Yâr Sen Benim Yüreğimin Dibisin.
İsminin dudaklarımdan döküldüğünü görünce koca bir tebessümle karşılık verdi bana.Yüz hatlarını ilk defa bu kadar yakından görüyordum.Her zerresini ezberlemek istercesine baktım yüzüne.Kokusunu beynimin en derinliklerine kazımaya çalıştım.Benim papatya kokulu Güneş'im.
Gözlerinin gökyüzü gibi olduğunu düşünürdüm hep.Şimdi bu kadar yakından bakınca gökyüzünden de eşsiz bir maviliğe sahip olduğunu görmüştüm.Göz bebekleri siyahın en koyu rengi ve yan tabakaları yeşilin en açık tonundaydı.Kirpikleri neredeyse kaşlarına değecek kadar uzundu.Çoğu kızın makyaj ile uzatmaya çalıştığı kirpikler nispet yaparcasına uzun ve kusursuz bir biçimde dizilmiş gibiydi.Daha uzun zamanım olsaydı kirpiklerini sayabilirdim bile.İsmi gibi güneş sarısı dalgalı saçlarının omzundan dökülmesine izin vermişti bugün.Normalde hep örerdi.Saçlarındaki yoğun papatya kokusu burnuma dolunca gözlerimi kapatmamak için büyük bir çaba göstermiştim.Pembe dudakları dolgun ve biçimliydi.O çocuğun o kusursuz dudakları öptüğünü hatırlayınca yutkunmakta zorlanmıştım.Boyu omuzlarıma geliyordu.
Kısa sürede aklıma kazımaya çalışmıştım bütün herşeyini.Hafızam kuvvetliydi ve konu Güneş ise onun hakkında hiç birşeyi unutamayacağımı da biliyordum zaten.
Yumuşak sesini duyduğumda kendime gelmeye çalıştım.
"Elin çok kötü gözüküyordu.İyi misin?"
Aramızda geçen ilk konuşmaydı bu.Bu cümlesinide onlarca kez içimde tekrar ettim.
Büyülenmişçesine tebessüm ettim ve bütün kelimelerimi özenle seçmeye çalışarak boğazımı temizledim.Ancak kekelemekten kendimi alıkoyamamıştım.
"E-evet iyiyim...Küçük bir kaza."dedim yarım bir tebessümle.
Gökyüzü gözleri yüzüm ve elim arasında gidip geldi bir süre.
"Kötü gözüküyorsun."dedi anlayışla.
İçimdeki iyi çocuk"seni düşünüyor!seni düşünüyor!"diye haykırırken,siyahlar içindeki çocuk"sadece fazla iyi,insanları düşünüyor."diyerek uyardı beni.Genellikle siyahlar içindeki çocuk haklı çıkardı.
"Başım dönüyor sadece.Müdürden ev için izin almaya gidiyordum şimdi."dedim gülümseyerek.
Küçük bir tebessümle karşılık verdi bana.
"Pekala.Seni daha fazla tutmayayım."
Beni bir ömür boyunca tutsan keşke be.
"Geçmiş olsun..şey Ümi-"
"Umut."dedim bozulduğumu belli etmemek için gülümseyerek.
Siyahlar içindeki çocuk yerinden çıkıp"aşık olduğun kız ismini bile bilmiyor.hâla seni önemsediğini düşünüyor musun?"dedi alayla.
İyi çocuk ise olduğu yere daha çok sinmeye çalıştı sadece.
"Ah.Evet Umut."dedi mırıldanarak.
İsmimin dudaklarından dökülme ânını ağır çekimde yaşamıştım.Kalbim hem acıyordu hemde deli gibi çarpıyordu şimdi.
"İyi günler."diyerek hızla ayrıldı yanımdan.Neden bu kadar hızlı acele ettiğini anlamak için arkama dönünce o çocuğun yanında olduğunu gördüm.Çocuk kaşlarını çatarak suratıma dövecekmiş gibi bakıyordu.Çabucak çıktım bende sınıftan.
Şu anda hayatımın en mutlu günü olabilirdi belki ama şartlar buna el vermemişti.O çocuk.
Güneş'in ismimi hafızasında tutmaya bile gerek duymaması ve birde başımın dönmesi buna hiç yardımcı olmuyordu.
Müdür Bey'in odasının önüne geldiğimde derin bir nefes alıp kapıya hafif bir şekilde vurdum.Bir süre sonra içeriden "Gir!"sesini duyunca odanın kapısını yavaşça açtım ve müdüre başımla selam verip içeriye girdim.
Kaşlarını çatmış beni süzüyordu.Masasının yanına geldiğimde gülümsemeye çalıştım.
"Rahatsız ettiğim için üzgünüm.Ben izin almak için gelmiştim.Bugün kendimi iyi hissetmiyorum."
Sözlerimi bitirip gözlerimi yerden kaldırırken bakışlarımı kel ve gözlüklü müdürümüze çevirdiğimde gözlerinin sargılı elimde olduğunu farkettim.
Rahatsızca yerimde kıpırdandığımda bakışlarını yüzüme kaldırdı.
"Leyla hoca elinin kötü durumda olduğunu söylemişti.Otur bakayım sen bir şuraya."
Çenesiyle masasının önündeki deri koltuklardan birini işaret edince kuşkuyla oturdum rahat koltuğa.
"3.kattaki erkekler tuvaletinin aynalarından biri kırılmış.Bir bilgin var mı bu konuda oğlum?"
Bakışları tekrar sargılı elime kaydığında gözlerimi yere indirmiştim.
"Ve cam parçaları kanlıydı."
Rahatsızca boğazımı temizlediğimde sözlerine devam etti.
"Her neyse senin elin nasıl bu hale geldi?"
Sesindeki kuşku fark edilmeyecek gibi değildi.
Bakışlarımı yerden kaldırıp müdürün yüzüne çevirdim.
"İçeriye girdiğimde kırıktı ayna.Parçaları yerden toplamaya çalışırken..."
"Umut."dedi tek kaşını kaldırıp.
Bir şey söylemek için ağzımı açtığımda otoriter sesi buna izin vermedi.Elindeki izin kağıdına bir şeyler yazarak bana uzattı.
"Neyse bu konuyu şimdilik kapatıyorum.Çıkabilirsin."
Teşekkür edip kapıdan çıkmak üzereyken yine o kalın sesini duymuştum.
"Sinirlerine hâkim olmaya çalış evlat.Kendine zarar verme."
Kısa bir süre arkamı dönüp yüzüne baktım ve hızlıca odadan çıktım.
Çıkınca derin bir nefes verip elimdeki izin kağıdıyla okul çıkışına doğru yürümeye başladım.
•••
Salonda televizyonun başında elindeki pirinci ayıklarken televizyondaki hararetli programa dalmış annem görüş alanıma girdiğinde montumu giyiyordum.
"Anne.Biraz hava alıcam ben."
Bakışlarını yüzüme ve sonra sargılı elime çevirdiğinde kaşlarını çattı.
"Bu halde nereye oğlum?"
"Sadece hava alıcam.Kendimi iyi hissediyorum."
Hızlıca yanına gidip yanaklarına küçük bir öpücük bıraktım.Elimin hâlini ilk gördüğünde iyi olduğumu anlatmak için büyük bir çaba sarf etmiştim.
Bedenim soğuk havayla buluştuğunda ürperdim.Ellerimi montumun ceplerine koyup yürümeye başladım.
Yarım saat boyunca nereye gittiğime bakmadan ilerledim.Bugün okula gitmemiştim.Dün olanları
düşündüm.Güneş'le konuşmamızı..Başımı yerden kaldırdığımda sahile kadar yürüdüğümü gördüm.Sahildeki banklardan birine oturup karanlık denizi izledim bir süre.
Bir anda gözlerimin önüne sigara paketi uzatıldığını görünce başımı yukarıya kaldırıp şaşkınlıkla baktım.İfadesizce bir karşımda yaşıtlarımdaki çocuğa bir de uzattığı pakete baktım.
"Alsana oğlum."
Paketin ağzı açık şekilde içinden bir dal almamı bekliyordu.
"Yok.Ben kullanmıyorum."
Kaşlarını şaşkınlıkla yukarı kaldırıp yanıma oturdu.
Az önce bana uzattığı paketten bir dal çıkarıp ağzına koydu ve elindeki çakmakla sigarayı yaktı.
Gözlerini kısıp sigarasını içerken karşısındaki denize bakarak konuştu.
"Çok dertli gözüküyordun.İhtiyacın olabilir diye düşünmüştüm."
Alayla güldüm.
"Sigara benim dertlerimi mi götürücek?"
"En azından rahatlatıcak."
Başımı yanımdaki çocuğa döndürüp elindeki pakete baktım bir süre.
Bakışlarımı görünce paketi açıp tekrar uzattı.Bir süre düşündükten sonra aldım içinden bir dal.
Sigaranın ne kadar zararlı olduğunu çok iyi biliyordum ama rahatlatma düşüncesi zararını umursamadı.
Sigarayı ağzıma yerleştirdiğimde yanımdaki sarışın çocuk elindeki çakmakla ağzımdaki sigarayı yaktı.
Yanan sigaranın dumanını içime çektiğimde bütün duman boğazıma kaçmıştı.Yüzümü buruşturup öksürmeye başlayınca yanımdaki çocuğun güldüğünü duydum.
"Dumanı yutma.Ağzına al ve üfle."
Çocuğun komutuna uyarak dumanı ikince kez ağzıma aldım.
Bir süre ağzımda beklettikten sonra yavaşça üfledim.
Bu sefer boğazım yanmamıştı.
"Yeni taşındık İstanbul'a.Çözmeye çalışıyorum buraları."
"Yardımcı olabilirim."dedim gülümseyerek.
"İyi olur.Çok karışık buralar."
Bu sırada elimdeki sigaranın yarısına gelmiştim.
"İsmim Yağız."
"Umut."dedim ağzımdaki dumanı dışarı üflerken.
Bir süre sessizce oturduk.Sigaram bittiğinde paketinden bir dal daha aldım.Sanırım iyi gelmişti.
Dumanı ağzıma çekerken sessizliği bozdu Yağız.
"Anlatmak ister misin?"
Dumanı dışarı üflerken konuştum.
"İyi gelebilir."dedim yarım ağzı bir gülümsemeyle.
Banktan hızla kalktı.
"Bekle.Geliyorum hemen."
Kaşlarımı çatarak arkasından baktım.
Bakışlarımı tekrar denize çevirdiğimde sigaramdan bir fırt daha çektim.Sadece ismini bildiğim bir çocuğa her şeyi anlatıcaktım.Çünkü artık içimde tutmaktan yorulmuştum.
Güneş'e aşık olduğumu haykırmak istiyordum herkese.Ama ne yazık ki yapamıyordum.
Yağız elindeki poşetle görüş alanıma girdiğinde çabucak yanıma oturdu.
Kaşlarımı çatıp elindekilerin ne olduğunu çözmeye çalışırken poşetten iki şişe çıkarıp açtı hızlıca.
"Sarhoş olana kadar içicez."
Tedirgince suratına bakarken elindeki şişelerden birini bana uzatıp sırıttı.
"Başla."Desteklerinizi bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umut Güneşim
RandomHızlı ve uzun adımlarımla çabucak en arkadaki sırama geçmeye çalışırken yerdeki bakışlarımı yine kendime yenik düşerek o sıraya çevirmiştim.Gözlerim onun gökyüzü kadar eşsiz gözlerine değidiğinde gülümsemekten kendimi alıkoyamadım.Yanındaki çocuğu h...