Saat 03.45'ti.Uyandığında terler icindeydi.Rüya görmüştü. Rüyasında boş bir evde tek başınaydı.Hiç ışık yoktu.Garip sesler duyuyordu.Silah sesleri,çığlıklar ve kötü adam kahkahası. Ne olduğunu anlamadan etrafına bakıyordu çok şaşırtımıştı. Evinde kim vardı? Ama sonra farketti ki o ev onun evi değildi. O ev, her zaman işe giderken tepede gördüğü evdi. Herkes oranın lânetli olduğunu söylüyordu. Ama Bella inanmıyordu. Çünkü ev o kadar güzeldi ki. Kocaman bahçesi, ağaçları ve sapasağlam binası vardı. Ama kimse o evi kullanmıyordu. Sahibi yıllar önce ölmüştü.Evin sahibi intihar ettiği için herkes o evin lanetlenmiş olduğunu söylüyordu.Kimse cesaret edip o eve girmemişti. Bella anlamadı o evde ne işi olduğunu ama sonra rüya olduğunu anlayınca rahatladı. Soğuk soğuk terlemisti.Uyandı. Işığı yaktı.Saate baktı.4'e geliyordu.Yatağından indi ,terliklerini giydi ve kapıya yöneldi ki arkasında biri olduğunu hissetti. Arkasına baktığında kimse yoktu. Rüyanın etkisinde kalmıştı.Korkarak merdivenleri inmeye başladı. Her basamakta arkasına bakıyordu. Mutfağa geldiginde ışığı yaktı.Bir bardak su içti. Nihayet kendine gelmisti.Tekrar odasına döndü. Uyumaya çalıştı.Alarm çalıyordu.Bella nihayet uyandı. Saat simdi 7'ydi. İşe gitmek için hazırlanmaya başladı. Bella 32 yaşında. Çok alımlı, çok güzel bir kadındı. Hiç evlenmemişti.Hiçbir erkek Bella'ya bakmadan geçmezdi. Bella işe giderken siyah bir etek, beyaz gömlek ve siyah topuklu ayakkabısını giymişti. Saçını her zamanki gibi topuz yapmıştı. Sanki başka şekil yokmuş gibi.Herkes Bella'ya bunu söylüyor ama Bella aldırmıyor ve ona bu modelin yakıştığını söylüyordu.Bu da onu daha güzel yapıyordu.Son kez aynaya baktı, çantasını aldı ve kapıyı çekip çıktı. Tam arabasına binecekken gözü yine o eve takıldı.Aklına rüyası geldi ve irkildi. Hızla arabasina bindi ve oradan uzaklaştı. Yolda giderken arka koltuktan bir hareket olduğunu hissetti. Bella arkasına bakayım derken kaza yaptı. Acı bir fren sesi Bella'yı durdurdu.Dıger arabadaki adam küfrederek Bella'ya bağırdı ve gitti.Bella neye uğradığını şaşırmıştı. Neyseki kendine bir şey olmadı ama arabası yol kenarındaki direğe çarptığı için kötü durumdaydı.Zar zor arabadan çıkmıştı.Su içmek istedi ama su almamıştı. Unutkanlığını rüyaya yorumladı.Rüya onu sarsmıştı. Neden bu kadar etkilenmisti.O da anlamadı. Rüyaya şaşkın, kazaya şaşkın arabanın yanında bekliyordu. Bembeyaz olmuştu. Yanına bir araba yaklaştı. Bella bunu bile fark etmedi.Gözünü dikmiş kendi arabasına bakıyordu. Dıger arabadan bir adam indi.Bellaya seslendi.
-İyi misiniz ?
Bella bunu duymadı. Adam tekrar :
-Bayan siz iyi misiniz ?
Bella'dan yine tepki yoktu.Adam sonunda Bellaya yaklaşıp omzuna dokundu.Bella öyle bir sıçradı ki adam bile korkup geri çekildi.
-Korkuttuğum için özür dilerim ama arabanız kötü durumda.
Bella bunun farkındaydı. Yere yığıldı başını ellerinin arasına aldı ağlamaya başladı. Adam ne yapacağını şaşırdı. Hemen arabasından su getirdi.Bella suyu güçlükle içti.Biraz olsun kendine geldiğinde :
-Be..Ben kaza yaptım, dedi ağlamaklı bir sesle.
Bella çok korkmuştu. Yine ağlamak istiyordu. Ama kendini tuttu. Adama baktığında bir iş adamı olduğu belliydi.Takım elbise,kravat ve ukala gülümseyiş. Adam Bella'nin kendine geldiğini görünce hemen :
-Ben Nicolas.Bir iş adamıyım.Almanım.Her gün bu yoldan geciyorum ama ilk defa kaza yapanı gördüm, dedi.
Bella bu söze alındı ve çok sinirlendi. Adam durumu fark edince :
-Özür dilerim yani ben demek istedim ki..
Bella uzatmak istemedi.Kalktı ve arabasına yöneldi. Adam suçlandı. O yüzden Bella'yı gideceği yere bırakmak için teklifte bulundu.Bella arabasının o kadar da kötü olmadığını, çalışabileceğini söyledi ve direksiyona geçti. Kontağı çevirdi ve araba dumanlar içinde kaldı. Bella mahcup bir sekilde öksürüerek araban çıktı. Nicolas ise gulmemek için çaba sarfediyordu.Bella kızarmış, mahcup ve sinirli bir şekilde Nicolas'in arabasına yöneldi. Nicolas gulerek arkasından koştu. Bella ön koltuğa , Nicolas'ta direksiyona geçip arabayı çalıştırdı.Biraz gittikten sonra Nicolas :-Daha adını ve nereye gideceğini söylemedin, dedi. Bella arabaya şaşmış arabayı incelerken :
-Ne.. Sey.. Ben Bella.Polisim.Bende Almanım.
Nicolas şaşırmıştı.
-Polislik için fazla güzel.. dedi ve Bella'nın bacaklarına baktı. Bella Nicolas'ın nereye baktığını anladı çantasını kucağına koydu.Nicolas hafif gulumseyerek yola baktı. Bella Nicolas 'i bir karakolun önünde durdurdu.-Ben burda ineyim.
-Gayet güzel karakol.
-Umarım düşmezsin.
-Ne..?
-Yaptıkların için teşekkürler.
-Rica ederim her zam.. Bella kapıyı öyle bi kapattı ki Nicolas konuşamadı bile.
Bella hızlı adımlarla ilerlerken kendi kendine söyleniyordu :
-O kendini ne sanıyor ya ? Arabasına bindik , yardım etti diye hemen art niyet are mı bi insan ? Zaten çok yakışıklı olmasında var bi şey.. derken amir Mac.-Bella saatin kaç olduğunu biliyor musun ?
Bella duvardaki saate baktı ki saat 9 olmuştu.Tam durumu açıklayacaktı ki amir :
-Ekipler yollara düştü, sen hâlâ.. söylenerek gitti.Geri döndü ve :
- O lanet olası etek ve ayakkabıdan hemen kurtul, dedi.
Bunu her gün söylemekten bıkmıyordu. Bella'da her gün giymekten tabii. Her zamanki polis kıyafetini giydi ve masaya geçti bugünkü işi telefonlara bakmak oldu. Yine cinayetler,kapkaç olayları,tecavüzler..Ama işini seviyordu.