Yine o sakin yaz akşamlarından biriydi. Ve yine aynı yerinde oturuyordu Heaven, tam bir aydır neredeyse her akşam yaptığı gibi... Hafif esen ve yüzünü okşayıp saçlarını karıştırıan meltem, dalgaların da yardımıyla usulca, hafif bir melodi çalıyordu. Bir kez daha son bir ayda yaşanan olayları hızlıca kafasından geçirdi. Hepsini uzunca ve tüm ayrıntısıyla düşünecek gücü bulamıyordu kendinde.
Hayatındaki en iyi stajı elinden kaçırmıştı, en yakın arkadaşını kaybetmişti ve ailesi tam anlamıyla delirdiğini düşünüyordu. 'Bundan kötü daha neler olabilir ki' diye düşündü kim bilir kaçıncı defa.
Birkaç saniye öylece durduktan sonra şu anda tek istediğinin suya girip rahatlamak olduğuna karar verdi. Aniden verdiği bir kararla iç çamaşırları da dahil üstündeki tüm giysilerini kumların üzerine attı ve kendini yavaş yavaş serin suya bıraktı. Eliyle suyun içinde yavaşça küşük dalgalar oluşturdu. Bunu gerçekten seviyordu, çıplak olmayı seviyordu, yalnız kalmayı seviyordu, geceyi seviyordu, buz gibi serin suyu seviyordu. Dalgaların ve serin suyun verdiği huzuru başka hiçbir yerde, hiçbir şeyde bulamıyordu, en azından şimdilik.
Keşke bundan sonra başına gelecek şahane hatalarından önceden haberdar olabilseydi, keşke olabilseydiı...