-1-

42 5 0
                                    


Kayra'dan :

"Aldatılmak." Denize bir taş. " Aldatmak." Ve denize bir taş daha. "Aldattı." Ve denize bir taş daha. "Aldatmış." Ve bir daha "Aldatıyor." Daha şiddetli. "Aldatır." En dibe.

Taşları küfürler eşliğinde denize yollarken, ne yapacağımı bilemez şekilde ağlıyordum. Her bu ağlama son, bu ağlama son dediğimde daha çok ağlıyordum. Bu şey gibiydi... Hani dersleriniz kötü gelir sizde seneye düzelticem dersinizde, düzeltemez hatta dahada batırırsınız ya.

İşte bu örnek yaşadıklarımın özeti.

Gerçekten aptalmışım, ben orda hayatımın kazığını yerken o orda kızlarla fingirdeşiyomuş, ben onun omzunda ağlayıp içimi dökmeyi düşünüp birazda olsun rahatlarken, o orda kızlarla fingirdeşiyomuş, ben burda sahilde ağlayıp bana ceket yada mendil uzatmasını beklerken, o orda kızlarla fingirdeşiyomuş. O ORDA KIZLARLA FİNGİRDEŞİYOMUŞ.

Şuan yine sahilde ağlarken (!) onun için değilde onunla mutlu olduğum, 2 yılımı verdiğime ağlıyodum ki, arkamdan bir fotoğraf makinası sesi duydum ve refleks olarak hemen o yöne başımı çevirdim.

Toprak'dan ;

Kışın sahilde yürümeyi seviyorum. Hem fazla kişi de olmuyor, dalga sesleri falanda huzur veriyor. Hem sahilde çekebileceğim çok güzel kareler oluyor, aynen şu anda iskelenin ucuna oturmuş ağlayan aynı zamanda küfür eden kız gibi...

Kızı öyle görünce elim istemsizce fotoğraf kamerasına gitmişti. Ne yapayım yani? Arkaplan deniz, kız güzel ve ağlıyor. Hemen kamerayı açıp, birkaç poz çektim.

Fotoğraflara bakarken, kız hışımla arkasına döndü. Saçları dağılmış, ağlamaktan gözleri şişmiş ve kızarmıştı. Belki lazım olur diye yüzünün fotoğrafınıda çektim, tam o sırada kız hışımla ayağa kalkmış ve bana ilerlemeye başlamıştı.

Ona göz kırpıp, koşmaya başladım. Kız da arkamdan "Gerizekalı! Hele o fotoğrafı etrafta göreyim. Yediririm valla!" diye bağırmıştı.

Bir süre koştuktan sonra, neden koşuyorum ki ben ya diyip durdum ve otobüs durağına ilerlemeye başladım. Öğrenciyiz sonuçta.

Annemler beni ne kadar belediyeye memur olarak sokmak isteselerde, ben hep bir fotoğrafçı olayım, fotoğraf galerilerim olsun istemişimdir. Bu yüzden fotoğrafçılık bölümünü okumaya başladım, şimdide üniversite sonuncu sınıftım. Ama bende tık yok. Ne bir adımı duyurabildim, nede herhangi bi adımda bulundum. Fotoğrafçılık bölümünü bitirdikten sonrada bi şekilde hallederim diye düşünüp, işimi laylayloma almıştım. Şimdide katılmayı çok istediğim fotoğraf yarışmalarından birine katıldım. Ama harıl harıl yarışmaya yollayacak fotoğraf arıyordum.

Normal bir insan ne yapar? Bütün işlerini hallettikten sonra yarışmaya katılır. Ama ben ne yaptım?

Sevgilimin 'Ama sen benle ilgilenmiyosunkii' tripleri.

Annemlerin 'Ne güzel memur olacaktın. Tutturdun bi fotoğrafçılık bokunu yemeye.' Dırdırları.

Arkadaşlarımdan bazılarının düğün telaşları, arasında elimde bi fotoğraf bile olmadan, yarışmaya katıldım.

Neyse ki şu anda bir alternatifim vardı.

Otobüs durağında beklerken, küçük bir kızın bana baktığını gördüm ve göz kırptım. Küçük kız cazibeme dayanamamış olacak ki bana doğru ilerledi ve "Meyhaba yakışıklı şey"diyip göz kırptı. Kızın dediği şeye gülüp "Benim sevgilim var fıstık, ama seni arkadaşıma ayarlarım." Dedim. Kız bana sırıtıp, annesi olduğunu düşündüğüm kadının yanına koşup bir şeyler yazdırdı ve tekrar benim yanıma koştu "Bu benim numayam, ayayşın." Diyip, şimdi gelen otobüse binen annesinin elini tutup, otobüse bindi. Kağıdı cebime sıkıştırıp, bende otobüse bindim.

FOTOĞRAFÇIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin