse Chen veya Minseoka söyle çekinme. Çikolatalı dondurma fazla tüketme. Haa bir de çok ağlama, ağladığında burnunun ucu kızarıp sosise benziyor."

"T-tamam... Beni merak etme. Sende dikkat et kendine Amerikada hastalanma. Yemek öğünleri derse dalıp sakın unutma." Kyungsoo anlını Jonginin anlına dayayıp konuşmuştu. 

"Seni seviyorum."

"Seni seviyorum."

Jongin dizlerinin üzerine çöküp, Küçük olanın karnına sarıldı. Sonrada açıp öpücükler bırakarak fısıltıyla konuştu.

"Ben gelene kadar anneyi üzmek yok bebeklerim. Babanız sizin için gidiyor, erkenden dönecek. Annenizi size, Sizi ise annenize emanet ediyorum... Hepinizi çok seviyorum." Tekrardan öpüp kalktı.

Kyungsooya bakıp derin bir nefes bıraktı. Elinin tekini kaldırıp 'hoş çakal' der gibi salladı. Sonradan da asansöre doğru yol aldı.

Küçük olan ise  kapıyı kapatır kapatmaz olduğu yere oturdu. Uyandığından beri tuttuğu göz yaşları, özgürlüğüne kavuşmuş insanlar gibi sicim sicim akmaya başlamıştı.

****

Bir önceki yazar notunda Jongin aldatır falan deyip şaka yapmıştım ama Bir ALLAHU EKBER deyip evime bomba atmadınız kalmıştı abxnbhbdsa hem öyle bir şey asla yapmam, yapsam da buraya niye yazayım manyakmıyım... tamam manyağım ama o kadar da deeyeeel yaneee ajhajkdhakjd

WhatsApp KaiSoo 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin