(: HİLMİ VE AZRA'NIN MİZAHI :)

66 8 2
                                    

" - Kızım aynada birisi var , valla bak yemin ederim ! "

" - Of Azra sacmalama ya ! Salak o aynadaki sensin . Eee tabii insan böyle kendini ilk defa güzel görünce şaşırır . Bak senin yüzünden ayna bile catladi "

diyerek piç smile atınca gözlerimi hemen 360 C devirdim. Anam sanırım gözüm döndü . Dur bakayım azıcık kırpıyım . Heh tamam yerine oturdu gözlerim :)

" - Başak kes sesini lütfen !! "

diyince , o da benim gibi gözlerini devirdi ve beni makyaj masama oturttu. Ve o arada da saç maşasını prize taktı. O isinana kadar da Başak benim makyajimi yaptı. Basagin makyaj konusundaki yeteneği dillere destandı doğrusu. Bu konuda Başağa guvendigim için kendimi şimdilik ona teslim ettim. Makyajim bittiğinde, Başak saçımı yapmaya başladı. Saclarim Basagin ki gibi uzundu, bu yüzden saç asaması biraz uzun sürdü. Başak BİTTİİ diyerek beni oturduğum sandalyede [oturduğum sandalye dönen sandalye olduğu için :)] döndürdü. Ben ayağa kalkana kadar da Başak bana topuklu ayakkabılarımı getirdi. Anca kalktim sandalyeden caneler , napiyim otuz metre kuyruğu var elbisenin shshsh. Elbisem fazla uzundu. Umarım baloda düşmem diye her saniye dua ediyorum. Basagin beni hazırlaması yarım saatini almıştı. Hızlı kız Başak a.ş shshsh. Herneyse artık herşey hazırdı. Aynaya bakmaya sabırsızlanıyorum doğrusu. Vee sonunda topuklu ayakkabılarımı giyip, aynanın karşısına geçtim. Ve OH MY GOT ! YOK ARTIK ! Cidden aynadaki karsiligim bumuydu ? Ben şuan böyle mi gözüküyordum ? İnanmıyorum çok güzel olmuşum. Her zaman ki gibi yine iyi iş başardı Başak. Ah ! Unuttum hemen size elbisemi anlatayım canlarım şöyle ki ;

Elbisem yerlere kadar uzanan, arka kuyruk kısmı daha uzun, gümüş rengi bir elbiseydi. Arkasında derin bir sırt dekoltesi vardı. Elbise gümüş rengi olmasına rağmen bir de simli gibiydi. Işıltı katıyordu âdeta. Kumral ve sarı karışımı saçlarımı da maşa yapıp, dağınık topuz yapmıştı Başak. Makyajim ise ; sade bir ruj, ten rengine yakındı. Açık kahverengi renkte olan gözlerimi de orta çıkarmak için koyu siyah dumanlı bir makyaj yapmıştı. 1.72 boylarında olan ben Basagin da elbiseme ayarladığı platform siyah 12 cm topuklu ayakkabılarla da Başak la aynı boy olmuştuk resmen. Son olarak da elime küçük el çantamı alıp, Basak ile bizim ikiz dingillerin yanına aşağı indik. Çünkü çok az bir zaman kalmıştı. Aşağı indigimizde bizimkiler televizyonda pes oynuyorlardı. Hatta o kadar çok dalmislar ki oyuna , çok komik konuşmaları bile vardı. Konuşmanın başını Hilmi çekiyordu. Yani konuşmayı ... ehe ehe ... yani konuşmayı başlatan kişi o .... yanlış anlamayin yani ... masum gülüş :)

" - Oğlum son gol benim, hiç şansın yok ! "

" - Hadi ordan lan, sen öyle san ! "

" - Ve son gol geliyoor, geliyoooor vee gooooooll ! Ve kazanan Hilmi başkan , evvet bebeğim, ben kazandım, alkışa gerek yok, sagolun sagolun , teşekkürler ! "

" - Ulan Hilmi mal mısın he ? Lan zaten ortalıkta seni alkislayan yok bu bir , ikincisi de şike yaptın oğlum saymam ben bunu ! "

" - Yoo, vallaha yapmadım, demek ki neymiş herşey öyle kaslarla, baklavalarla olmuyormuş demi ? Kazandım oğlum iddayı, arabayı partiye ben götürcem ! "

" - Off, iyi al lan, al da sus . Ama partide gözüme görünme ! "

gibisinden konuşuyorlardı. Başak ile ben de bir ara göz göze geldik ve onların bu haline kahkahalar eşliğinde gülmeye başladık. O sırada bizim ikiz dingiller bizi farkettiler. Hilmi beni görünce hemen yanıma geldi ve sağ elimi öpüp, beni etrafımda bir tur döndürdü. Ve bir iki adım geri çekildi, ellerini de iki yanına açarak konuşmaya başladı ;

UĞURLU  SAYIM  ( 7 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin