Havaalanına geldiğimizde arabadan inerken sinirli göz bileğimi yakaladı. Sinirli göze ne var bakışları atarken bana " Verdiğin sözü unutmadım. İstediğim şeyi yapacaktın." dedi. Ona sen çok beklersin bakışları atıp hızla kolumu kurtarıp kapıyı suratına kapattım. Arabaların önünden geçip hızla danışmadan biletimi aldım. Canım babam sabah haber verince almış. Biletimle birlikte kontrol noktasından geçip uçaktaki yerimi aldım. Çantamdan kulaklıklarımı çıkarıp en sevdiğim şarkı olan Cem Adrian' ın Mutlu Yıllar şarkısını açtım. Pencere kenarında oturduğum için şanslıydım. Ortalarda oturmak bana ölüm gibi geliyor. Pencereden bakarken yanımda bir hareketlenme oldu. Hemen ardından kulaklığımın teki çıkarıldı. Sinirle yan tarafıma baktım. Bakmaz olaydım. Sinirli göz tam yanımda bana sırıtarak bakıyor. Hemen kendime gelip " Senin ne işin var burda" diye resmen çığırdım. Sinirli gözün sırıtması bir anda soldu. Bana sinirle "Ne çığırıyosun kızım yanımda." dedi. Ben onu duymamazlıktan gelerek " Sırf sözümü tutturmak için beni takip mi ettin." bana gülerek " Deli misin kızım sen. İşim gücüm yok seni mi takip edicem." ona " Deli olmadığım kesin ama senin için öyle diyemeyeceğim. Şimdi eğer yanımda oturuyorsan uslu durup beni rahatsız etmiceksin hele bi rahatsız et seni yolarım. Denemişliğim var." dedim. Bana gülerek yav he he bakışları attı. Önüme dönüp kulaklıklarımı taktım ve güzel şarkılarımın keyfini çıkararak güzel bir uykuya kucak açtım. Bu da ne ben uçakta değil miydim? Bu ne karanlık önümü göremiyorum. Işık nerde. Hayır uçak düştü de öldük mü? Aman allahım inşallah öyle birşey olmaz. Canım babama kavuşamadan ölmek istemiyorum. Hem ben daha çok gencim. Işık mı geliyo ne şurdan. Hızla oraya gittim. Birden kapı kapanma sesi geldi. Allahım neydi benim günahım niye böyle şeyler yaşatıyosun bana arkama döndüğümde elinde silah bi adam bana doğru yaklaşıyordu. Silahın tetiğine basarak namluyu bana doğrulttu. Ben gözlerimi kapamış olacakları beklerken silah sesi geldi. Hemen gözlerimi açtım. Karşımda bana elini uzatmış olan sinirli gözü gördüm. Birden heryer sallanmaya başladı.
Deprem mi oluyordu. Gözlerimi hızla açtığımda karşımda sinirli gözü gördüm. Ona minnettar bakışları attım. Bana anlamayan gözlerle bakınca bunun bir rüya olduğu kafama dank etti. Ama rüyada olsa beni kurtarmıştı. Bu benim ona iyi davranacağım anlamına gelmiyordu bu yüzden " ne var?" dedim. O da bana " uçak indi tatlım o ne uyku bir an kış uykusuna yattın sandım" diyerek çıkışa doğru yürüdü. Bende hemen arkasından çantamı alarak çıktım. Dışarı çıktığımda babamı gördüm. Beş yıl önceye kadar ne kadar da mutluyduk hepsi annem yüzünden. Lise âşkıyla evlencekmiş. Hayır buna 5 yıl izin vermedim ama bu yıl ne yaparsa yapsın umrumda değil. Koşarak babama doğru ilerlemeye başladım. Kucağına atladım. Şuan kim ne derse desin umrumda değildi. Babamın o güzel vanilya kokusunu içime çektim. Babamda saçlarımı karıştırıp minik bir buse kondurdu. Bana bakarak hoşgeldin miniğim" dedi. Bende ona bakarak " Canım babam çok özlemişim seni" bana bir kez daha sarılarak " Özleseydin gelirdin yanıma cadı kız" babama dudak büzüp "Yaaaa baba bana kalsa hemen gelirdim ama annemi biliyorsun" babam bana sıcacık gülümsemelerinden birini yollayıp " Ayakta mı durcaz böyle hadi gidelim." başımı olumlu anlamda sallayıp arabaya bindim. İstanbul' a en son 5 yaşımda gelmiştim. Çok değişmişti. Acaba burda beni ne bekliyordu. Annem kesin polislere haber vermiştir.Ama o evlenecek olduğu adam buna engel olmuştur . Ben bunları düşünürken çok güzel bir villanın önüne gelmiştik. Hiç şaşırmamıştım çünkü babamın bir holdingi olduğunu biliyordum. Arabadan inip yeni evimize giriş yaptım. Kapıyı bize yaşlı bir teyze açmıştı. Heyecanla bana bakıp " Hoşgeldin kızım bizde seni bekliyorduk." dedi . Babama baktığımda bana bakıp eliyle teyzeyi göstererek "Bu çalışanımız Arzu Hanım kızım. Evdeki bütün çalışanlar senin geleceğini biliyordu. Odan hazır Arzu Hanım sana odanı göstersin. Benim halletmem gereken bazı işlerim var. Yemektede misafirimiz var seni görmeyi çok istiyorlar." babama "Tamam babacım akşam görüşürüz o zaman." diyip yanaklarını öptüm. Arzu hanımın peşine takılarak odama çıktım. 3. Katta bahçe manzaralıydı.Arzu hanıma teşekkür edip onu yolladım. Odamı keşfe çıktım. Çok güzeldi ve eski odamdan kat ve kat büyüktü. Oda beyaz renkliydi ve beyaz eşyalarla tasarlanmıştı. İki kapı gözüme ilişti. İlkine girdiğimde büyük bir banyoyla karşılaştım. İkinci kapıda güzel bir giyinme odasına çıkıyordu. Giyinme odasında mavi renkli büyük bir puf vardı. Odaya çok hoş bir hava katmıştı. Odanın kapısı tıklatılınca giyinme odasından çıkıp gir diye seslendim. Arzu tontoş içeri girip " Almira kızım ben şimdilik sana kıyafet veriyim banyo yaparsın yol yorgunusun baban yarın alışverişe çıkacağını söyledi." tontoşa baktım ve ". Tamam tontoşum teşekkür ederim." diyerek onu odadan yolladım. İyi kadındı çok kanım kaynadı. Tontoşun getirdiği kıyafetleri alıp banyoya gittim. Jakuziyi doldurup üstümdekileri çıkardım. Jakuziye girdim. Yarım saat kadar jakuzide durdum. Sonra tontoşun getirdiği kıyafetleri üstüme geçirdim. Makyaj masasından saç kurutma makinesini alıp saçımı kuruttum. Tepeden at kuyruğu yapıp aşşağıya indim. Kapı çalınca tontoşa " Ben bakarım" diye bağırdım. Kapıya gidip açtığımda karşımda bana gülümseyen yüzler gördüm ama hiçbirini tanımıyordum. Arkamdan biri bana dokununca irkildim. Arkama döndüğümde babamı görünce rahatladım. Babam ne zaman eve gelmişti acaba. Ama şimdi karşımdaki aileyle tanışmam lazımdı. Babamla birlikte onlarla içeri oturma odasına girdik. Oturma odasına hayran kaldım. Babamla zevklerimiz aynıydı. Evimi gezmeyi aklımın bir köşesine not ettim. Misafirlerimiz 3 kişiydi. Kadın olanı sarı saçlı mavi gözlü tatlı bir kadındı. Kocası da pek yaşlı göstermiyordu. Oğulları da sanırım benimle yaşıttı. Babam beni onlara tanıttı. Bana dönüp " Kızım bu aile benim çok yakın dostum senden bahsetmiştim. Bu arada Rüzgarla aynı okuldasın. Sana yardımcı olacak" dedi. Babam Rüzgara kaş göz işareti yaptı. Rüzgar yanıma gelip " Biraz dışarı çıkalım mı? Bunaldım hava alalım" başımı olumlu anlamda salladım. Rüzgarla birlikte evimizin bahçesine çıktık. Etrafa bakınca bir sürü bizim eve benzeyen evler olduğunu fark ettim. Bahçeye konulan verandaya gidip oturduk. Rüzgar cebinden sigara paketini çıkarıp içinden bir dal aldı. Çakmağını sigaraya yaklaştırıp sigarasını yaktı ve içine o pis dumanı çekti. O sırada gözüm yan bahçeye kaydı. Bahçeye büyük bir jip girdi. Jipin ön kapısı açıldı. İnen kişiye baktığımda küçük bir şok geçirdim. Yine mi sen?