Adsız Bölüm 3

23 6 0
                                    


Mutfağa girdim ve kendime bir bardak açık çay koydum. Genelde demli çayı çok severim ama sabahları açık çay içmek daha güzel oluyor. Sandalyeyi çekip masaya oturdum.
-Nerdeydin sabah sabah
-Erken kalkınca biraz yürümek istedim
-Daha neler gelicek başımıza sabah sabah yürümekmiş gel kahvaltı hazırla desem hazırlamassın
Susmakla yitindim. Zaten hep susuyorum. Daha doğrusu susmam gerek yoksa huzursuzluk çıkıyor ve sebebi ben oluyorum. Telefon çaldı ve annem içeriye bakmak için ilerledi. Anne diyorum çünkü küçük yaşında bana "senin annen yok" denmesi yerine bu kadına anne dememi alıştırmışlar. Zaten anne demesemde babamı dolduruşa getirmek için yeni bir sebebi olurdu.
-Gülin teyzen aradı kız kardeşi gelicekmiş ona yardıma gidiyorum ben. Yusufu futbol okuluna götürürken anahtarı almayı unutma eğer çok işi varsa geldiğinizde evde olmayabilirim.
-Tamam
Yusufun futbol okuluna gidiceğini bi anlık unutmuşum. Hemen masayı toparlayip kahvaltıları dolaba, bulaşıklarıda makinaya koydum. Ama anneme göre evde hiç iş yapmıyor durumundaydım.
-Yusuf spor çantanı hazırla üzerinide giyin bir kaç saate çıkarız.
-Tamam abla.
Dün duştan sonra saçıma şekil vermemiştim. Düzleştiriciyi alıp düzleştirdim. Dolaptan beyaz şortumu giyip üzerine kort gömleğimi giydim ve siyah sırt çantamı aldım. Aslında kahverengiyi de alabilirdim ama siyah konverslerimi giyiceğim için üzerimde fazla renk bulunmasını istemedim.
-Abla, saçımın önüne fön çeker misin?
-Tamam gel
Yusufun saçları da benim gibi kumraldı. Bu özelliğimiz babamiza çekmiş olmalıydı. Yusufla sadece yeşil gözlerimiz ve kumral saçlarımız benziyor.Onun dışında o annesine daha çok benziyor. Yusufun saçını da yaptıktan sonra aşagıya inip ayakkabılarımızı giyip çıktık. Babamı aradım
-Efendim kızım
-Yusufu futbol okuluna götürücem de arabayla götürebilir miyim?
-Tamam ama dikkat et. Beni annenle uğraştırma.
19 yaşımda olmama rağmen hala arabayı kullanmak için izin alıyordum. Bu durumu yaşayan bi ben vardım heralde arkadaşlarımın çoğu izinsiz ve istediği zaman ailesinin arabasını kullanabiliyorlardı.
-Olley!! arabayla gidicez. Ben öne oturucam abla
-iyi otur bakalım
Arabamız opel markasının spor bir arabasıydı. Arabayı çalıştırdım ve muzik açtım. Seside yükselttim normalde annem çok kızar böyle yüksek sesle müzik dinlenmesine. Bense tam tersi. Zaten onunla pek uyuşmadığımız için normal bir anne kız gibi değiliz. Özlem kaldım 16 yıldır şu "anne-kız" ilişkisine.
-Abla şu ileriye park edebilirsin boş
-Aa evet
Park yerine doğru giderken karşıdan gelen bir araba park etmek istediğim yere geldi. En nefret ettiğim olaylardan bir tanesi park etmek istediğim yere bir başkasının da park etmek istemesi. Ve şu an onun kim olduğunu daha yeni algıladım. Bugün karşılaştığım "zengin bebesi". 

Ellerin NerdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin