*Öykü'nün saçı*
***********
-Biliyorsun İsabel.
-Neyi biliyorum Jhon??
-Gözlerimi senden alamadığımı...
***********
"Öp artık kızı John ! 653 bölümdür aynı replik ! Sen kendini arka sokaklar mı sanıyosun !" Terlik Pijama Televizyon felsefemi rutin hâle getirmiş cipsimle adeta flörtleşiyordum .Derken bir musibet gelip kumandayla televizyonu değiştirip maç açana kadar .
" Yha sen ne yaptığını sanıyosun yhaa!! ( O anda Korayla karışık Kerimcan havam vardı ) "
"Uff vıcık vıcık aşk neyini izliyosun kızım? Sen asıl maçları görüceksin . Tamam aşk yok ama heyecan var heyecan .."
(Tanıştırayım abim Deniz . En büyük hobisi hayatıma musallat olmaktır .)
Abimin de ısrarıyla maç izlemeye alışmış " Öldür onuğğ!!" bile diyordum . Maç son hızıyla devam ediyordu . Abimle ayaklanmış atılacak gole hazırlanıyorduk . Ve son bir atak!Derken Yağmur telefonuyla sevgilisi ile konuşurken kumandayı aldı ve talevizyonu kapattı . Biz ona kıyamet alemeti bakışları atarken o ise koltuğa dayanmış randevu ayarlamaya çalışıyordu . Sülalesinin rahat-ı şerefi pek hoşnuttu meaşallah . Ama biz onun zat-ı muhterem sevgilisinden ayrılıp bir şey demesini beklerken o bize sadece sus işareti yaptı .
(Tanıştırayım bu da kuzenim Yağmur . Tam bir telefon psikopatı. Hayır birgün TürkTelekomun varisiyle evlenecek diye çok korkuyorum .
-Sevgili kocam 4,5 G'ne kurban olam .
-Trafoların hızlı genci derler bana . Buralar varya eskiden hep Aveaydı.. .
**
Evet hayal gücüm bayağı geniş . )Televizyon izlediğimiz yer bizim özel ve gizli yerimizdir ( zemin kattaki kiler -_- ) . Ahh anılarrr , Deniz'i ilk burda rehin almıştım . Küçükken çok eğlenirdik . Değişen tek şey bedenimiz diyebilirim .
**
Aramızda esen jaguar rüzgârlarını kesen annemin bize seslenişiydi . Mersivenlerden çıkıp mutfağa ilerledik . Yağmurun önce sen kapat saçmalığına dayanamayarak "Kes Lan Kes Artık Telefonunu da Sevgilini de *********bla bla**bla*****!!!!!" , dedim - Demek istedim ama oturmayı yiğeledim . Babam elinde gazetesi salına salına geliyordu ;
-Eee çocuklar maçı izlediniz dimi ? Maç bi harikaydı ! Son anda hele o gol hayatım-da gö\( Bide ballandıra ballandıra anlatıyo . Denizle sinirle yutkunuyorduk. ) ...
Ben:
-Hıhı izledik babacım . Muhteşem bir maçtı .Annem mutfakta döktürüyordu (yere ) . Yemekle pek arası oladığı için hep dışardan hazır yemek söyler . Abim ve Yağmur formlarını korudukları için hepsini ben yiyorum . Annem "Aha bu da yandıı" derken kapı çaldı ve kapıyı açtım ;
-Merhaba hanfendi , ben kahvaltistandan geliyorum . Ürünlerimiz son derece doyurucu , sağlıklı ve diyetlere uyumludur . (Arada kafam kenara kaydı)
-Ama biz sipariş verm-
Babam:
-Ne olacak canıım , hazır gelmişken alalım . Annenizin yemekleri kadaar güzel olmasa da (!) yicez artık.
Annem:
-Bu kimin başının altından çıktı?!
Ben o kadar yemek hazırlıyim sizin yaptığınıza bakın.
Deniz:
-Babam haklı anne , hem uğraşıcağına değmez .
Annem :
-Haklısınız aslında , hem zaten ben de yoruldum .Hemen siparişi aldım , babam da parasını verdi . Afiyetle yedik . Gerçekten işlerini biliyorlardı . Tanıtım sloganı dışında her şey güzeldi . Ahh olamaz babam yine 'Eğlenceli Haber' gazetesinin espri ekini eline almış .
Yağmur :
-( Bir şey demiyor . İnstagrama yediği yemeğin resmini atıyor . )
Babam :
-Hazır midemiz neşelenmişken biraz da biz neşelenelim dimi? (Ahh başlıyorr)
'Bir japon ikiye bölünürse ne olur?'
'Jap5' Ahaahahahahaha!!Biz :
- ..........-_- ........Babam:
- Bir tane daha var . Deniz , bana 'Sen nasıl bir kulsun' desene.Deniz:
- San nasl bi kulsn -_- ?Babam :
-Endoplazmikreti-kulum AHAHAHA!!Biz:
-💀🔫**
Babam eki ile birlikte gülerken karnını okşuyordu . Arkasını döndü ve bahçeye kahkahalarla çıktı .
Deniz:
-Anne bence bu adam senin yemeklerinden dolayı böyle oldu . ;)
Annem:
-Sus! Sıpa seni .**
Yağmur'un ailesi çok zengin . Yani amcamgil. Yağmur'u telefondan uzaklaşması için lüx bir kamp yollamak istiyor . Okulun en zengin çocukları o kampa gider . Biz moronlar arasında bir efsanedir . Hatta rivayete göre müdürümüz bay Fuat'ın da küçüklüğünden beri bu kampa gitmek için para biriktirdiği ama hâlâ gidemediği konuşulur . Orası bizim grupla kurduğumuz en büyük hâyâl . Ama tek sorunu teknoloji yasak .
**
Yağmur beni odaya çekti ve kapıyı kilitledi. "Aaaaaaaaaa!!!!"
Yağmur:
- Şişşşt! Sus biri duymasın .
Ben :
-Nasıl yani şimdi senin yerine o kampa benim gitmemi mi istiyosun ? Ama bir dakika bu imkânsız .
Yağmur :
- Hadi lütfeeeen .Ben telefon olmadan ve en önemlisi Koray olmadan yaşıyamam 1 ay.Hem bu kamp senin en büyük hayalin . Bak zaten Yengemle amcamda yazlığa yerleşicek 1 haftaya .
Ben;
-Kızım saçmalama benim sen olmadığımı herkes biliyor beni içeri almazlar .
Yağmur:
-Onu düşündüm. Hatırladın mı eskiden bize hep siz ikiz misiniz derlerdi .
Ben:
-Eee?
Yağmur:
-Hah işte ! Seni ben yapıcaz .
Ben:
-Yav he he.
Yağmur:
-Ben Korayla yurt dışında gezerken sende hâyâlini gerçekleştiriceksin.
Para her şeyi hâlleder. Tek yapmam gereken babamın bana kredi kartımı vermesi için yalvarmam .
Anlaştık mı ?
Ben :
-Güvenemiyorum da ... Tamam anlaştık !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
May Platonik
Teen FictionAklınızdan bir modellik çekimi geçirin . Burada hayat , çekim anlamında . Hepiniz kendinize bir poz bulursunuz . Ama Öykü öyle değil ! Gelişine yaşayan bir kız . Ve onun yeri kamerayla poz verenleri izlemek . Öykü aşkı da uzaktan izliyor. Hadi gelin...