Multimedyada Yağmur'un odası
Zarfı açtığımda istemsizce bir heyecan kaplamıştı içimi.Derin bir nefes alarak okumaya başladım.
'Tam iki gün önce saat 07.27'de doğmuştun kızım.Ne olursa olsun sana dair hiçbirşeyi unutmadım.İyi ki doğdun kızım,iyi ki doğdun bu cümleyi güzel gözlerine bakarak söylemeyi ve sana sıkıca sarılarak hissettirmeyi çok isterdim.Varlığımı bilmemen öyle zor bir durum ki içime saplanan bıçak yarası gibi...Biz aslında hep yarım yaşadık,hep eksik...Ama onurlu yaşadık kızım.Evet sonunda özgürsün o kapıdan çıkarken yeni hayatına başlamış olacaksìn.Ben hep seni izliyor olacağım.Yetimhanedeykende bu hep böyleydi.Her bir saniyesine kadar seni izliyordum.Sakın seni sevmediğimi düşünme...Ne olursa olsun sen benim kızımsın.Sana birde olayları kendi açìmdan anlatmak istiyorum Can'ım
Seni bırakıp gitmemin binlerce sebebi vardı.Eğer seni bırakıp gitmeseydim...Herneyse kızım bunu sana söyleyemem.Belki bir gün yüz yüze gelirsek o zaman söylerim meleğim,şimdi olmaz.Belki hatırlıyorsundur,belkide hatırlamıyorsundur bilmiyorum.Sen yedi yaşındaydın.Baban gözlerinin önünde öldürüldü.Baban öldürüldükten sonra mecburen benimde gitmem lazımdı ama mecburdum.Seni yetimhaneye aldılar o günden sonra bir daha sen beni görmedin.Ama ben hep seni gördüm.On yaşına kadar psikolojik tedavi gördün sana bunları yaşattığım için üzgünüm ama herşey senin içindi.On dört yaşında saçlarına mavi attırdın.Çok yakışmış kızım hemde çok...Yağmur iki gün sonra okullar açılıyor.Sen Özel Aras kolejini kazandın kızım.Umarım iyi insanlarla karşılaşırsın.Elbet birgün görüşmek üzere...Seni Çok Seviyorum.Bunu sakla olur mu?
Kredikartı şifren:0727'
zarfta kredikartı şifren yazıyordu ne kardı ne şifresi diye geçirdim içimden.Zarfın içinde kredikartı vardı.Ne yani bunu kullanacağımı mı düşünüyordu.Beni takip ediyordu da herşeyi biliyordu.Birden gözlerimin dolduğunu hissettim.Gözlerimden akan yaşı elimin tersiyle ittim.Bu mektup kafamı iyice karıştımıştı.Beni bırakıp gitmese ne olucaktı ki?Halen ağladığımı fark ettim.Çantamdan güneş gözlüğümü aldım ve gözlerime taktım.Ağladığım için gözlerim kızarmıştı ve yeşil gözlerimin rengi daha çok açılmıştı.Birileriyle konuşmaya ihtiyacım vardı.Bavulumu alarak sahilden uzaklaştım.Müge'nin bugün antremanı vardı.Arka cebimden telefonumu alarak saate baktım.Saat 12.00'dı.Antremanı bitmişti.İşte buna çok sevinmiştim.Sabah antremanları sekizde başlayıp on ikide biterdi.Tabiki molada vardı.Yoksa dört saat antremanla ölürlerdi.Kafamdaki saçma düşünceleri kovalayıp Müge'yi aradım.
''Alo Müge'' ''Alo efendim kanka bir dakika ya sen ağladın mı?'' "Müge seninle konuşmaya ihtiyacım var" "O zaman hemen Eren'in cafesinde buluşuyoruz,yalnız bir sorun var Yağmur ben daha yeni antremandan çıktım.Eve gidip bir duş alıp geliyorum.Sende Erenle konuşursun ama ben gelmeden hiçbirşey anlatma.Ben Eren'i arar söylerim.Hadi görüşürüz." "Görüşürüz" deyip telefonu kapattım.Telefonla konuşurken otobüs durağını geçtiğimi fark ettim.Mecburen geri döndüm.Kendimi bir an salak gibi hissettim.Durağa gelmemle otobüsün gelmesi bir olmuştu.Elimdeki bavulla otobüse bindim.Bindiğim otobüste insanları izleyerek oturacağım yere ilerledim.Sanki hiç kimsenin bir derdi bir tasası yokmuş gibi...Ne tuhaf...Hayat neden herkese eşit davranmaz ki.Neden birileri mutsuzken bir başkasının yüzü güleçti.Bu hiç adil değildi,diye geçirmiştim içimden.İç sesimi kovarak cam kenarına oturdum.Otobüste pek kalmayacaktım.Üç durak sonra inecektim.İnsanlara bakmamak için telefonumla oynamaya karar verdim.Bu telefon bana biri tarafından gönderilmişti.Doğum günümde gelmişti.Paketin içinde bir not bile yoktu.*****
Cafenin önüne gelmiştim.Tam içeri girecekken Müge'nin arabasını fark ettim.Tabi o da beni fark etti."Pişt güzelim gelsene bir öpücük alayım."dedi.Ben şaşkın bir ifadeyle Müge'ye bakmaya devam ediyordum.Müge arabasını park edip indi arabadan.Bana bakarak kahkaha patlatıp"Şaka şaka" dedi.Kendime gelmiştim."Bavulunu ver de bagaja koyalım" dedi.Bende"İyi olur valla elim koptu."dedim.Bavulu bagaja koyup sarıldık birbirimize."Müge saçın hala ıslak"dedim endişeyle"hasta olucaksın"diye ekledim.Hemen hazır cevaplık yapıp"Hayır Yağmur hava sıcak birşey olmaz.Hızlı gelmeye çalıştım ve başardım."dedi.Bizde içeri girdik.İçeri girdiğimde bir çocukla göz göze geldim ve bana göz kırptı.O an şoka girmiştim.Kafamı ondan çevirip Eren'in olduğu yöne baktım."Eren yine köşesinde"dedim."Aynen"dedi Müge.Eren'in olduğu yöne doğru gittik.Cafe Eren'indi.Müge ve ben aynı yaştaydık ama Eren bizden büyüktü.Masaya geldiğimizde Erenle sarıldık falan sonra oturduk.Eren yememiz için birşeyler söyledi.Eren Müge'nin kuzeniydi.Benimde arkadaşımdı.Tabi Müge tanıştırmıştı.Müge"Evet anlat bakıyım neden ağlıyodun."Müge ve Eren herşeyi.biliyorlardı.Babamın gözümün önünde öldürüldüğünü annemin beni terk ettiğini falan herşeyi tabi ayrıntıları Müge daha çok biliyordu.Onlara olanları anlattım.Eren pek şaşırmamıştı, sanki anlamadım.Müge"Yağmur bir dakika annen senin Aras Kolejini kazandığını nerden biliyor"diye sordu."Bilmiyorum"diye cevap verdim.Eren"Annen senin hayatını biliyor Yağmur bence peşine adam takmış"dedim.Müge"Evet olabilir ya da bilmiyorum"dedi.İyice korkmaya başladım.Etrafıma baktım.Tekrar o çocukla göz göze geldim.Salak mıdı nedir ya? Eren'e"biz kalkalım."dedim.Müge bana soran gözlerle bakıyordu.Masanın altından ayağına bir tekme geçirdim."Ah!"diye inledi."Bencede biz kalkalım"dedi."Akşama görüşürüz"diye ekledi.Çantamı alırken içeri bir kız girdi.O çocuğun yanına doğru ilerledi.Sarılıp oturdular.İçimden yuh bu çocuk sapık mı?Sevgilisi olduğu halde göz kırpıyor diye geçirmiştim.Cafeden çıkmıştık.Müge bana soran gözlerle bakınca"sıkıldım"diye cevap verdim."Peki öyle olsun bize gidiyoruz"dedi ve ekledi."Bizle kalacaksın odan bile hazır kanka"dedi.Hemen"hayır ben kendi başımın çaresine bakarım"dedim.Kafama aldığım darbeyle sallandım."Saçmalama zaten koca evde benle Eren kalıyoruz.Hem canım sıkılıyor onla" "Tamam ama bir süreliğine"dedim."Hı hı tabi" dedi.Arabaya bindik ve evin yolunu tuttuk.Müge ve Eren'in ailesi İzmir de yaşıyordu.Mügeler ve Erenler çok zenginlerdi.Eren Özel Aras Kolejini bitirdi ve kendine cafe açtı.Cafe dediğime bakmayın aynı bar yani.Eren ve Müge Tuna Holdinglerin varisi tabikide gelecek patronları,babalarıda kardeş.Ama hiç zengin züppeler gibi değiller.Müge'yle çok değişik bir şekilde tanışmıştık.On beş yaşında yetimhaneden kaçmıştım.Koşarken ağlıyordum ve Müge'yle çarpışmıştık.Müge o zamanlar bile çok tarzdı.Halen de öyle.Herneyse Müge ağladığımı görünce"Neden ağlıyorsun"diye sormuştu.Bende yetimhaneden kaçtığımı annemin beni terk ettiğini söylemiştim.Ama babamın öldürüldüğünü söylememiştim.O da benimle birlikte ağlamaya başladı.Benim o zamanlar telefonum yoktu.Onun elinde küçük dokunmatik telefon vardı onu bana vermişti."Ben babamlara söylerim.Bana yeni alırlar sen al bu telefonu ben sana burdan ulaşıyım olur mu?"demişti.Ben kabul etmiştim.Ondan sonrada hep konuşmuştuk falan filan"Yağmur,Yağmur"Müge'nin beni sarsmasıyla kendime gelmiştim."Sabahtan beri sana sesleniyorum cevap versene"dedi."K.b dalmışım"dedim."Geldik inelim"dedi.İndik ev çok büyüktü.Bagajdan bavulumu alıp eve girdik."Bu arada bu yeni anahtarın"dedi."Ne gerek vardı Müge çok kalmıcam zaten."dedim."Ya ya tabi çok kalmıcan al şunu hadi"dedi.Teşekkür edip almıştım.Evi gezdirip odamı göstermişti."Maviyi çok sevdiğin için odanıda mavi dekor ettik.Ama eğer beğenmezsen değiştirebilirsin."dedi."Hayır çok teşekkürler"dedim.Odam ciddende çok güzeldi.Mavi yatak örtüsü mavi duvar boyası ve çiçekle inanilmaz huzur vericiydi.(Multimedya)İki gün sonra okullar vardı.Of diye iç geçirmiştim.Eşyalarımı odama yerleştirip aşağı indim.Müge telefonla konuşuyordu.Ben gelince kapatmıştı."Ne oldu?"diye sordum."Akşam oldu kızım pizza söyledim."dedi.Kafamı onaylar şekilde tamam dedim.Eren çoktan gelmişti.Yemeklerimiz gelmişti.Pizzaları yedik,biraz televizyon seyrettik.Sonrada herkes odasına geçti.Yarın büyük ve yorulacağımız bir gündü.Alışveriş günüydü.Büyük ihtimalle annemin verdiği kartla alışveriş yapacaktım.Yalnız ev çok güzeldi.Bu kadar zenginler tabiki de normaldi.Müge'nin odası fazla renkliydi ama birşey olmaz.Onun tarzıda buydu.Mor renge bayılırdı.Siyahıda çok severdi.Saçları kızıldı.Gözleri de elaydı.Bunları düşünürken uykuya dalmışım.Ter içinde uyanmıştım.Yine aynı kabusu görmüştüm.Babamın gözümün önünde öldürüldüğü sahne,kafayı yiyecektim.Saat 8.00'dı.Lavaboya gidip günlük işlerimi halledip aşağıya indim.Kahvaltıyı hazırlayıp uyanmalarını bekledim.Çok şükür aşağı indiler."Ooo bir kuş sütü eksik kim hazırladı dicem ama tabiki de Yağmur,Müge erken uyansa bile böyle kahvaltı hazırlayamaz"dedi Eren ve ardından kahkaha patlattı.Müge hemen cevap verip"Nankör olma en azından bende kahvaltı hazırlıyodum böyle olmasa bile."dedi.Bende bu tartışmayı sonlandırmak istercesine"Hadi geçelim."dedim.İkiside başıyla onaylayıp,oturduk.Kahvaltı bitince Eren üstünü değiştirip işinin başına geçti.Müge ve bende kahvaltıyı topladık.Bugün büyük gündü.Hem alışveriş vardı hem de yarın okul vardı.Alışveriş yapmaya bayılırdı.Bu küçükkende böyleydi.Şuan da böyle diye geçirmiştim içimden.
Arkadaşlar bu bölüm bu kadarlıktı.Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.Önerileriniz varsa yorum atabilirsiniz.Şimdiden teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜ MAVİM
Teen FictionBabam ben 7 yaşındayken gözlerimin önünde öldürülmüştü.Annem de bunun üzerine beni terk etmişti.Dört gün sonrada okullar başlıyordu.Umarım iyi insanlarla karşılaşırım.Birde mektup var annem bana mektup bırakmış.Ama ne yapıcağımı bilmiyorum.mektubu o...