2. Bölüm

91 26 6
                                    

Çok merak ettim bu tipler içinde arkasından gözyaşı akıtan kızlar var mıdır? Diye düşünürken arkamdan bir kızın hıçkıra hıçkıra ağladığını farkettim.
Arkamı döndüğümde bana bakıp bağırmaya başladı "O sana GÜZELLİK dedi!" Ve sümüklerini içine çekip devam etti. "O kimseye güzellik diyemez." Gülmemek için kendimi zor tuttum.

Aslında biraz ciddi olmam gerekebilirdi çünkü kız şaka maka harbiden sinir krizi geçirmiş bir şekilde yere oturumuş saçını yoluyordu.

Herkes toplanıp bizi izlerken tedirginleşmiştim.

O sırada koşarak kalabalığın içine giren az önce ki çocuk kızın yanına gidip sakinleştirmeye çalıştı ve bana kaş göz hareketiyle kantinde beklememi söyledi, yani umarım.

Kızı sakinleştirmesi yarım saati almıştı ve yaklaşık yarim saattir o çocuğu bekliyordum. Ne diye beklediysem?

"Sakinleşti." diyerek yanıma gelince ondan açıklama yapmasını bekledim.

"O 'manik depresif psikoz' hastası. Yani bazen aşırı mutluyken aniden sinirlenebilen ayrıca sinirlenince kriz geçirebilen biri. Az öncede öyle olmalı." dediğinde kız için üzülmüştüm ama bana bağırdığı için de gıcık olmadım diyemezdim.

"Peki ya neden bana öyle bağırdı?"

"Bu olayı en az 5 kere daha yaşadık. Beni sevdiğinden dolayı etrafımdaki kızları görünce krize giriyor."

Bu seferde karşımdaki çocuğa acımıştım. Sonuçta sevdiği kız ile birlikte hiç mutlu olamayacak mıydı yahu?

"Ben Barış" diye ekleyince "Bende Dilara" dedim ve tanışmış olduk. Kızın gelmemesi için dua ederken kızın adını bilmediğimi farkettim.

"Kızın adı neydi?"
"Aslı."
Tamam şimdi kız yerine Aslı yazabilirim.

Her neyse benim şu Aysun öğretmeni bulma işimde gitmişti. Dosyaları da vermem lazımdı.

"En son Aysun öğretmeni arıyordun değil mi?" diyince bakışlarımı Barış'a çevirdim.

"Evet." Dedim umutsuz bir şekilde.

"Gel o zaman o çoktan evine gitmiştir seni onun evine götüreyim." dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı.

Ne olduğunu anlamadan arkasından öylece baktım. Birkaç saniye sonra olduğu yerde durup arkasını döndü "Gelmiyor musun?" dedi.

"Geliyorum." dedim ve yanına koşturdum. Aslına bakarsanız ilk başta sinir olduğum çocuk şu an çok samimi gelmişti. Belki kanka olabilirdik. Belki...

Motoruna binince "Hadi ama biraz hızlı olamaz mısın?" Dedi.

"Tamam tamam" diyerek arkasına oturdum. Motorun hızı beni korkutmuştu. Ve rüzgarın saçlarımı okşamasına izin veremedim. Resmen rüzgar saçlarımı yoluyordu motorun hızından.

Motoru durdurunca geldiğimiz evin kapısını çaldı. Ve yaklaşık 10 saniye bekledikten sonra tekrar kapıyı çaldı. Sonunda kapı açıldı. Aysun öğretmen "Gel oğlum." diyince ağzımı aralayıp kapatamadım.

Şaşırmıştım.

"Anne sana" diyip duraksadı "Adın neydi?" diye sordu. Yuh hemen mi unutmuştu.
"Dilara" dedim bıkkınlıkla.

"Anne sana Dilara'yı getirdim. Sana vermesi gereken bir şeyler varmış."
"Aa getirdin mi dosyaları?" diyince evet dercesine kafamı salladım ve dosyaları Aysun öğretmene uzattım.

"Tamam ben bunları incelicem. İstersen gel içeri de rehberlik yapalım." ben bu kadını çok seviyordum ya. Gerçekten diğer öğretmenler gibi hiç değildi.

Mucizevi AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin