15.Bölüm

46 1 0
                                    

Hayat bazen karışık geliyordu buraktan sonra beşirle evlenmem bir travma olmuştu benim için fakat kızlarım için katlanmalıydım zaten sadece ona baba diyeceklerdi ama beki burak ölmemiştir diye düşünmeden edemiyordum fakat adamlar bana öldürdük demişlerdi belkide beni korkutmak için demişlerdi bilemiyordum hayatı anlayamıyordum hayat bana birçok imtihanlar getirmişti maceralarım devam ediyordu beşir artık bizim evde kalıyordu beşiri çok sevmiştim buraka aşık olmasam onunla gerçekten evlenırdım diye düşünüyordum birgün ışığa uyandım ışık benim odama vuruyordu ben artık melek hanımla kalmıyordum melek hanım hastalıgına dayanamayıp kalbine yenik düşmüştü onun ölümünden sonrada beşirle evlenmiştim beşire kızlarım baba diyordu oda o kadar çok seviyorduki kızlarımı tıpkı babası gibiydi parka çıktığımızda gören insanlar babası zannedıyorlardı oda kızlara o kadar bağlanmıştıki bazen utangaçla gözlerime bakıyordu çok temiz biriydi ışığa kalktığımda onun namaz kıldığını gördüm benimde içimden namaz kılasım geldi sabah namazı dört rekatmış bunu beşirden öğrenmiştim beşir kılabilirsin burada örtü var tülin hanım dedi ben kabul ettim ve 4 rekat olan sabah namazını kıldım namazda biraz sıkılmıştım başta fakat sonrasında rahatladığımı anladım beşirin memleketinden sürekli yemekler geliyordu evim donanmıştı adeta annesi memleketlerinden bütün yemeklerini gönderiyordu beşirin beşir iyi bir çocuktu buraktan sonra hayatıma giren ikinci adamdı tatyanayıda çağırdım onsuz boğazımdan geçmiyordu tatyana hayatımda hiç bu kadar güzel yemek yememiştim dedi bana aksal türkçesiyle bizim rusyada böyle yemekler yapılmıyor demişti bende her ülkenin kendine göre güzellikleri vardır kardeşim dedim tayanaya beraber birlikte kampa çıkaacaktık yanıma çoçuklarımıda alacaktım beşiride tabiki tatyanayıda kampta paraşüt turu yapmak istiyordum ve tekne gezileri ardından birkaç eğlenceden sonra aksam olduğunu fark ettim ve giysilerimi ve sırt çantamı hazırladım ben bir kadındım fakat yinede gençliğim hiç gitmemişti içimden daima gülüyordum şu sıralar fakat burağı hatırlayınca ağlıyordum ama kendimi yenilemeliydim buraksızda olabılıyordu hayat sonrasında psıkologuma söz vermiştim burağın bana kalan mirasa bir huzur evi inşaat ettirmiştim isminide onun adını ve soyadını koydum ve tüm sevaplarını ona bağışlamıştım ardından kamp için hazırdık uzun bir tur olacaktı farklı bir üleye gidiyorduk uzakdoğudan çine.

 Ağlayan Gül ( Umut Özel ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin