4.Bölüm yaşasın talihsizlikler

126 5 0
                                    

Pazar günü beni evimden aldılar.
" günaydın" diyerek bindim arabaya arkaya oturdum rüzgarla yanyana gelemezdim.
" Günaydın öğretmenim"
" Tuğçeciğim Okul dışındayız bana Aslı abla demen yeterli"
" Tamam öğretmenim yani Aslı abla"
" günaydın" dedi rüzgarda
At çiftliğine 2 saatte vardık Tuğçe Burada hep Ata binermiş o yüzden atına gitti biz rüzgarla yalnız kalmıştık.
" Tuğçe'yi  kullanıyor musun? " dedim
" Neden bana sinirli olduğunu anlamaya çalışıyorum Aslı"
" Neden mi?"
" Evet neden?"
" sen o kıza benim dediğin gün benim ruhumu toprağa gömdüler." Evet hatırlıyorum o günlerde  az Sezen Aksu dinlememiştim Ama neden şimdi söylemiştin bunu Ne yapıyordum ben?
" Ben senin beni sevdiğini bilmiyordum kardeştik...."
" sadece kardeş az kalır her şeyi biliyordum Rüzgar her şeyini herkesten önce o kızdan... "  çıkıp bağırmak tokat atmak istiyordum ama olmazdı Çantamı aldım ve koşturarak uzaklaştım yağmur yağmaya başlamıştı orman gibi olan bir  yerdi burası  nereye gittiğimi bilmiyordum telefonum çalmıştı Bu yüzden telefonumu çıkarırken ağaç Dalına takıldım ve yuvarlandım ayağım çok acıyordu o sırada  Rüzgarı görür gibi oldum acıdan bayılmıştım kucağında taşıdığını hissetmiştim ama ses veremeyecek kadar kötü durumdaydım gözümü açtığımda yataktaydım başımda rüzgar ve Tuğçe Bir de ayağıma bakan bir doktor doktor gittikten sonra Tuğçe aşağıya yemek yemeğe gitmişti rüzgarda başımdaydı. Üzgündüm  onunla konuşmak istemiyordum o yüzden kafamı çevirdim
" Aslı yapma böyle"
" bir şey yaptığım yok"dedim
" Aslı konuşalım mı"
" Hayır"
" dinlemek zorundasın beni baş belası" Şimdi de Baş belası olduk Ne yani Eski Türk filmlerine geri mi döneceğiz ciddiyim o kadar eskimiştir herhalde.
" Şimdi de baş belasımı oldum?"
" Hayır Baş belası beni bırakma demektir"
" ama umrumda değilsin piskopat" eskiden de derdim bunu hep birilerini döverdi onu sinirli oldu mu Kimse tutamazdı ya  sinirden ağlardı ya da vururdu öldüresiye
" hatırlıyorsun" dedi gülümseyerek
" seni unutmak kolay olmadı"
" Sude'yi Senden sonra hiç görmedim Aslı"
" Beni en son asker okulluna gitmeden önce gördün"
" Evet"
" aslında biz  kardeştik Rüzgar Sude ile de yakışıyordun" dedim ama demek istediklerim Bunlar değildi.
" yapma Aslı saçmalıyorsun"
" Hayır saçmalamıyorum ciddiyim" Evet saçmalıyorum.
" Belki de beni önemseyen tek kişi sendin Aslı"
Ne yani bunu şimdi mi anlıyor oh oh ne ala keşke bunu  ayrılmadan önce söyleseydi ve anlasaydı iş işten geçti bize de keşke demek kalıyor.
" o da seni sevip kıskanıyor Rüzgar"
" Hayır Yalanmış Ben geri döndükten sonra ya da oradayken beni hiç arayıp sormadı Herşey Yalanmış artı bir de taşınmışlar"
" olsun başkaları bakar sana bu arada ayağıma ne olmuş" sinirim az yatışmıştı.
" incinmiş "dedi
"Hmm "
" Rüzgar asker okulundan sonra ne oldu?"
" subay oldum"
" niye Şu an görevde değilsin o zaman?"
" izindeyim Tuğçe için"
" Sude'yi ve tüm dünyayı kurtarıyor musun"
" Sude hariç diğerini yapmaya çalışıyorum Çok soru soruyorsun kız"
" hala bana kız diyorsun" yine Sude'ye bağlasam da hala aynıydı hiç değişmemiş.
" Aslı seni biri aradı" konuyu değiştirmişti. Bir anda durdum Ya arayan  boraysa
ya Rüzgar onu öğrenmişse
" Telefonu açtın mı?"
" Hayır"
" Telefonum nerede?" sehpanın üstünü gösterdi.
" Dışarıya çıkarsan görüşme yapacağım malum ayağım"deyip ayağımı gösterdim.
"Tamam"dedi ve dışarıya çıktı .
Arayan Boraydı geri Aradım onu.
" Boracığım"
" Aslı neredesin?"
" şey eeee aslında okulca geziye çıktık Ben de düştüm Ayağımı incittim"
" Aslı neresi orası hemen geliyorum" beni bu kadar çok seven birine Yalan söylemek ihanet gibi geliyor.
" Hayır sen işine bak Ben iyiyim"
" Aslı Normalde gelmemi istersin bugün niye istemiyorsun?"
" Çünkü gerek yok Bora gerekeni yaptılar" ikna ettikten sonra kapattım telefonu ertesi gün geri döndük ve bir ay alçıyla gezdikten sonra iyileştin okula geri döndüm.

Hep Hayatımı Mahvettin (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin