Arkasına döndüğünde Nicolasin güldüğünü gördü. Bella yanına geldi ve "Ne gülüyorsun" dedi.Nick ayakkabılarını göstererek :
-Bari ayakkabılarını giyseydin , dedi.
Bella çok utandı, hemen ayakkabısını aldı ve giydi. Hızla Nickin yanından uzaklaştı. Nick arkasından bağırarak :
-Hey bekle! Buranın neresi olduğunu biliyor musun ya da nasıl gidecegini ?
Gerçekten Bella daha önce hiç burayı görmemişti ve elini pantolonun cebine soktu, hiç parası yoktu.Bütün parasını içkiye vermişti. Dünkü yaptığı şeye hala şaşkın okkalı bir küfür etti. Geri dönemezdi, kaldırıma oturdu ve araba beklemeye başladı. Bir araba geldi Bella durması için işaret etti ama araba durmadı. Diğer arabalar da durmadı. Nick eve döndü arabasının anahtarını aldı arabasına bindi, Bellanin yanına geldi Bella önce hayır dedi. Nick : - İnatlaşmanin sırası degil Bella. Burada başka araba durmaz. Lütfen bin hadi, dedi. Bella çaresiz arabaya bindi.Önce Bellanin evine geldiler. Bella :
-Teşekkür ederim ama işe ben kendim giderim.
-Saatten haberin yok herhalde yetişebilir misin ?
Bella gerçekten Mac'la karşı karşıya gelmek istemiyordu.
- Tamam bekle hemen geliyorum.
Nick etrafa bakarken tepedeki ev onunda dikkatini çekti. Ne kadar güzel bir ev derken Bella geldi.
-Ne kadar hızlısın ?
-Mac'ı sen de tanısan böyle olursun.
-Mac kim ?
- En son tanımak isteyeceğin kişi.
Nick tepedeki eve bakarak arabaya bindi, arabayı çalıştırdı. Karakola geldiler. Bella :
-Teşekkür ederim.
-Rica ederim. Akşam yine almamı ister misin ? Arabasız zor oluyordur sana.
- Teşekkürler böyle iyi.
Bella yine sert bir şekilde kapıyı kapattı. Nick Bellanin her arabadan inişinde kapısının yerinde olduğunu görünce Tanrıya şükrediyordu.Bella hâlâ sinirliydi.Geçen ki gördüğü manzara aklindaydi.Sarışın kız gözünün önüne tekrar geldi.Kendi kendine söyleniyorduki Mac :
- Sonunda Bella Hanım. Seni görmek ne güzel.
Sadece bir gün izin almıştı ve şimdide zamanında gelmişti. Neydi bu şimdi ? Amaan her zaman ki Mac işte diye düşündü.Herkese selam vererek masasına geçti.David yanına geldi ve elinde ıhlamur vardı.
-Senin için yaptım , diyerek elindeki çiçekli bardağı bana uzattı.
-Teşekkürler David çok incesin.
-Rica ederim canım her zaman deyip göz kırparak gitti. Gülümsedim.
Saat gelmişti, Bella çıkmak için hazırlanıyordu ki Mac :
- Bella bugün nöbetçisin.
Dünün acısını çıkarmak için asla geç kalmaz Mac. Bella :
-Peki kiminle ?
-Benimle, dedi Mac.
Bella bu cezayı kaldiramazdi.Mac ve Bella.Aman Tanrim! Bella "peki" demekten başka çaresi olmadığını biliyordu.Çantasını masaya bıraktı. Yeni bir kahve istedi.Gece cook uzundu.Nasıl biterdi bu gece ? Herkes gitmişti Bella masasinda kahvesini icerken Mac :
- Bella bu gece ekiplerle gideceksin yeni bir ceset bulunmuş. Bella ceset olaylariyla ilgilenmek istemiyordu. Ama sonunda hep yapıyordu. Çünkü o bir polisti.Yapmak zorundaydı.Tamam anlaminda başını salladı ve ekip arabasına bindi.Olay yerine gelince kanı dondu. Ne zaman ceset görse hep irkilirdi. Buna hâla alışamadı. Her cesette annesini görüyordu sanki.Bu defada ki de çok kötüydü. Ceset olayları hep kötüydü zaten. Cesete yaklaşınca genç bir erkek olduğunu anladı.Küçüktü. Kim öldürmüştü onu ? Ne istemislerdi ?
Yanına gelen polis :
- 16 yasinda bir erkek. Sırtından üç el ateş edilmiş. Bileklerinde morluklar var belliki iple bağlanmış.Bella gence baktı. Çok üzüldü.
-Ailesine haber verildi mi ?
- Üzerinden kimlik çıkmadı.
Bella biraz daha bekledi sonra karakola döndüler. Genci morga aldılar ve ailesini araştırmaya başladılar. Genç formalıydı belliki lise öğrencisiydi.Sabah olunca okula gidip araştıracaklardı.Saat sabah 3e geliyordu.Bella diğer dosyaları incelerken Mac birden :
- Morga kaldırılan genci anlatsana ,dedi.Bella dalmıştı, irkildi.
-Adını bilmiyoruz ama lise öğrencisi olduğu için formasından okulunu bulup ismini öğreneceğiz sonra ailesine haber vereceğiz.
-Güzel, okula kim gidecek ?
- David sabah gelir o gider sanırım.
-Hayır bu iş senin Bella tek yapacaksın.
Neden tek ? Mac neden böyle ? Sabrımı deniyordu ama taşmıyacaktı.Derin bi nefes aldı,bıraktı.
-Haa.. bu arada senin araban nerde kaç gündür başka arabadan iniyorsun ?
- Ben kaza yaptim.
-Ne. Neden bize söylemedin ?
-Hiç sormadınki.
-Neyse yarın benim arabamı al.
Bir iki saniye bekledi.Duyduğuna şaşırmıştı."Mac arabasını bana verecek.Şaşılacak durum. Belkide acıdı bana.Neyse işime bakayim.Macda öyle duygular yok.Sadece işi olsun yeter.
Bella sabah 8 gibi okula gitti.Formayı akşam araştırmıştı.Lademan High School.Yol haritasınıda çıkardı. Macin arabasını aldı ve yola koyuldu. Yol Nickin evinin oralardaydı.Nicolas yine gelmişti aklına dünden beri çok çalışmıştı. Nicki hiç düşünmedi.Zaten hiç sırası değildi.Okula girdi,müdüre kendini tanıttı ve durumu açıkladı. Müdür çok şaşırmıştı. "Daha dün okuldaydı, dedi.Çocuğun kimlik fotokopisini aldı. Adı John Thorne.Lise ikiye gidiyor. Basketbolda oynuyor. Müdüre :
- olumsuz bir olay oldu mu , diye sordu. Müdür :
-Hayır, John benim gözde öğrencimdi.Hiç saygısızlık etmez,kendi halinde bir çocuktu. Kim ne istedi zavallıdan anlamış degilim.Durumları pek iyi değil babası yok annesiyle yaşıyor.
Bella biraz daha konuştu bilgi aldı ve ayrılmak için izin istedi.Karakola gitti Mace her şeyi anlattı. Ailesini aramaya başladılar.Annesine ulaştılar.Annesi hemen karakola geldi. Kapıdan girer girmez bağırmaya ağlamaya başladı.Oğlunu görmek istedi.Oğlunu görünce daha çok ağlamaya başladı. Bellanin içi parçalandı.Annesini ölü görünce oda çok ağlamıştı.Bellada ağladı ve tuvalete gitti.Kadın sakinleşene kadar tuvaletten çıkamadı. Kadının sesi tuvalete kadar geliyordu.Kulaklarını kapattı. kadın sakinleşti Bella sonra dışarı çıktı. Kadınla yine Bella ilgilendi.Adı Sally Thorne.43 yasinda.Kocası, John 5 yaşındayken onları terk etmiş.Bella babasını düşündü.Ya ananesi olmasaydı ya Bellada öldürülseydi.İyiki ananesi vardı ve Johnunda iyiki annesi var. Ama John yinede ölmüştü. Ne istediler ondan ? Annesi de " Hiç öyle olaylarla işi olmadığını söyledi."Babasını hiç affetmicem " dedi.Bella da babasını affedecekmiydi ? Bunu hiç düşünmedi.Ama yanında kalsaydı her şey daha güzel olurdu. Mac geldi ve :
-Bella eve gidebilirsin, dedi.
Bella kadını yalnız bırakmak istemiyordu Ama çok yorgundu.Hemen karakoldan çıktı. Eve gitti,fotoğrafların arasına baktı ama babasının hiç fotoğrafı yoktu. Babası hayatından tamamen çıkmıştı. Tam 27 senedir onu görmüyordu.Yüzünü unutmuştu sadece bıyığı olduğunu hatırlıyordu.Babasına ne olmuştu ? Çok merak ediyordu ,yolda görse tanımazdı.İllaki degisecegini düşündü. Saate baktı 3tu.Biraz uyudu.Rüyasında yine tepedeki evi gördü ve uyandı. Kalktı, montunu giydi , o eve çıkmaya karar verdi. Biraz tırmanması gerekti ev çok tepedeydi. Sonunda çıktı. Bahçesi gerçekten çok büyüktü.Kapıya yöneldi itti ve kapı açıldı. Örümcek ağları her yeri kaplamıştı ve içerisi toz kokuyordu.Ev gayet döşeliydi.İki tane koltuk, bir masa,biri kırık iki sandalye ve duvarda bir tablo.Tozdan her yer bembeyazdı.Ev gayet iyiydi.Manzarası muhteşemdi.Pencereye yaklaştı,kendi evine baktı. Çok güzeldi.Yukarı çıktı, merdiven basamakları kırılacak gibiydi. Bella duvardan destek almak istedi ama eline örümcek ağı yapisinca geri çekti. Yatak odasına çıktı. Bir yatak, bir dolap ve bir kırık ayna vardı.Çekmeceler vardi.Birden bir şey dolabın arkasına gecti, Bella irkildi sonra bir fare olduğunu anladı. Pencerelerin camları yoktu.Her şey kırıktı bu evde. Birden kapı çarptı ve kendiliğinden kapandı.Bella korktu cam olmadığı için rüzgar sandı. Sonra cekmeceler açılıp kapanmaya başladı,rüzgar bunu yapamazdı. Kapıya yöneldi kapıyı açamadı daha çok korktu.Fareler her yerden çıkmaya başladı. Bella "Neler oluyor rüyada mıyım ? diye düşündü. Hayır gerçekti eve girmişti ve hava kararmaya başlıyordu.Bella bir hamle daha yapıp kapıyı açtı. Aşağı inerken merdivenin bir basamağı kırıldı ve Bellanin bacağı merdiven de asılı kaldı. Bella çığlık atıyor, yardım istiyordu. Kimse yaklasmazdı ki bu eve, o neden girmişti. Evin lanetli olduğunu sonunda anladı.Her çıkmaya çalıştığında basamak daha aşağı iniyordu. Bella çığlık atıyordu. Pantolonu yırtılmış, bacağı kanıyor ve acı çekiyordu.Artık dayanamayacaktı ki tavandan sarkan ipi gördü ona tutundu ,kendini yukarı çekti, bacağı daha çok yırtıldı daha çok kanıyordu.İpe teşekkür edecekti ki ipte kurumuş kan lekesini gördü hemen ipi bıraktı ve koşarak aşağı indi.Demekki ev sahibi kendini bu iple asıp intihar etmişti. Bella kapıya yöneldi kapı mühürlenmiş gibiydi,açılmıyordu,Bella iyice korktu. Pencereye yöneldi atlayacaktı başka çaresi yoktu.Ev sallanmaya başladı.Sandalye, masa ve tablo yere düştü, onların düşmesiyle tozlar oluştu ve kapıyı göremez oldu.Mutfaktan sesler geldiğini duydu.Sanki birileri konuşuyordu. Mutfağa hiç bakmamisti şimdi hiç bakamazdi.Kapıya gidemezdi ve pencereden atlamak için kumaş bulması gerekiyordu ,yatak odasina gidemezdi.Kalbi çok hızlı atmaya başladı,hava kararmıştı o tepede hiç ışık yoktu, gözünden akan yaşları elinin tersiyle sildi.Bi şeyler aradı gözü kornişi kopmuş ucundaki perdeye takıldı hemen çıkardı onu pencereye bağladı ve aşağı doğru sarkıttı.Kendide perdeden tutularak aşağı iniyordu ki perde koptu perdede çürümüştü artık. Bella şiddetli bir şekilde yere çakıldı. Bayılmıştı, bacağı hâlâ kanıyordu.