Şebnem Asil
Türk dizilerini izlerdim de gülerdim.İki-dört arkadaş,bara gitmeye çalışırlar ve bum!Issız gecenin sokağında yapayalnız kalırlar.Keşke şu anda yine gülebilseydim.Aynı durum başıma gelmeseydi gülerdim zaten de.
Allahtan kurtlar falan ulumuyor.Ayy,o zaman neler olurdu tahmin edemiyorum.
"Acıktım ben yha!Lahmacun felan söylesenize."
Herkes bana şaşkın bakışlarını attı.
"Şebnemcim,zaten telefon çekse bırak lahmacun söylemeyi;seni eve götürüp hindi pişireceğiz de işte!"
Ne yani,yemeksiz susuz kalmış mıydık burada?Öküz Selim,bari canımı çektirtmeseydin!
"Aaa,ne yapcaz burda!Soğuktan ölürüz böyle.Ayşegül,ölürsem bütün facebook,instagram ve Twitter hesaplarımı sana devrediyorum.Takipçiler seninle olsun.Bu arada kimseyi aksatma."
Selim bana "ne diyo bu lan?" bakışı atarken Poyraz "beyin badava." diyerekten beynini gösteriyordu.
"Ay bu kızcağızın açlıktan beyni sulanmış.Şebnem,iyi misin tatlım,ha?"
Gözlerimi bir kenara dikerek başımı salladım.
"Değilim Ayşe!Açım,susadım,üşüdüm."
Poyraz sevgilisi olan Ayşegül'e sarıldı.Keşke Kerem Bursin burda olaydı da bana sarılaydı.
"Ayşegül biz arabaya gidelim yatalım."
Ayşe ve Poyraz arabaya bindiler.
"Çok üşüyor musun?"
Duyduğum cümleyle Selim'e döndüm.
"Eh,biraz biraz."
Selim kolumu tuttuğunda ona baktım tekrardan.
"Gel arabaya binelim biz de.Burnun aktı baya."
Yumuşak yüzüm sinirli bir hal aldı.
"Pislik.Çekil git,iki dakka romantik an yaşamıyoruz-..."
İkimizde birbirimize şaşkın şaşkın bakarken ben durumu düzenlemek üzerine konuşmaya başladım.
"Aman hadi arabaya binelim."
Selim saçma sapan sırıtırken ben utanç içerisindeki yüzüm ile şoför koltuğunun yanındaki koltuğa bindim.Ayşegül ve Poyraz arkada birbirlerine sarılıp,uyumuşlardı.Ah şu Güneşi Beklerken deki kızın yerinde olmak için nelerimi vermezdim ki.
"romantik an yaşamak istemediğinden eminsen,uyuyacağım Şebnemcim."
Gözlerimi sinirden dolayı hızlı hızlı kırpıştırdım.
"Ben artık kesinleştim,ama senden pek emin değilim."
Şu yıllardır Kerem Bursinden daha çok sevdiğim sırıtışını gösterdi yine bana.Küçülen gözleri,dağınık saçları ve sırıtan yüzü ile bir tavşana benziyordu.
"Valla,ben istediğimi kabul ediyorum."
Ellerini kaldırıp söylediği şey arasında mecazi bir anlam vardı.
"A-aa!Pislik şahsiyet."
Hızla ona arkamı dönüp kendimi uykunun kollarına bıraktım...
----------------------
"Kalkmayı düşünüyor musun,romantik an yaşamak isteyen ŞAHSİYET?"
Duyduğum cümleyle yüzümü buruşturarak gözlerimi açtım.Sırtım çok fena ağrıyordu.
"Of,hiç sırası değil sırtım ağrıyo yha."
Elime gelen tokatla ani refleks bende bir tekme attım.
"Senin ananın bacının haaaaa!"
Duyduğum koca kahkahayla karşımdakinin Playdoh olduğunu anladım.
"Ya,Allah'ın cezası!Çekil,çekil!"
Araba koltuğundan önümdeki Selim'i iterek kalktım.Açtım ve susamıştım.
"Ben çok açım.Ayrıca susadım."
Dediğim şeyle beraber kaputun altındaki Poyraz bana seslendi.
"Bagajda su var,ama Ç-"
Koşarak bagajı açtım ve koca şişeyi nasıl kaldırdığımı anlamadan bir kaç yudum su içtim.Şişeyi tekrar bagaja koydum.
"Ama Çeşme suyu!"
Poyrazın dediği şeyle kusmaya çalıştım ama başaramadım maalesef.O an aklıma gelen şeyle bağırdım.
"Acaba odunları yakarak "help!" mı yazsak?!"
Ayşegül kıkırdarken Poyraz ve Selim başını iki yana sallayarak işlerine devam ettiler.
"Siz anca trip atın!Kim bilir burada kaç yıl kalacağız!"
Kimse beni umursamadan işlerine devam etti.Acaba burada daha ne kadar kalacaktık?