FOTOĞRAFÇI

TANITIMSI

2 GÜN ÖNCE:

Okul çıkış zili çaldığında hızla çantamı toparladım, bugün teyzemler geliyordu (!). Okuldan çıkıp otobüs durağına gidip, otobüsü beklemeye başladım. Normalde sevgilim Barış beni eve bırakıyordu ama işi olduğunu söyleyip gitmişti. Otobüs geldiğinde binip, boş bir yere kendimi attım.

Oturduğum koltukta bir baskı hissedince, kafamı kaldırdım. Bir teyze 'Senden iğreniyorum' bakışıyla suratımı süzüyordu. Sanırım benim burda ona yer vermem lazımdı değilmi? Ama hayır, ben o otobüste yaşlılara yer verip ayakta sarsıla sarsıla gitmeye razı olanlardan değildim, size değişik gelebilir, kınayabilirsiniz ama ben yaşlılara yer vermem, çünkü her insanın aynı statüde olduğunu düşünüyorum. Belki yaşlı kadın iki adım yürüyüp otobüse geldi ve işten yeni çıkmış kafası yorgun, otobüse yetişebilmek için deli gibi koşmuş bi adam var, hem vücudu yorgun hem kafası. Şimdi soruyorum size iki insandan hangisi 5 dakika ayakta durmaya dayanabilir?

Kötü bakışlar eşliğinde otobüsten indim. Eve hiç girmek istemiyodum, teyzem kim bilir bu sefer nasıl moralimi sıfırlara indiricekti. Kadına ne yaparsam yapıyım kendimi sevdiremedim, neden nefret ettiğinide bilmiyorum, acaba küçükken üstünemi işedim?

Eve girdiğimde babam salonda televizyon izliyodu, salona girip "Baba teyzemle annem nerde?" diye sordum. Babam "Misafir odasındalar kızım." Dedi ona hayali öpücük yollayıp merdivenlerden çıkmaya başladım. Teyzeme bi selam verip odama girecektim. Misafir odasına yaklaştığımda bağırışmalar duydum, böyle kapı dinleme gibi şeylere çok meraklıydım. "Ben o ne olduğu belirsiz kız için olmadığım gibi birimi olcam? Gitsin bulsun anasını babasını! Çok bile durdu burada!" diye bağırdı teyzem. Ne diyo la bu karı? "Biricik! Bağırma Kayra duycak şimdi, napalım ha napalım? Getirmişiz kızı 18'ine kapının önüne mi koyalım?" dedi annem kısık sesle, bi yandanda teyzemin kolunu tutuyodu. Teyzem bu sefer "Sen kendinde diyosun 18'ine getirdik diye! Bu bile yeter o ne olduğu belirsize, şimdi kapının önüne koymassanız ne zaman koyucaksınız?" dedi. Daha fazla dayanamadım, herhalde benden bahsettiklerini anlamak için aptal olmak gerekirdi. İçeri birden dalarak "Şaka mı bu ya!" diye ağzımın çıktığı kadar bağırdım. Babam koşarak odaya daldı. Normalde olsa 'Kimin babası be!' diyip sırtını sıvazlardım, ama şimdi normalde değiliz, anormaldeyiz...

***********************************************

Evden koşarak sahile geldim. İskelenin ucuna oturup, ağlamaya başladım. Teyzem bu sefer moralimi sıfıra indirmekle kalmayıp eksilere düşürmüştü. Neyseki Barış'ım vardı o beni motive ederdi. Birazda olsun güldürürdü beni...

Telefonumu çıkarıp Barışı aradım;

-Alo Barış sana çok ihtiyacım var. Dedim hıçkırarak

-Ağlıyomusun sen? Dedi şaşkınca.

-Üveymişim ben Barış ne olur gel. Dedim

-Ah be hayatım şuanda çok yoğunum şey- lafını devam ettirmesine izin vermeden suratına kapatım telefonu.

Benden daha önemli ne işi olabilirdiki?

*******************************************

Sahilde saatlerce ağladıktan sonra, ilerdeki pansiyona adımlamaya başladım. Tam pansiyonun kapısından içeri girecekken telefonuma mesaj geldi. Bana operatörler haricinde mesaj gelmezdi, doğal olarak heyecanlanıp mesajı açtım:

'ÇOK SEVGİLİ SEVGİLİN BARIŞ'IN GERÇEK YÜZÜNÜ ÖĞRENMEK İSTERMİSİN?' yazıyodu. Mesajı takmayıp pansiyona girdim. Oda kiraladıktan sonra, yatağıma oturup olanları düşündüm. Teyzemin neden beni takmadığını, sevmediğini öğrenmeye çalışırken taşa toslamıştım. Teyzeme selam verip odama girecekken, sonum pansiyon olmuştu. Buda hayatın bana 'siktir git intihar et' deme şekliydi sanırım.

********************************************

2 GÜN SONRA:

Kendimi birazcık daha toparladığımda, pansiyondan okula yürümeye başladım. 1 gün içerisinde Barış ne aradı nede mesaj attı. O gizli numaradan gelen mesajıda azda olsa merak etmiştim.

*************************************************

Okulun kapısından girerken Neşe kolumdan tutup bir yere sürüklemeye başladı, bu kız utangaç değilmiydi ya? Kolumu bıraktığında bana dönüp "Sana bunu yapamadım sen iyi bi kızsın, gözlerini aç." Dedi ve okulun temizlik malzemelerinin konulduğu yere doğru ittirdi, tek kaşımı kaldırıp ona döndüğümde kafasını 'gir' manasında salladı ve yürüyerek okula girdi. Bende temizlik odasına hızla daldım.

*************************************************

Hangi insan , bir hafta da hem aldatıldığını hem de evlatlık olduğunu öğrenir ki ?

TABİ Kİ BEN

Kış ayı olduğu için sahilde olan ve ağlayan tek enayi bendim. 2 gün önce evlatlık olduğumu Kayra AKIN'ın sadece Kayra olduğunu öğrendiğinde buraya gelip zırlayanda bendim. Hayatımda tek kişi kalan sevgilim Barış'ın götünde dolanırken hiçbirşeyin farkına varmayan, sonrasında aldatıldığını öğrenende bendim, ve şuanda yine sahilde zırlayan benim...

KAYRA AKIN: 

TOPRAK SAYGIN: